Üyelerimize Aidat ile ilgili Önemli Bilgilendirme 32. Genel Kurul’da alınan karar doğrultusunda 20 TL/ay olan Odamız Üye Aidatları 1 Nisan 2022 tarihinden itibaren 30 TL/ay olmuştur. Üyelerimizin bilgisine sunar, aidat borcu ile ilgili ayrıntılı bilgi öğrenmek isteyen üyelerimizin çalışanımız Canan Tuna (05414195604) veya Muhasip Üye Ayhan Akgöz (05365530474) ile iletişime geçmelerini rica ederiz. Meteoroloji Mühendisleri Odası32.Dönem Yönetim Kurulu
SU İLE İLGİLİ VAR OLAN KURULLAR YENİDEN KURULDU 29 Kasım 2023 tarih ve 32384 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 157 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile “Ulusal Su Kurulu ile Havza ve İl Su Kurulları” kurulmuştur. Bu Kurulların hangi ihtiyaçtan kaynakladığı ve nasıl bir ihtiyacı gidereceğine ilişkin bir açıklamanın yapılmasına ihtiyaç vardır. Bu konuda bir gerekçe yayınlanmadığından konuyu anlaşılır kılmaya çalışmalıyız. Uzun yıllardır, su ile ilgili yaşanan sorunlar gündeme geldiğinde su kanunu olmadığı ve sorunların su konusundaki çok başlılıktan kaynaklı olarak yaşandığı sürekli tekrarlanmaktadır. Ancak gerçekte durum nedir? Su konusunda, öncelikle mevcut su mevzuatı açısından bakarak süreci değerlendirirsek konu daha iyi anlaşılmış olur. Su Mevzuatı; Ülkemizde su mevzuatının esası 6200 sayılı Devlet Su İşleri (DSİ) Kanunu ile 167 sayılı Yeraltı Suları Kanunudur. Kanunlarda zaman zaman değişiklik yapılmış olmasına rağmen, su kaynaklarının planlanması, su tahsisleri, su kaynakları ile ilgili su yapıları gibi konular özellikle bu kanunlar kapsamında ele alınmaktadır. Su kaynaklarının kirlilik yönünden korunması gibi konular DSİ’nin görevleri arasında olmasının yanı sıra, kirlilik üreten ya da kirlilik üretme ihtimali olan tüm tesislerin, işletmelerin su kalitesi yönünden atık izinlerinin verilmesi ve denetlenmesi, Çevre Kanunu başta olmak üzere ilgili mevzuat ile Çevre, Şehircilik ve İkim Değişikliği Bakanlığı ile Valiliklere verilmiştir. Su kaynaklarının kirletilmesinin önlenmesi konusunda her […]
2023 büyük etkileriyle iklim rekorlarını alt üst ediyor Cenevre/Dubai (WMO) – Dünya Meteoroloji Teşkilatı (WMO) göre 2023 yılı, yıkım ve umutsuzluk bırakan aşırı hava koşullarıyla birlikte iklim rekorlarını alt üst etti. 2023 kayıtlara geçen en sıcak yıl olacak. Sera gazı seviyeleri artmaya devam ediyor. Rekor deniz yüzeyi sıcaklıkları ve deniz seviyesinin yükselmesi. Antarktika’da rekor düzeyde düşük deniz buzu. Aşırı hava koşulları ölüm ve yıkıma neden oluyor. WMO Küresel İklimin Geçici Durumu raporu, 2023 yılının kayıtlara geçen en sıcak yıl olacağını teyit etmektedir. Ekim ayı sonuna kadar elde edilen veriler, yılın sanayi öncesi 1850-1900 temel çizgisinin yaklaşık 1.40 santigrat derece (±0.12°C belirsizlik payı ile) üzerinde olduğunu göstermektedir. Daha önce en sıcak yıllar olarak sıralanan 2016 ve 2020 ile 2023 arasındaki fark öyle ki, son iki ayın sıralamayı etkilemesi artık pek olası değil. Geçtiğimiz dokuz yıl, 2015’ten 2023’e kadar, kayıtlardaki en sıcak yıllardı. Kuzey Yarımküre’de 2023 baharında ortaya çıkan ve yaz aylarında hızla gelişen El Niño olayının 2024’te sıcaklığı daha da artırması muhtemeldir çünkü El Niño genellikle zirve yaptıktan sonra küresel sıcaklıklar üzerinde en büyük etkiye sahiptir. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas”Sera gazı seviyeleri rekor düzeyde yüksek. Küresel sıcaklıklar rekor seviyede. Deniz seviyesindeki yükselme rekor düzeyde. Antarktika deniz buzu rekor düzeyde […]
SON GÜNLERDE, METEOROLOJİK OLAY SONUCU YAŞANANLARIN, İKLİMDEĞİŞİMİNE BAĞLANMASI NEDENİYLE ZORUNLU AÇIKLAMA. 25-27 Kasım 2023 tarihlerinde Ege Bölgesi başta olmak üzere, ülkemizin değişikyörelerinde yaşanan fırtına ve yağışlar nedeniyle, denizler taşmış, tarım alanları ile kentler sularaltında kalmıştır. Bu yağışlara rağmen birçok barajda halen yeterli suyun olmaması gibisorunlar karşımızda dururken, yazılı ve görsel medyada bazı kişiler tarafından başta deniztaşmalarının iklim değişimine bağlanarak sorun tespiti yapılmaya çalışılması, bu açıklamalarınhaber kanallarında yer alması nedeniyle, bu açıklama zorunlu olarak yapılmıştır.Öncelikle ülkemizde son günlerde yaşanan meteorolojik olaylar ekstrem olaylardır. Buolayların, olağan ve tahmin edilebilen olaylar olduğunun bilinmesi gerekir. Deniz Seviyesi Değişimleri; Küresel ölçekte deniz seviyesinin yükselmesi, temel olarak küresel ısınma nedeniyle,eriyen buz tabakalarından gelen ilave su ve sıcaklık artışına bağlı olarak ısınan deniz suyunungenişlemesinden kaynaklanmaktadır. Yapılan çalışmalarda, kıyı gelgit ölçer ve uydu verilerinden küresel deniz seviyesinin(1993 yılından sonra uydularda kullanılmaya başlanmıştır) değişiminin yıllara göre artan veazalan yönünde olduğu, 1900 yılından 2018 yılına kadar deniz seviyesinde yükselişin yaklaşık23 cm olduğu, bu yükselmenin yaklaşık yarısının ise son yirmi yılda gerçekleştiğibelirtilmektedir (Grafik) Deniz suyu seviyelerinde artışın her yıl eriyen buzullar ve sıcaklık artışları nedeniylegittikçe yükselen bir eğilim gösterdiği ortadadır. Dünya Meteoroloji Teşkilatı (WMO) yaptığıaçıklamalarında dünyanın en sıcak 20 yılının son yirmi olduğunu, hatta en sıcak 10 yılının sonon yıl olduğunu […]
Sera gazlarının rekor seviyede olmasının anlamı şudur: Rekor seviyedeki ısı tutucu gazlar daha fazla sıcaklık artışı anlamına gelir. Karbon bütçesi hızla daralıyor. İklim değişikliğinin etkileri arasında daha fazla aşırı hava koşulları, deniz seviyesinin yükselmesi olayları görülecek. Küresel Sera Gazı İzleme Örgütü iklim eylemini destekleyecek Dünya Meteoroloji Teşkilatının(WMO) yeni raporuna göre, atmosferdeki ısı tutucu sera gazlarının bolluğu geçen yıl bir kez daha yeni bir rekora ulaştı ve daha kötüsü ise bu yükseliş eğiliminin görünürde de bir sonu yok. En önemli sera gazı olan karbondioksitin (CO2) küresel ortalama konsantrasyonları 2022 yılında ilk kez sanayi öncesi dönemin tam %50 üzerindeydi. Bu oran 2023 yılında da artmaya devam etmiştir. WMO’nun Sera Gazı Bültenine göre CO2 konsantrasyonlarındaki artış oranı bir önceki yıla ve on yıllık ortalamaya göre biraz daha düşüktü. Ancak bunun büyük olasılıkla karbon döngüsündeki doğal, kısa vadeli değişimlerden kaynaklandığı ve endüstriyel faaliyetlerin bir sonucu olarak yeni emisyonların artmaya devam ettiği belirtildi. Dubai’deki Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği müzakereleri veya COP28 hakkında bilgi vermek amacıyla yayınlanan Sera Bülteni’ne göre, metan konsantrasyonları da arttı ve üçüncü ana gaz olan azot oksit seviyeleri 2021’den 2022’ye kadar kayıtlara geçen en yüksek yıllık artışı gördü. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, “Bilim camiasının onlarca yıldır yaptığı uyarılara, binlerce sayfalık […]
El Niño’nun en az Nisan 2024’e kadar sürmesi bekleniyor El Niño’nun sıcaklık artışlarını daha da körüklemesi bekleniyor Etkiler 2024 yılının Nisan ayına kadar devam edecek Sıcak hava dalgaları, seller ve kuraklıklar gibi aşırı hava ve iklim olaylarını daha da kötüleştirecek Herkes için Erken Uyarılar hayat kurtaracaktır. Dünyanın dört bir yanından gelen tahminleri ve uzman rehberliğini bir araya getiren WMO El Niño/La Niña Güncellemesi, tarihsel kalıplara ve mevcut uzun vadeli tahminlere dayanarak, önümüzdeki boreal bahar boyunca kademeli olarak azalmasının beklendiğini söylüyor. El Niño ortalama olarak her iki ila yedi yılda bir meydana gelir ve tipik olarak dokuz ila 12 ay sürer. Orta ve doğu tropikal Pasifik Okyanusu’nda okyanus yüzeyinin ısınmasıyla ilişkili doğal olarak oluşan bir iklim modelidir. Ancak insan faaliyetleri tarafından değiştirilen bir iklim bağlamında gerçekleşir. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas.” El Nino’nun küresel sıcaklık üzerindeki etkileri genellikle gelişmesinden sonraki yıl, bu durumda 2024’te ortaya çıkar. Ancak Haziran ayından bu yana rekor düzeyde yüksek seyreden kara ve deniz yüzeyi sıcaklıklarının bir sonucu olarak, 2023 yılı şu ana kadar kaydedilen en sıcak yıl olma yolunda ilerliyor. Gelecek yıl daha da sıcak olabilir. Bu durum açık ve net bir şekilde insan faaliyetlerinden kaynaklanan ısı tutucu sera gazlarının artan konsantrasyonlarının katkısından kaynaklanmaktadır” dedi. […]
Dünya kayıtlara geçen en sıcak Ekim ayını yaşadı Avrupa Birliği’nin Copernicus İklim Değişikliği Servisi’ne (C3S) göre, aylık küresel sıcaklık rekoru Ekim ayında bir kez daha kırıldı ve olağanüstü kara ve okyanus yüzey sıcaklıkları ve düşük deniz buzu serisi devam etti. Ekim ayı, rekor düzeyde sıcak küresel sıcaklıkların yaşandığı üst üste beşinci ay oldu. Bu da 2023’ün kayıtlardaki en sıcak yıl olacağının neredeyse kesin olduğu anlamına geliyor. WMO bunu, 30 Kasım’da BM İklim Değişikliği konferansı COP28’in açılış gününde yayınlanacak olan Küresel İklimin Durumu 2023 geçici raporunda teyit edecek. COP28’de karar alıcılara daha uzun vadeli bir perspektif sunmak amacıyla WMO ayrıca Küresel İklimin Durumu 2011-2020 on yıllık raporunu yayınlayacaktır. İklim değişikliğinin itici güçlerine (insan faaliyetlerinden kaynaklanan sera gazı konsantrasyonları) ilişkin yıllık raporu ise 15 Kasım’da yayınlanacak. WMO, Küresel İklimin Durumu raporları için, Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi ( ECMWF ) dahil olmak üzere çeşitli uluslararası veri setleri kullanmaktadır. 2023 yılı Ekim ayı, 1991-2020 ortalamasının 0,85°C ve bir önceki en sıcak Ekim ayının 0,40°C üzerinde gerçekleşerek kayıtlara geçen en sıcak Ekim ayı olmuştur. Küresel sıcaklık anomalisinin, Eylül 2023’ün ardından ERA5 veri setindeki tüm aylar arasında en yüksek ikinci sıcaklık olduğu belirtildi. Ocak ayından Ekim ayına kadar olan takvim yılı için, 2023 küresel […]
TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
İklim değişikliği sağlığımız için tehlikelidir ancak iklim ile ilgili hizmetler hayat kurtarır. İklim değişikliği sağlık alanındaki kazanımları kaybetmek için risk oluşturuyor. Tüm aşırı hava olayları/tehlikeleri arasında en yüksek ölüm oranına sahip olan aşırı sıcaklarlardır. İklim bilgileri ve hizmetleri sağlık risklerinin öngörüsüne ve yönetilmesine yardımcı olur. Vaka çalışmaları dünya çapındaki başarı hikayelerini gözler önüne seriyor. Dünya, kayıtlı tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar hızlı ısınırken, insan sağlığı ön saflarda yer alıyor. İklim değişikliği, özellikle en savunmasız toplumlarda, daha iyi sağlık ve refah yönünde onlarca yıldır kaydedilen ilerlemeyi tersine çevirme tehdidinde bulunuyor. Dünya Meteoroloji Teşkilatı (WMO) tarafından koordine edilen çok kurumlu yeni bir rapora göre, bilimsel bilgi birikimi ve kaynaklar dengeyi düzeltmeye yardımcı olabilir, ancak yeterince erişilebilir değildir yada yeterli düzeyde kullanılmamaktadır. WMO’nun yıllık İklim Hizmetlerinin Durumu raporu bu yıl sağlık konusuna odaklanıyor. Rapor, daha aşırı hava koşulları ve kötü hava kalitesi, değişen bulaşıcı hastalık modelleri ve gıda ve su güvensizliği karşısında sağlık sektörünü desteklemek için özel iklim bilgileri ve hizmetlerine duyulan ihtiyacı vurguluyor. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas “Neredeyse tüm gezegen bu yıl sıcak hava dalgalarını yaşadı. El Niño’nun 2023’te başlaması, yeni sıcaklık rekorlarının kırılması olasılığını büyük ölçüde artıracak, dünyanın birçok yerinde ve okyanusta daha fazla aşırı sıcaklığı tetikleyecek ve yaşanan […]
DAHA NİCE YÜZ YILLARA….. TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
YAZ ve KIŞ SAATİ AYARLAMALARI Ülkemizde yaz ve kış saat ayarlamaları -uygulamanın gerekli olup olmadığı tartışmaları arasında -Mart ve Ekim aylarının son haftalarında yapılırdı. 2016 yılından tek saat uygulamasına geçilmesinden sonra konu ile ilgili tartışmalar halen değişik şekillerde devam etmektedir. Tartışmalar genelde enerji tasarrufu temel alınarak yapılmaktadır. Ancak, tartışmalarda ölçümlere dayalı enerji tasarrufuna ilişkin bilgiler ise sunulamamaktadır. Konu, sadece binalardaki enerji tasarrufu üzerinden değil, insan etkinliklerinin sürdüğü dış ortam sıcaklıklarının da dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekir. Kapalı ortamlarda doğal olarak kendinize göre konfor sıcaklıklarını ayarlanabilirsiniz. Açık ortamlarda ise dış ortam sıcaklığı yani atmosfer sıcaklığı belirleyici olmaktadır. Saat ayarlamaları, insan etkinliklerinin gün içerisindeki süreci de dikkate alınarak, sadece kapalı ortamlar değil açık ortamlarda dikkate alınarak yapılmalıdır. Bu tartışmalara Meteoroloji Mühendisliği açısından katkı vermek amacıyla bir açıklama yapılması zorunlu olmuştur. Dünyanın eksen eğikliği 230 26‘ 11,3” olup, bu eğiklik 41.000 yılda 22,1 ile 24,5 derece arasında değişmektedir. Eksen eğikliğine göre güneşten gelen enerji mevsimlere ve enlemlere göre farklılıklar göstermektedir. Dünyanın eğikliğinden dolayı ekinokslar (21 Mart ile 23 Eylül tarihleri) ve gün dönümleri (21 Aralık- 21 Haziran) güneş ışınlarının geliş açıları ve gün uzunlukları bakımından önemli tarihlerdir. Tarih boyunca, insanoğlu yaşadığı coğrafyanın özelliklerine bağlı olarak yaşamını kolaylaştırmak amacıyla kurallar geliştirmiştir. Kentsel yaşam, özellikle […]
Felaketler ve eşitsizlik aynı madalyonun iki yüzüdür. Dirençli bir gelecek için eşitsizlikle mücadele, bu yılki Uluslararası Afet Riskini Azaltma Günü’nün temasıdır. WMO ve ortaklarının Herkes için Erken Uyarılar girişimi aracılığıyla onarmaya çalıştığı afetler ve eşitsizlik arasındaki kısır döngüyü vurgulamaktadır. Eşitsizlik ve afetlerden zarar görebilirlik aynı madalyonun iki yüzü gibidir: finans ve sigorta gibi hizmetlere eşit olmayan erişim, en fazla risk altında olanları afet tehlikesine maruz bırakır. Afet etkileri eşitsizlikleri daha da kötüleştirir ve en fazla risk altında olanları daha da yoksulluğa iter. BM Genel Sekreteri António Guterres bir mesajında “2023 yılında sıcaklık rekorları kırıldı ve dünya çapında rekor kuraklık, yangın ve sel felaketleri görüldü. Yoksulluk ve eşitsizlik bu felaketleri daha da şiddetlendiriyor,” “En az gelire sahip olanlar genellikle aşırı hava koşulları karşısında en büyük risk altındadır. Sel ve kuraklığa daha açık yerlerde yaşayabilirler; ve hasarla başa çıkmak ve hasarı gidermek için daha az kaynağa sahiptirler. Sonuç olarak orantısız bir şekilde acı çekerler ve yoksulluğa daha fazla itilebilirler” İstatistikler , hayat kurtaran erken uyarıların 2027 yılı sonuna kadar gezegendeki herkese ulaşmasını sağlamak için Sayın Guterres’in öncülük ettiği uluslararası kampanyaya aciliyet katmaktadır. Küresel olarak ülkelerin yarısı yeterli erken uyarı sistemlerine sahip değildir ve daha da azı erken uyarıları acil durum planlaması, hazırlık […]
WMO giderek düzensizleşen su döngüsünün daha iyi izlenmesi için çağrıda bulunuyor. Su kaynaklarının durumu raporu bağımsız bir küresel değerlendirme sunuyor Su yönetimini güçlendirmek için daha fazla yatırım ve veri paylaşımı gerekiyor İklim değişikliği sel ve kuraklık gibi ekstrem olayları yoğunlaştırıyor Su kaynakları yönetimi iklim eyleminin merkezinde yer alıyor Hidrolojik bilgiler Herkes İçin Erken Uyarıları destekler Cenevre, 12 Ekim 2023 (WMO) _ Dünya Meteoroloji Teşkilatının küresel su kaynaklarına ilişkin kapsamlı bir değerlendirme sunan yeni raporuna göre, iklim değişikliği ve insan faaliyetlerinin bir sonucu olarak hidrolojik döngü dengesini kaybediyor. Kuraklıklar ve aşırı yağış olayları, yaşamlara ve ekonomilere ağır bir darbe vuruyor. Eriyen kar, buz ve buzullar sel gibi tehlikeleri arttırmakta ve aynı zamanda da milyonlarca insan için uzun vadeli su güvenliğini tehdit etmektedir. Yine de dünyadaki tatlı su kaynaklarının gerçek durumu hakkında çok az şey biliniyor. WMO Küresel Su Kaynaklarının Durumu 2022 raporu, ölçmediğimiz şeyi yönetemeyiz diyor ve temel bir politika değişikliği çağrısında bulunuyor. Su kaynaklarının izlenmesi, veri paylaşımı, sınır ötesi işbirliği ve değerlendirmelerin iyileştirilmesi ve bunu kolaylaştırmak için yatırımların arttırılması gerekmektedir. Bu, toplumun artan çok fazla veya çok az su aşırılıklarıyla başa çıkmasına yardımcı olmak için hayati önem taşımaktadır. WMO Küresel Su Kaynaklarının Durumu Raporu 2022, geçen yıl yayınlanan pilot raporun […]
Eylül ayında aylık sıcaklık rekoru kırıldı. Dünya Meteoroloji Teşkilatı (WMO) tarafından Küresel İklimin Durumu izleme raporlarında kullanılan önde gelen uluslararası bir veri setine göre, Dünyamız kayıtlara geçen en sıcak Eylül ayını yaşadı – hem de rekor bir farkla. Bu durum, olağanüstü kara ve deniz yüzeyi sıcaklıkları serisini devam ettirmekte ve sera gazlarının iklimimizi değiştirme hızına ilişkin kaygı verici bir sinyal niteliği taşımaktadır. 2023 yılı şu anda kayıtlardaki en sıcak yıl olma yolunda ilerliyor. Daha önce de açıkladığımız gibi son aylarda çok sayıda yüksek sıcaklık rekoru kırıldı. Eylül ayında ortalama yüzey sıcaklığı 16.38°C oldu. Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi (ECMWF) tarafından yürütülen AB’nin Copernicus İklim Değişikliği Servisi’ne (C3S) göre, bu sıcaklık 2020’deki bir önceki en sıcak Eylül ayı sıcaklığının 0,5°C üzerinde ve sanayi öncesi referans 1850-1900 dönemine kıyasla Eylül ayı için yaklaşık 1,75°C daha sıcaktır. WMO Genel Sekreteri Petteri Taalas “Haziran ayından bu yana dünyamız, karada ve denizde eşi benzeri görülmemiş bir sıcaklık dönemi yaşadı. Sıcaklık anomalileri muazzam ve geçmişte gördüğümüz değerlerden çok daha büyük oldu. Antarktika’da kış mevsiminde deniz buzu miktarı, yılın o dönemi için kayıtlara geçen en düşük seviyesindeydi. Özellikle endişe verici olan şey, ısınan El Niño olayının hala gelişmekte olması ve bu nedenle bu rekor kıran sıcaklıkların […]
Antarktika deniz buzu kayıtlardaki en düşük kış seviyesinde Antarktika’daki deniz buzu, soğuk ve karanlık kış aylarının ardından en yüksek seviyesine ulaştı. ABD Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi’nden (NSIDC) alınan ön verilere göre, uydu kayıtlarında (1979’dan itibaren) ilk kez maksimum boyut 17 milyon kilometrekarenin (6,56 milyon mil kare) altında kaldı. Bu, 2022’deki bir önceki rekor düşük seviyenin tam bir milyon kilometrekare (386.000 mil kare) altında ve değer Mısır’ın büyüklüğünden daha fazladır. Antarktika deniz buzu 13 Eylül 2023 itibariyle, önceki dört yıla ait günlük buz miktarı verileri ve rekor yüksek yıl ile birlikte. 2023 mavi, 2022 yeşil, 2021 turuncu, 2020 kahverengi, 2019 macenta ve 2014 kesikli kahverengi ile gösterilmiştir. 1981 ila 2010 ortancası koyu gri renktedir. Medyan çizgisinin etrafındaki gri alanlar verilerin çeyrekler arası ve ondalık dilimler arası aralıklarını göstermektedir. (NSIDC) NSIDC’ye göre, 10 Eylül’de ulaşılan maksimum değer, referans ortalamasının (1981 – 2010) yaklaşık 1,75 milyon kilometre kare (676.000 mil kare) altındaydı. Antarktika’daki bu deniz buzu yokluğu, Güney Okyanusu’nda mevsim normallerinin üzerinde seyreden ılık deniz yüzeyi sıcaklığının yanı sıra Doğu Antarktika’nın büyük bölümünde daha yüksek atmosferik yüzey sıcaklığı ve buna bağlı olarak Antarktika üzerindeki büyük ölçekli atmosferik sirkülasyon ile ilişkilidir. Özellikle endişe verici olan, uzun vadeli mevsimsel evrimden farkın büyüklüğüdür. WMO’nun […]
Sevgili Meslektaşımız, Abimiz, büyüğümüz ve Mesleğimizin duayenlerinden olan Gökhan ABUR’u kaybettik. Kendisine Allah’tan Rahmet, Kederli ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı dileriz. Mekanı Cennet olsun. TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
İklim hedeflerine ulaşma penceresi ‘hızla kapanıyor’ BM İklim Değişikliği Çerçevesi (UNFCCC) tarafından yayınlanan yeni bir rapora göre dünyamız, küresel sıcaklık artışının sınırlandırılmasına yönelik Paris Anlaşması’nda belirlenen uzun vadeli hedeflerden hızla uzaklaşıyor. Rapor, 2022 ve 2023 yıllarında iklim değişikliğine ilişkin Paris Anlaşması’nın uygulama durumu ve uzun vadeli hedeflerine ilişkin teknik müzakerelerden elde edilen 17 temel bulguyu en iyi bilimsel bilgilere dayanarak özetlemektedir. UNFCCC İcra Sekreteri Simon Stiell “daha fazla kararlılık ve hızlandırıcı eylem” çağrısında bulundu. Simon Stiell “Hükümetleri raporun bulgularını dikkatle incelemeye ve sonuçta bunun kendileri için ne anlama geldiğini ve bundan sonra atmaları gereken iddialı adımları da anlamaya çağırıyorum. Aynı şey işletmeler, toplumlar ve diğer kilit paydaşlar için de geçerlidir” dedi. Sentez raporu, Kasım-Aralık aylarında Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai kentinde düzenlenecek olan BM iklim değişikliği konferansı COP28’deki “küresel durum değerlendirmesi” öncesinde yayınlandı. Durum değerlendirmesinde delegeler iklim hedeflerine ulaşma yolunda toplu olarak ilerleme kaydedip kaydetmediklerini ve nerede – neden kaydedemediklerini değerlendirecekler. COP28’in başkan adayı Sultan Al Jaber, Paris Anlaşması’na uyulacaksa “Klasik iş yapma” anlayışının yıkılması gerektiğini vurguladı. Bunun için emisyonların 2030 yılına kadar yüzde 43 oranında azaltılması gerekmektedir. “İşte bu nedenle COP28 Başkanlığı, kimseyi geride bırakmayan, adil ve iyi yönetilen bir enerji dönüşümünün hızlı bir şekilde takip edilmesi, iklim finansmanının düzeltilmesi, […]
Daniel Fırtınası Akdeniz’de aşırı yağış ve sellere, Libya’da ise ağır can kayıplarına yol açtı. Daniel Fırtınası olarak adlandırılan bir fırtına sisteminden kaynaklanan aşırı yağışlar, orta ve doğu Akdeniz’in bazı bölgelerini vurdu. En kötü etkilenen ülke olan Libya’nın yanı sıra Yunanistan, Türkiye ve Bulgaristan’da yıkıcı sellere ve can kayıplarına yol açtı. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu’na göre, Libya Kızılay Derneği tarafından 10.000 kadar kişinin kayıp olduğu bildirildi. Kayıpların sayısı henüz teyit edilmedi ancak yüzlerce kişinin öldüğünden endişe ediliyor. Libya Ulusal Meteoroloji Merkezi, fırtınanın 10 Eylül’de Libya’nın kuzeydoğusunda saatte 70-80 km hızla esen şiddetli rüzgarlarla zirveye ulaştığını açıkladı. Bu durum iletişimin kesilmesine, elektrik kulelerinin ve ağaçların devrilmesine neden oldu. Aralarında günlük 414,1 mm ile en yüksek yağış oranının kaydedildiği (10 Eylül sabah 8’den 11 Eylül sabah 8’e kadar) Al-Bayda’nın da bulunduğu birçok şehirde 150-240 mm arasında olmak üzere meydana gelen şiddetli yağışlar sellere neden olmuştur. Ulusal Meteoroloji Merkezi bunun yeni bir yağış rekoru olduğunu açıkladı. Ani seller aynı zamanda birçok bölge sakininin ölümüne ve büyük mal kayıplarına yol açtı. Libya meteoroloji servisi, Derna’daki tüm mahallelerin, iki eski barajın çökmesinin ardından su tarafından sürüklenen sakinleriyle birlikte ortadan kaybolduğunu ve durumun felakete neden olacak şekilde kontrolden çıktığını söyledi. Libya Hükümeti etkilenen tüm şehirlerde […]
Dünyamız, eşi benzeri görülmemiş deniz yüzeyi sıcaklıkları ve aşırı hava koşulları ile kayıtlara geçen en sıcak üç aylık dönemi yaşadı. ECMWF tarafından yürütülen Avrupa Birliği destekli Copernicus İklim Değişikliği Servisi’ne (C3S) göre, Dünyamız kayıtlara geçen en sıcak üç ayını yaşadı. Küresel deniz yüzeyi sıcaklıkları art arda üç ay boyunca eşi benzeri görülmemiş yüksek değerlerde seyrederken Antarktika’daki deniz buzu miktarı yılın bu dönemi için rekor seviyede düşük düzeyde kaldı. Copernicus İklim Değişikliği Servisi ERA 5 veri setine göre, Ağustos ayı büyük bir farkla kayıtlara geçen en sıcak Ağustos ayı oldu ve Temmuz 2023’ten sonra gelmiş geçmiş en sıcak ikinci ay oldu. C3S aylık iklim bültenine göre, Ağustos ayının bir bütün olarak 1850-1900 yılları arasındaki sanayi öncesi ortalamadan yaklaşık 1,5°C daha sıcak olduğu tahmin edilmektedir. Şu ana kadarki yıl (Ocak-Ağustos), güçlü bir El Niño ısınmasının yaşandığı 2016’nın ardından kayıtlara geçen en sıcak ikinci yıl oldu. Ağustos ayı bir bütün olarak 20.98°C ile tüm aylarda kaydedilen en yüksek küresel aylık ortalama deniz yüzeyi sıcaklıklarına sahne oldu. Sıcaklıklar Ağustos ayında her gün bir önceki rekoru (Mart 2016) aştı. Antarktika deniz buzunun kapsamı, 1970’lerin sonlarında uydu gözlemlerinin başlamasından bu yana Ağustos ayındaki en büyük negatif anomali olan ortalamanın %12 altındaki aylık değerle yılın en düşük […]
5 EYLÜL 2023 İSTANBUL ve YAKIN İLLERDE MEYDANA GELEN SELLER HAKKINDA ZORUNLU AÇIKLAMA 5 Eylül 2023 tarihinde başta İstanbul olmak üzere civar kentlerde yaşanan sel ve taşkınların meteorolojik bilgi ve birikimi olmayan kişi ve çevreler tarafından iklim değişimine bağlanmaya çalışıldığına tanık olmaktayız. Meteorolojik olaylar ve etkileri değerlendirilirken geçmiş verilerin bilimsel ilkeler kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Konunun çok kolayca anlaşılması için, geçmiş yıllarda yaşanan olayların bilinmesinde fayda vardır. 9 Eylül 2009 tarihinde İstanbul’da aynı bölgede yaşanan selde 31 canımızı kaybetmiştik. Yüzlerce iş yerleri yine sular altında kalmıştı. Sadece bu olaya bile bakılarak olayın olağan yani beklenen bir olay olduğu anlaşılmaktadır. Bu yaşananlar, yerleşim yerlerinin seçiminde, imar planları ile projelerin yapılmasında meteorolojik parametrelerin ve iklimsel özelliklerin dikkate alınmadığını açıkça göstermektedir. Yağışlar, yağışların sonunda oluşan Sel ve taşkınlar aslında olağan olaylardır. Olağan olayların afete dönüşmesi ise insan faaliyetlerinden kaynaklanan hatalar sonucu oluşmaktadır. Meteoroloji Mühendisliğini yok sayarak yapılan iş ve işlemlere baktığımız zaman bu olayların yaşanması da bizim açımızdan şaşırtıcı değildir. İklim tanım olarak en az otuz yıllık meteorolojik gözlemlerin bir ortalamasıdır. Ülkemizde İklim değişimi ile ilgili yapılan neredeyse tüm çalışmalarda da Meteoroloji Mühendisliği ve Meteoroloji Bilimi yok sayılmaktadır. Basın yayın kuruluşları da her sel ve taşkın olaylarında olduğu gibi, meteoroloji bilimi ile ilgisi olmayan […]
Afrika iklim değişikliğinden orantısız şekilde zarar görüyor Sıcaklık artışı hızlanıyor Ekstrem hava koşulları gıda güvensizliğini, yerinden edilmeleri ve toplumsal çatışmaları körüklemektedir Tarımsal verimlilik düşüyor Adaptasyon finansmanı yetersiz Kayıp ve hasarlar artıyor Erken uyarılar herkese ulaşmıyor Afrika, küresel sera gazı emisyonlarının sadece küçük bir kısmından sorumlu olmasına rağmen iklim değişikliğinden tam tersine orantısız bir şekilde zarar görmektedir. Dünya Meteoroloji Teşkilatı’nın (WMO) yeni raporuna göre, bu durum gıda güvenliğine, ekosistemlere ve ekonomilere zarar veriyor. Aynı şekilde yerinden edilme ve göçü körüklüyor ve azalan kaynaklar nedeniyle de toplumsal çatışma riskini arttırıyor. Afrika’da İklimin Durumu 2022 raporu, Afrika’daki sıcaklık artış hızının son yıllarda hızlandığını, hava ve iklimle ilgili tehlikelerin daha şiddetli hale geldiğini gösteriyor. Yine de iklim adaptasyonu için finansman, ihtiyaç duyulanın yanında devede kulak kalıyor. 1900’den 2022’ye kadar Afrika (WMO Bölgesel Birliği I) için 1991-2020 klimatolojik dönemine göre Altı farklı veri setine dayalı olarak °C cinsinden sıcaklık farkı tablosu Kıtada 2022 yılında 110 milyondan fazla insan hava, iklim ve suyla ilgili tehlikelerden doğrudan etkilenmiş ve 8,5 milyar ABD dolarından fazla ekonomik zarara neden olmuştur. Acil Durum Olay Veritabanı’na göre, %48’i kuraklık ve %43’ü sel ile ilişkili olmak üzere 5.000 ölüm vakası rapor edilmiştir. Ancak eksik raporlama nedeniyle gerçek rakamın çok daha yüksek olması […]
Google aşırı sıcak uyarılarında sağlıkla ilgili ipuçlarını ekliyor. Küresel Sıcaklık Sağlığı Bilgi Ağı ile işbirliği içinde geliştirilen yeni bir Google arama özelliği sayesinde sağlık ve güvenlik ile ilgili önemli ipuçları dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca kişiye sunuluyor. Gözlemlenen bir aşırı sıcak hava olayı sırasındaki bu hizmet, sıcak hava olayının ne zaman başlayıp ne zaman biteceğinin tahmin edilmesinin yanı sıra kişilerin serin ve sağlıklı kalmasına yönelik ipuçlarını da içeren bilgileri gösterecek. Google’un bu hizmeti, dünya çapında yaklaşık 200 ülkedeki Google arama kullanıcılarına, bölgelerinde yaşanan aşırı sıcaklar hakkında bilgi aradıkları zaman sunuluyor. Kişisel ısı direncinin nasıl optimize edileceğine dair basit, kanıta dayalı ipuçları, WMO-WHO İklim ve Sağlık Ortak Ofisi, Küresel Afet Hazırlık Merkezi ve Kızılhaç Kızılay İklim Merkezi ile Sydney Üniversitesi Isı ve Sağlık Araştırma İnkübatörünü temsil eden Ağ üyeleri tarafından geliştirilmiştir. WMO-WHO İklim ve Sağlık Ortak Ofisi Lideri Joy Shumake-Guillemot “Bu yıl, özellikle de şimdiye kadar kaydedilen en sıcak ay olan Temmuz’da defalarca gördüğümüz gibi aşırı sıcaklar tüm canlılar ve ekosistem için büyük bir tehdittir. Sıcaktan ölen ya da ciddi şekilde hastalanan insanların kesin sayısını küresel düzeyde değerlendirmek çok zor olsa da biliyoruz ki çok fazla insan nu durumdan olumsuz etkilenmektedir. Sıcaktan kaynaklanan her ölüm, basit ve genellikle de çok düşük […]
Büyük Önder Atatürk komutasındaki Türk ordusunun 26 Temmuz 1922’de başlayan ve 30 Ağustos’ta büyük bir zaferle taçlandırdığı Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi, tarihe altın harflerle yazılan en büyük kahramanlık destanlarından biridir. Bir kez daha gururla kutluyoruz. TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
NASA tarafından yapılan bir çalışma İki derecelik Isınmada karşılaşacağımız muhtemel iklim risklerini ortaya koyuyor. Bu harita, 2045 yılı için çalışmanın analizi tarafından öngörülen “yangın hava indeksi” (FWI) adı verilen bir ölçüdeki küresel değişimi göstermektedir (kırmızı: daha fazla aşırı yangın havası; mavi: daha az). FWI, bir bölgenin aşırı yangın havası koşullarını birlikte artıran düşük yağış ve yüksek rüzgarlar gibi koşulların bir kombinasyonunu temsil eder. NASA Earth Exchange tarafından yüksek çözünürlüklü iklim projeksiyonları üzerinde yapılan analiz, küresel sıcaklıkların artmaya devam etmesi ve sanayi öncesi seviyelerin 2 derece üzerine çıkması halinde, dünya çapında insanların iklim değişikliğinin birçok etkisiyle aynı anda karşılaşabileceği ve bunun ciddi sonuçlar doğurabileceği sonucuna varıyor. Kaynak: NASA/Taejin Park Küresel sıcaklıklar artmaya devam eder ve sanayi öncesi seviyelerin 2 santigrat derece (3,6 Fahrenheit derece) üzerine çıkarsa, dünya çapında insanlar iklim değişikliğinin birden fazla etkisiyle aynı anda karşı karşıya kalabilir. Farklı iklim etkilerinin nasıl bir araya gelebileceğini anlamak için bu tür bir ısınmanın öngörülen etkilerini analiz eden NASA liderliğindeki bir çalışmaya göre ortaya konulmaya çalışıldı.. Küresel sıcaklıklarda 2 derecelik bir artış, insan kaynaklı iklim değişikliğinin tehlikeli ve basamaklı etkilerinin ortaya çıkacağı kritik bir eşik olarak kabul ediliyor. Araştırmacılar, 20. yüzyılın ortalarına (1950-1979) kıyasla dünya nüfusunun dörtte birinden fazlasının her yıl bir ay […]
Aşırı hava koşulları “yeni norm” Aşırı uçların olduğu bir yaz mevsimi yaşıyoruz. 2023 Temmuz ayı şimdiye kadar kaydedilen en sıcak ay oldu. Ekstrem hava şartları Ağustos ayı boyunca da devam edecek. WMO’da iklim uzmanı olan Alvaro Silva, “Bu durum artık yeni normalimiz ve ne yazık ki sürpriz değil” dedi. “Sıcak hava dalgaları ve şiddetli yağışlar gibi birçok aşırı hava olayının sıklığı ve yoğunluğu son yıllarda artmıştır. Sera gazı emisyonlarından kaynaklanan insan kaynaklı iklim değişikliğinin ana etken olduğuna dair yüksek bir güven var. Bu da bize bu tür aşırı hava koşullarının ve aşırı olayların artan sıklığı ve şiddetinin devam edeceğini gösteriyor.” dedi. Alvaro Silva ; Jet akımlarının davranışının da ekstrem olayları yaşamımıza katkıda bulunan bir faktör olduğunu söyledi. Bu yıl jet akımlarının konumunun bazen normalden daha güneyde olduğunu ve bazı bölgelerde daha sıcak havanın subtropikal bölgelerden çekilmesiyle sıcak hava dalgaları gibi aşırı hava olaylarına elverişli blokaj (kalıcı hava modeli) oluşturdu. “İnsan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle Kuzey Kutbu’ndaki hızlı ısınma ve değişiklikler ile jet akımı gibi atmosferik dinamikler de dahil olmak üzere orta enlem hava modelleri arasında bir bağlantı olduğunu öne süren birkaç çalışma var, ancak bu yaz meydana gelen ekstrem olayları tam olarak anlamak ve açıklamak için daha derinlemesine araştırmalara ihtiyaç […]
14 AĞUSTOS 2023 SAAT : 12 GMT. 15 AĞUSTOS 2023 SAAT: 12 GMT 16 AĞUSTOS 2023 SAAT : 12 GMT 17 AĞUSTOS 2023 SAAT : 12 GMT 18 AĞUSTOS2023 SAAT : 12 GMT 19 AĞUSTOS 2023 SAAT : 12 GMT TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI KAYNAK : ECMWF
Ani Taşkın Yönlendirme Sistemi (FFGS): Meteoroloji ve Hidroloji Alanında Kadınların Daha Fazla Görev Üstelenmesini Sağlıyor. Kadınlar küresel nüfusun yüzde 49,7’sini oluşturuyor, ancak bu oran çoğu zaman görmezden geliniyor ve kadınların hakları ihlal ediliyor. Sonuç, gezegen nüfusunun yarısını dışlayan ve ötekileştiren bir dünya – hepimizin daha müreffeh, barışçıl ve sürdürülebilir bir gelecek yaşamasını engelleyecek bir sorun olarak karşımızda duruyor. Hiç şüphesiz bu sorunun temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliği yatmaktadır (UNFPA, 2023). Artık gezegenimiz üzerinde yaşayan herkesin kabul edeceği gibi iklim değişikliğiyle birlikte yaşadığımız zorluklar daha da artacaktır. İklim değişikliği her ne kadar toplumun tüm kesimlerini etkilese de, sektörler arası etkileri farklılık gösterebilir. Bu durum mevcut eşitsizlikleri daha da kötüleştirebilir. Toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri, kadınların hava koşullarıyla ilgili rahatsızlıklara uyum sağlama kapasitesini de engelleyebilir. Dahası, hava olayları daha sık ve şiddetli hale geldikçe, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri de devam etme ve artma potansiyeline sahiptir (Eastin, 2018; Dünya Bankası, 2023). Kadınların bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) gibi profesyonel alanlarda, özellikle de küresel ölçekte yeterince temsil edilmediği onlarca yıldır bilinmektedir (UNESCO İstatistik Enstitüsü, Dünya Bankası Toplumsal Cinsiyet Veri Portalı). Meteoroloji, hidroloji ve afet riskinin azaltılması da bu durumdan istisna değildir. WMO ile Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA)/Ulusal Hava Servisi (U.S. NWS), Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası […]
Copernicus, Temmuz 2023’ün şimdiye kadar kaydedilen en sıcak ay olduğunu doğruladı. Temmuz 2023, küresel ortalama sıcaklığın kayıtlardaki en yüksek sıcaklık olduğu teyit edildi. Bu ay, 1991-2020 Temmuz ayı ortalamasından 0,72°C, bir önceki en sıcak ay olan Temmuz 2019’dan ise 0,33°C daha sıcak olarak kayıtlara geçti. Avrupa Komisyonu adına Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi (ECMWF) tarafından AB finansmanıyla yürütülen Copernicus İklim Değişikliği Servisi (C3S), küresel yüzey hava sıcaklığı, deniz buz örtüsü ve hidrolojik değişkenlerde gözlemlenen değişiklikleri raporlayan aylık iklim bültenlerini rutin olarak yayınlamaktadır. Bu ay, deniz yüzeyi sıcaklığı ile ilgili önemli noktalar da bu basın bülteninde yer almaktadır. Raporlanan tüm bulgular, dünyanın dört bir yanındaki uydular, gemiler, uçaklar ve meteoroloji istasyonlarından elde edilen milyarlarca ölçümün bilgisayarlar tarafından gerçekleştirilen analizlerine dayanmaktadır. 1940’tan 2023’e kadar tüm Temmuz ayları için küresel ortalama yüzey hava sıcaklığı. Mavi tonları ortalamadan daha soğuk yılları gösterirken, kırmızı tonları ortalamadan daha sıcak yılları göstermektedir. Veriler: ERA5. Kaynak: C3S/ECMWF Temmuz 2023 – Yüzey hava sıcaklığında öne çıkan noktalar Temmuz 2023 ayındaki küresel ortalama sıcaklığın kayıtlardaki en yüksek sıcaklık olduğu teyit edilmiştir. Temmuz 2023 Ayı, 1991-2020 Temmuz ayı ortalamasından 0,72°C ve bir önceki en sıcak ay olan Temmuz 2019’dan 0,33°C daha sıcak oldu. Temmuz 2023 Ayı, 1850-1900 ortalamasından yaklaşık 1,5°C […]
Orman yangınları, seller ile birlikte aşırı sıcak ve aşırı yağışlı bir yaz mevsimi yaşıyoruz. Tehlikeli hava – yoğun sıcaklık ve aşırı yağış – bu aşırı uçlarda Kuzey yarımkürenin büyük bir bölümünü etkileyerek insanların sağlığına ve çevreye büyük zararlar verdi. Deniz sıcaklık dalgaları okyanusun geniş alanlarını etkilemekte. Temmuz ayının şimdiye kadar kaydedilen en sıcak Temmuz ayı olması bekleniyor. Çin, Temmuz ayında yeni bir ulusal günlük sıcaklık rekoru kaydetti ve Ağustos ayının hemen başında rekor kırılan yağışlar ile etkilendi. Temmuz ayında dünya çapında birçok yeni istasyon sıcaklık rekoru kırıldı. Ayrıca Güney Amerika’nın bazı bölgelerinde bir kış mevsimi sıcak hava dalgası görüldü. Orman yangınları, Cezayir, Yunanistan, İtalya ve İspanya da dahil olmak üzere Kanada’da ve Akdeniz’in bazı bölgelerinde orman alanlarının yok olmasına ve düzinelerce can kaybına ve binlerce insanın zorla tahliyesine neden oldu. Kanada, Kuzey Amerika’daki milyonlarca insan için hava kalitesine zarar veren, kayıtlara geçen en kötü orman yangını sezonunu yaşadı. Yangınlar şu anda Kanada’nın Kuzey Kutbu’nda halen devam ediyor. Copernicus Atmosfer İzleme Servisi (CAMS), Temmuz sonu itibariyle, bugüne kadarki yıl için tahmin edilen toplam orman yangını karbon emisyonlarının Kanada’nın bir önceki yıllık toplamının iki katına ulaştığını bildirdi. CAMS, Temmuz ayının ikinci yarısında Doğu Akdeniz’de, özellikle de Yunanistan’da orman yangınlarının yoğunluğunda ve emisyonlarında […]
Tayfunlar Çin’de rekor yağışlar ve yıkımlara neden oldu. Tropikal siklonların yol açtığı rekor yağışlar Çin’in başkenti Pekin ve yakın çevresindeki Hebei eyaletinde yıkıma ve can kayıplarına yol açtı. Pekin, kayıtların 140 yıl önce tutulmaya başlamasından bu yana en şiddetli yağışını geçtiğimiz birkaç gün içinde kaydetti. Xinhua Haber Ajansı’nın Pekin Meteoroloji Servisi’nden aktardığı bir rapora göre, 29 Temmuz Cumartesi günü saat 20:00 ile 2 Ağustos Çarşamba günü saat 07:00 arasında şehirdeki bir rezervuarda 744.8 milimetre yağış kaydedildi. Bu değer bir fırtına sırasında kaydedilen en yüksek yağış miktarı olarak kayıtlara geçti. Bir düzineden fazla can kaybının yaşandığı ve 125.000’den fazla kişinin tahliye edildiği bildirildi. Dramatik fotoğraflar ve film görüntüleri, nehirlere dönüşen, altyapıyı ve arabaların sürüklendiği yolların olduğu görüntüleri ortaya çıkardı. WMO Hizmetler Departmanı Direktörü Dr. Johan Stander, “Bu felaket, bu yaz Asya’yı ve dünyanın diğer bölgelerini etkileyen, aşırı yağışlar ve yüksek sıcaklıklar da dahil olmak üzere bir dizi yüksek etkili olayın sadece sonuncusu” dedi. “Dünya üzerindeki herkesin hayat kurtaran erken uyarılara erişimini sağlamaya yönelik BM’in Herkes için Erken Uyarılar girişiminin aciliyetinin kanıtlarını her gün görüyoruz.” Doksuri ve Khanun Tayfunları Yağışlar, Filipinler’den hareket ederek 29 Temmuz’da güneydoğu eyaleti Fujian’da karaya ulaştığında yıkıcı bir iz bırakan güçlü Doksuri Tayfunu tarafından tetiklenmiştir. Bu güçlü tayfunun […]
İklim Derimizin Altına Girdiğinde İklim Değişikliğinin Sağlığımızı Etkileyebileceği Şaşırtıcı Yollar Özet Olarak: Böcek kaynaklı hastalıklardan mevsimsel alerjilere ve “süper böceklere” kadar, iklim değişikliği kelimenin tam anlamıyla derimizin altına giriyor ve sağlığımızı genellikle şaşırtıcı şekillerde etkiliyor. Eğer Dünyamız, Genel Cerrahların sigara paketlerinin üzerine koydukları resimler ve yazılarla olduğu gibi bir uyarı etiketiyle gelseydi, belki şöyle bir şey yazabilirdi: “Uyarı: İklim değişikliği artık hepimizin çok iyi bildiği gibi; sıcaklık stresi, aşırı olaylar, gıda güvensizliği ve kötü hava kalitesi gibi insan sağlığını olumsuz etkileyen olguya doğrudan katkıda bulunur.” Elbette iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki tüm etkileri bu örnekler kadar açık veya dramatik değildir. Bazıları daha incelikli, kelimenin tam anlamıyla derimizin altında gizleniyor. İşte bunlardan birkaçı. İyi Bilinen Vakalar: Lyme hastalığı vakaları Amerika Birleşik Devletleri’nde ve dünyanın diğer bölgelerinde artış gösteriyor ve bilim insanları iklim değişikliğinin buna katkıda bulunan bir faktör olduğuna inanıyor. Lyme hastalığı keneler tarafından insanlara kan yoluyla bulaştırılan bir hastalıktır. Antarktika hariç tüm kıtalarda bulunur, ancak en çok Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’nın bazı bölgelerinde yaygındır. Hastalık baş ağrısı, ateş, yorgunluk ve deri döküntülerine neden olur. Tedavi edilmediğinde kalbi, eklemleri ve merkezi sinir sistemini etkileyebilir. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri her yıl resmi olarak yaklaşık 30.000 Lyme hastalığı vakası bildirmektedir. Bu […]
Temmuz 2023 kayıtlara geçen en sıcak ay olacak Bonn ve Cenevre, 27/07/2023 (Copernicus ve WMO) AB tarafından finanse edilen Copernicus İklim Değişikliği Servisi’nin (C3S) ERA5 verilerine göre Temmuz ayının ilk üç haftası kayıtlara geçen en sıcak üç haftalık dönem olmuştur. Bu temmuz ayı, kayıtlara geçen en sıcak Temmuz ve en sıcak ay olma yolunda hızla ilerlemektedir. Bu sıcaklıklar Kuzey Amerika, Asya ve Avrupa’nın büyük bölümündeki sıcak hava dalgalarıyla bağlantılı olup, Kanada ve Yunanistan gibi ülkelerdeki orman yangınlarıyla birlikte insanların sağlığı, çevre ve ekonomiler üzerinde büyük boyutta olumsuz etkiler yaratmıştır. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres,” Bunu bilmek için ay sonunu beklememize gerek yok. Önümüzdeki günlerde mini bir buzul çağı yaşanmazsa, 2023 Temmuz’unun tüm rekorları alt üst edeceğini söyledi.“ Guterres New York’taki BM merkezinde gazetecilere yaptığı açıklamada şunları söyledi; ” Bugün açıklanan verilere göre Temmuz ayı, şimdiye kadar kaydedilen en sıcak üç haftalık döneme; kayıtlara geçen en sıcak üç güne ve yılın bu zamanı için şimdiye kadarki en yüksek okyanus sıcaklıklarına sahne oldu.” ” Kuzey Amerika, Asya, Afrika ve Avrupa’nın büyük bir bölümü için acımasız bir yaz oluyor. Tüm gezegen içinse bu bir felaket. Ve bilim insanları için de bu kesin: Suçlu insanlar. Tüm bunlar tahminler ve tekrarlanan uyarılarla tamamen uyumlu. […]
Asya’da iklim değişikliğinin etkileri artıyor. Uzun vadeli ısınma eğilimi hızlanıyor. Asya, dünyanın afetlere en açık bölgesi. 80’den fazla Meteorolojik karakterli felaket 5.000’den fazla insanın ölümüne yol açtı ve 50 milyon kişiyi etkiledi. Kuraklık ve seller en yaygın tehlikeler. Eriyen buzullar gelecekteki gıda ve su güvenliğini tehdit ediyor. Bangkok, Tayland 27 Temmuz 2023 (WMO) – Asya’da 2022 yılında meydana gelen ve kuraklık ile seller arasında gidip gelen, hayatları mahveden ve geçim kaynaklarını yok eden aşırı hava koşulları ve iklim değişikliğinin etkileri artıyor. Dünya Meteoroloji Teşkilatı’nın yeni raporuna göre, eriyen buzullar ve yükselen deniz seviyeleri gelecekte daha fazla sosyo-ekonomik bozulma tehdidi oluşturuyor. Kuzey Kutbu’na uzanan en büyük kara kütlesine sahip kıta olan Asya Kıtası, ne yazık ki küresel ortalamadan çok daha hızlı ısınıyor. WMO Asya’da İklimin Durumu 2022 raporuna göre, 1991-2022 döneminde Asya’daki ısınma eğilimi, 1961-1990 dönemindeki ısınma eğiliminin neredeyse iki katıdır. 2022 yılında Asya’da hava, iklim ve suyla ilgili 81 afet yaşanmış olup, bunların %83’ünden fazlasını sel ve fırtına olayları oluşturmuştur. Rapora göre, 5.000’den fazla insan hayatını kaybetmiştir. Bu afetlerden 50 milyondan fazla insan doğrudan etkilendi ve 36 milyar ABD dolarından fazla ekonomik zarar meydana geldi. Buna ek olarak, kurak Asya’nın büyük bir bölümünde şiddetli toz fırtınaları yaşanmıştır. Batı Asya’daki birkaç […]
Kuzey yarım kürede; eş zamanlı olarak sıcak hava dalgalarının yaşandığı yaz mevsiminde extrem değerler gerçekleşti. Kuzey yarımkürenin büyük bölümünde Aşırı sıcakların kaydedildiği bir yaz mevsimi yaşanıyor. Yeni günlük ve istasyon sıcaklık rekorları kırılmaya devam ediyor. Bazı ulusal rekorların kırılması da şaşırtıcı olmayacaktır. Dünya Meteoroloji Teşkilatı, sıcak hava dalgaları devam ederken kıtasal düzeyde olası yeni sıcaklık rekorlarını takip edecektir. İlk değerlendirmeleregöre Haziran ayında kayıtlara geçen en sıcak küresel ortalama sıcaklık değerine ulaşıldı ve bu durum Temmuz ayında da devam etti. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, “Isınan iklimimizde giderek daha sık görülen aşırı hava koşulları, insan sağlığı, ekosistemler, ekonomiler, tarım, enerji ve su kaynakları üzerinde büyük bir etki yaratıyor. Bu durum, sera gazı emisyonlarının mümkün olduğunca hızlı ve derinlemesine azaltılmasının artan aciliyetinin altını çiziyor,” diyor. Buna ek olarak, ” toplumun ne yazık ki yeni normal haline gelen bu duruma uyum sağlamasına yardımcı olmak için çabalarımızı da arttırmalıyız. Herkes için Erken Uyarılar hedefimize ulaşmak için çabalarken, WMO topluluğu yaşamları ve geçim kaynaklarını korumak için tahminler ve uyarılar sağlıyor” diye ilave etti. Bu arada, şiddetli yağışlar Kore Cumhuriyeti, Japonya ve ABD’nin kuzeydoğusu da dahil olmak üzere bazı ülkelerde yıkıcı sellere ve can kayıplarına neden oldu. Sıcak Hava Dalgaları WMO uzmanları 18 Temmuz’da düzenledikleri […]
WMO yeni sıcaklık rekorlarını izliyor Dünya Meteoroloji Teşkilatı, yoğun sıcak hava dalgalarının ABD’nin güneyi, Akdeniz, Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Çin dahil Asya’daki bazı ülkeleri etkisi altına alması nedeniyle olası yeni sıcaklık rekorlarının kırılmasının mümkün olduğunu açıkladı. Ulusal meteoroloji ve hidroloji servisleri bir dizi günlük sıcaklık rekoru kırıldığını bildirmiştir. Bazı ülkeler için ulusal sıcaklık rekorları da kırabilir. Bunlar daha sonra WMO’nun Küresel İklimin Durumu raporuna yansıtılacaktır. WMO, aşırı hava kayıtlarının doğrulanması konusunda tanınmış bir otoritedir. Resmi bir Hava ve İklim Aşırılıkları Arşivi tutmaktadır. Bu arşivde sıcaklık (küresel ve her yarımküre için), yağış, kuraklık, yıldırım ve hava koşullarına bağlı ölüm kayıtları da yer almaktadır. WMO Hava ve İklim Aşırılıkları Raportörü Prof. Randall Cerveny, “Devam eden sıcak hava dalgaları sırasında yeni aşırı sıcaklık kayıtları olursa, hızlı bir ön değerlendirme yayınlayacağız ve ardından özenli doğrulama sürecimizin bir parçası olarak ayrıntılı değerlendirmelere başlayacağız” dedi. “İklim değişikliği ve sıcaklık artışı, özellikle sıcaklık konusunda rekor hava ve iklim aşırılıkları raporlarında bir artışa neden oldu. Bilimsel anlayış ve doğruluk adına bu kayıtların doğrulandığından emin olmalıyız” dedi, Hava ve İklim Aşırılıkları Arşivi’ne göre, şimdiye kadar kaydedilen en yüksek sıcaklık 10 Temmuz 1913 tarihinde 56,7°C ile Furnace Creek, Death Valley, Kaliforniya’da kaydedilmiştir. WMO şu anda Kaliforniya’daki Death Valley’de ( […]
WMO kum ve toz fırtınalarıyla mücadele çabalarına dikkat çekiyor. Dünya Meteoroloji Teşkilatı, çevre, sosyo-ekonomik refah ve sağlık üzerindeki önemli etkilere dikkat çekmek amacıyla ilk kez düzenlenen Uluslararası Kum ve Toz Fırtınalarıyla Mücadele Günü’nü destekliyor. Söz konusu olarak seçilen gün, Sahra tozunun Akdeniz’e ve Atlantik üzerinden Karayiplere doğru bir başka büyük dolaşımına denk gelmektedir. Rüzgarlar güçlü olduğu zaman, çıplak ve kuru topraklardan büyük miktarlarda kumu ve tozu atmosfere taşır. Mineral toz partikülleri rüzgarla taşınarak yüzlerce hatta binlerce kilometre uzaklıktaki bölgeleri etkiler. Bu partiküller aynı zamanda iklimi, hava durumunu, atmosferik kimyayı ve ekosistemleri de etkiler. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Haziran ayında, kum ve toz fırtınalarının etkilerini yönetmek ve hafifletmek için küresel ve bölgesel işbirliğini artırmak amacıyla 12 Temmuz’u yıllık etkinlik olarak belirleyen bir kararı kabul etti. Karar, kum ve toz fırtınalarının uluslararası endişe kaynağı olduğunu ve 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefinden 11’ine ulaşılmasını olumsuz etkilediğini kabul etmektedir. Karar, iklim değişikliğinin gelecekteki rüzgar erozyonuna önemli bir potansiyel katkıda bulunduğunu, gelecekte kum ve toz fırtınaları riskini arttırdığını ve böylece milyonlarca insanın sağlığını ve milyarlarca dolarlık potansiyel ekonomik maliyeti etkilediğini kabul etmektedir. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, New York’ta BM’de İran, Irak ve Senegal Daimi Temsilcilikleri tarafından düzenlenen ve WMO’nun da dahil olduğu bir dizi […]
Ön veriler kayıtlara geçen en sıcak haftayı yaşadığımızı gösteriyor. Bugüne kadar eşi benzeri görülmemiş deniz yüzeyi sıcaklıkları ve Antarktika’da deniz buzu kaybı yaşadık . Ön verilere göre dünyamız, kayıtlara geçen en sıcak haftayı yaşadı. Bu hafta, kayıtlara geçen en sıcak Haziran ayının ardından eşi benzeri görülmemiş deniz yüzeyi sıcaklıkları ve Antarktika’da rekor düzeyde düşük deniz buzu miktarıyla birlikte gelen bir hafta oldu. Karada ve okyanusta rekor kıran sıcaklıkların ekosistemler ve çevre üzerinde potansiyel olarak yıkıcı etkileri vardır. İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin bir sonucu olarak Dünya sisteminde meydana gelen geniş kapsamlı değişiklikleri vurgulamaktadır. WMO İklim Hizmetleri Direktörü Profesör Christopher Hewitt, “Haziran ayında ve Temmuz ayının başında yaşadığımız bu olağanüstü sıcaklık, hem karalarda hem de okyanuslarda ısıyı daha da artırması ve daha aşırı sıcaklıklara ve deniz ısı dalgalarına yol açması beklenen El Niño’nun gelişiminin hemen başlangıcında meydana geldi” dedi. “Keşfedilmemiş bir bölgedeyiz ve El Niño daha da geliştikçe daha fazla rekorun gelmesini bekleyebiliriz ve bu etkiler 2024’e kadar uzanacak” dedi. “Bu gezegenimiz için endişe verici bir haber” dedi. Japonya’dan gelen JRA-3Q adlı reanaliz verilerine dayanan geçici analize göre, 7 Temmuz’da ortalama küresel sıcaklık 17.24 santigrat dereceydi. Bu, güçlü bir El Niño yılı olan 16 Ağustos 2016’daki 16,94 °C’lik bir önceki rekorun 0,3 […]
Kayıtlara geçen en sıcak Haziran ayı yaşandı. Kuzey Atlantik’te eşi benzeri görülmemiş sıcaklık ölçüldü., Antarktika’da rekor düzeyde düşük deniz buzu kaydedildi. Yeni yayıblanan bir rapora göre dünya, daha önce görülmemiş deniz yüzeyi sıcaklıkları ve rekor düzeyde düşük Antarktika deniz buzu ile kayıtlara geçen en sıcak Haziran ayını yaşadık. Dünya Meteoroloji Örgütü ile yakın işbirliği içinde olan Avrupa Birliği’nin Copernicus İklim Değişikliği Servisi’nin raporu, insan kaynaklı iklim değişikliğinin bir sonucu olarak Dünya sisteminde meydana gelen geniş kapsamlı değişiklikleri gösterdi. Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi tarafından yürütülen Copernicus İklim Değişikliği Servisi’ne göre Haziran 2023, 1991-2020 ortalamasının 0,5°C üzerinde gerçekleşerek bir önceki rekor olan Haziran 2019’u geride bıraktı. Kuzey Atlantik deniz yüzeyi sıcaklıklarının ise “alışılmışın dışında” olduğu belirtildi. Sıcaklık artışı, geleneksel olarak yılın en sıcak ayı olarak kabul edilen Temmuz ayında da devam etmektedir. Copernicus ECMWF ERA5 veri setinden elde edilen ön verilere göre, küresel ortalama 2 metre sıcaklık 3 Temmuz’da tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 16,88°C’ye ulaşarak Ağustos 2016’daki 16,80°C’lik bir önceki günlük rekoru kırdı. Ön verilere göre, bu rekor 4 Temmuz’da 17,03 °C’lik bir sıcaklıkla tekrar kırıldı. WMO İklim Hizmetleri Direktörü Profesör Chris Hewitt, “Haziran ayında ve Temmuz ayının başındaki olağanüstü sıcaklık, hem karada hem de okyanuslarda ısıyı daha […]
Dünya Meteoroloji Örgütü El Niño koşullarının başladığını ilan etti El Niño tropikal Pasifik’te gelişir. Muhtemelen küresel sıcaklık artışını daha da artıracaktır. El Niño, dünyanın farklı yerlerinde hava ve fırtına modellerini doğrudan etkiler Hayatları ve geçim kaynaklarını kurtarmak için erken uyarılar ve erken eylem son derece önemlidir. Cenevre 4 Temmuz 2023 (WMO) El Niño koşulları, yedi yıl sonra ilk kez tropikal Pasifik’te gelişti ve küresel sıcaklıklarda ve yıkıcı hava olaylarında artışa ve iklim modellerinde değişime zemin hazırladı. Dünya Meteoroloji Örgütü’nden (WMO) yapılan yeni bir Güncelleme, El Niño olayının 2023’ün ikinci yarısında devam etme olasılığının %90 olduğunu tahmin ediyor. Bu aşamada en azından orta şiddette olması bekleniyor. WMO Güncellemesi, dünyanın dört bir yanından gelen tahminleri ve uzman rehberliğini birleştirir. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, “El Niño’nun başlaması, sıcaklık rekorlarının kırılması ve dünyanın birçok yerinde ve okyanusta daha aşırı sıcakların tetiklenmesi olasılığını da büyük ölçüde artıracaktır” dedi. “WMO tarafından El Nino’nun ilan edilmesi, dünyanın dört bir yanındaki hükümetlere sağlığımız, ekosistemlerimiz ve ekonomilerimiz üzerindeki etkilerini sınırlandırmak için hazırlıkları harekete geçirme sinyalidir” dedi. “Bu büyük iklim fenomeniyle bağlantılı aşırı hava olaylarına ilişkin erken uyarılar ve öngörülü eylemler, hayatları ve geçim kaynaklarını kurtarmak için hayati önem taşımaktadır.” El Niño ortalama olarak her iki ila yedi […]
SEVENLERİNİZ VE SEVDİKLERİNİZLE BİRLİKTE, SAĞLIK , MUTLULUK DOLU NİCE BAYRAMLAR… TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
İklim değişikliği Avrupa’yı etkiliyor, ancak yenilenebilir enerjideki artış gelecek için umut veriyor. Dublin, 19 Haziran 2023 İklim değişikliği, dünyanın en hızlı ısınan kıtası olan Avrupa’da insani, ekonomik ve çevresel açıdan büyük bir bedel alıyor. 2022 yılına aşırı sıcak, kuraklık ve orman yangınları damgasını vurdu. Avrupa çapında deniz yüzeyi sıcaklıkları, sıcak hava dalgalarıyla birlikte yeni zirvelere ulaştı. Yıllık serinin ikincisi olan Avrupa’da İklimin Durumu 2022 raporu, Dünya Meteoroloji Örgütü ve Avrupa Birliği’nin Copernicus İklim Değişikliği Servisi tarafından ortaklaşa hazırlandı. Rapor; Avrupa’nın 1980’lerden bu yana küresel ortalamanın iki katı kadar ısındığını ve bölgenin sosyo-ekonomik dokusu ve ekosistemleri üzerinde geniş kapsamlı etkileri olduğunu gösteriyor. 2022’de Avrupa, iklim değişikliğine ilişkin Paris Anlaşması için temel olarak kullanılan sanayi öncesi (1850-1900) ortalamanın yaklaşık 2,3 °C üzerindeydi. Ancak, gelecek için bir umut işareti olarak, yenilenebilir enerji geçen yıl ilk kez kirletici fosil gazından daha fazla elektrik üretti. Rüzgar ve güneş enerjisi, 2022’de Avrupa Birliği (AB) elektriğinin %22,3’ünü üreterek fosil gazını (%20) geride bıraktı. “İlk kez, AB’de rüzgar ve güneş enerjisiyle fosil gazından daha fazla elektrik üretildi. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmak için yenilenebilir ve düşük karbonlu enerji kaynaklarının kullanımının artırılmasının çok önemli olduğunu söyledi. “İklim hizmetleri, enerji sistemlerinin iklimle ilgili şoklara […]
Hava ve deniz yüzeyi sıcaklıkları yeni rekorlar kırdı. İklim topluluğundan gelen bir dizi yeni rapor, hem karada hem de denizde olağanüstü sıcaklıkların gerçekleştiğinin altını çizdi. ECMWF tarafından işletilen Avrupa Birliği’nin Copernicus İklim Değişikliği Servisi’nin (C3S) veri kaydında , Haziran 2023’ün ilk günleri için küresel ortalama yüzey hava sıcaklıkları, – hatırı sayılır bir farkla – en yüksek sıcaklıklar oldu. Bu yüksek sıcaklıklar, kaydedilen en sıcak Mayıs aylarından biri olan 2023 Mayıs ayının ardından gerçekleşti. Küresel deniz yüzeyi sıcaklıkları, Mayıs ayında art arda ikinci ay için yeni bir yüksek seviyeye ulaştı ve Haziran ayında, özellikle Kuzey Atlantik’te, yılın bu zamanı için görülmemiş seviyelerde seyretmektedir. Antarktika deniz buzu miktarı Mayıs ayında rekor düşük aylık değerine ulaştı ve 2023’te üçüncü kez aylık değer olarak rekor düşük seviyede oldu. Dünya Meteoroloji Teşkilatı Altyapı Direktörü ve Küresel İklim Gözlem Sistemi başkanı Dr Anthony Rea’ya göre, olağanüstü deniz yüzeyi sıcaklıkları bizler için alarm zillerini çalıyor. Dr Rea ” Küresel olarak, deniz yüzeyi sıcaklıkları geçen yılın aynı zamanlarına göre ortalama 0,2 derece daha sıcak. Bu kulağa çok fazla gelmeyebilir, ancak küresel okyanusların toplam yüzeyi ve ısıl kapasiteleri düşünüldüğünde, aslında okyanus tarafından emilen muazzam miktarda ısı enerjisini temsil eder. Bunun bir bedeli var; buna hava durumu kalıpları üzerindeki olası […]
1994 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 17 Haziran’ı “Dünya Çölleşme ve Kuraklık Günü” ilan etti. Kuraklık tanım olarak; Su kaynaklarının sınırlı ve yağış miktarının azlığına bağlı olarak yaşanan afettir. Unutulmamalıdır ki; Kuraklık uzun süren ve en etkili olan doğal afettir. Kuraklık nüfusun fazla, ekonominin tarım ve hayvancılığa dayalı olduğu bölgelerde ise afete dönüşür. İnsanlık tarihi boyunca kuraklıkların yaşandığı dönemlerde iç ve dış savaşların çıktığı, önemli medeniyetlerin yok olduğu ve büyük göçlerin yaşandığı bir gerçektir. Kuraklık yalnızca doğal bir olay veya bir doğa olayı olarak görülmemelidir. İnsan faaliyetlerinin su kaynaklarına olan bağımlılığı nedeniyle toplum üzerinde çok çeşitli etkileri vardır. Kuraklık sonucu su kaynakları kurur. Suya bağlı tüm yaşam biter. Ekonomik ve sosyal sorunlar, salgın hastalıklar ve göçler başlar. Ülkemizde Meteoroloji Genel Müdürlüğü her ay Kuraklık Analizi yapmakta ve Kuraklık Haritaları yayınlamaktadır. Bu haritalara baktığımız zaman halen son üç ayda mevsim normallerinin üzerinde yağış almamıza rağmen yıllık analizlerde halen kuraklık yaşayan bölgelerimiz mevcuttur. Göllerimiz, su kaynaklarının yanlış mühendislik imalatları ve bilinçsizce kullanılması sonucunda kurumaktadır. Büyük nehirlerimiz ise aşırı kirletilme nedeniyle işlevsizdir. Kuraklık sinsi gelişen ve iyi izlenmesi gereken bir meteorolojik karakterli doğal afettir. Kuraklık la gerçekten mücadele edilecekse gerek havza bazlı gerekse yerleşim bazlı Kuraklık Eylem planları oluşturularak alınacak önlemler belirlenmeli ve […]
SON GÜNLERDE YAŞADIĞIMIZ SEL VE TAŞKIN OLAYLARI 1- Basın yayın kurum ve kuruluşları ile tüm medya insanlarını, basın yayın meslek ilkelerine uymaya çağırıyoruz. 2-Yerel yönetimlere, bilmedikleri konularda sadece sosyal medyadan gördüklerine göre hareket etmemelerini öneriyoruz. Bildiğiniz gibi, ülkemizde Mart, Nisan aylarında, özellikle deprem bölgesinde etkili olan yağışların oluşturduğu sorunların bir benzeri, son günlerde değişik şekillerde yine ülkemizin birçok bölgesinde ve şehirlerinde görülmektedir. Yağışlar nedeniyle yaşanan sel ve taşkınlar, iklim değişimine bağlanmaya çalışılmaktadır. İklim değişiminin meteorolojik parametrelerin ekstrem değerlerini değiştireceği bilim çevreleri tarafından sıklıkla dile getirilen ve kabul edilen bilimsel bir gerçekliktir. Son günlerde ülkemizin değişik yörelerinde yaşanan sel ve taşkın olaylarına neden olan yağışlar, geçmiş yıllar yağış verileri ile karşılaştırıldığında, yağışların beklenen sınırlar içerisinde kaldığı görülmektedir. Bu yağışların ve yağış şiddetlerinin iklim değişikliği yüzünden farklılık gösterdiğine ilişkin hiçbir bilimsel veri bulunmamaktadır. Ancak bilinen bir gerçeklik var ki; o da son yıllarda meteorolojik parametrelere bağlı afetlerin artış gösterdiğidir. Bu artışların temel nedeni meteorolojik parametrelerde meydana gelen değişiklikler midir? Yoksa bizlerin arazi kullanımından mı kaynaklanmaktadır? Sorularını sorup yanıtını aramak gerekmektedir. Yağışların ekstrem değerleri bilinen aralıkta kaldığına göre, yağışların sel ve taşkına neden olmasının asıl nedeni arazi özelliklerinin değiştirilmesi ve taşkın alanlarının yerleşime açılmasıdır. Kısaca son günlerde yaşanan sel ve taşkınları iklim değişimine […]
2023 YILINDA DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ Hiç değilse çevre gününde karar verici, denetleyici kurum ve kuruluş yetkilileri susmalı Dünya’nın insan faaliyetleri ile ilgili sorunları özellikle endüstriyel dönemin başladığı 1800’li yılların sonundan itibaren şiddetlenerek artmaktadır. Bu gidişi durdurmak ya da yavaşlatmak için birçok adımlar atılmaya çalışılmaktadır ya da çalışılır gibi yapılmaktadır. Bugünde birçok etkinlik düzenlenecek ve bu etkinliklerde sadece yaşanan sorunlar rakamlar ile tekrarlanacak. Her yıl olduğu gibi…. 3 HAZİRAN DA YAŞANAN SEL VE TAŞKINLAR Dünya çevre günü ile ilgili dertlerimizi anlatmaya çalışırken, Ankara başta olmak üzere ülkemizin birçok kentinde yağışlar sonucu oluşan seller ve bu seller nedeniyle yaşanan sorunlar aslında çevre günü ile ilgili daha önce neler yapıldığını ya da yapılmadığını açıkça göstermektedir. Meteoroloji Mühendisleri Odası olarak; kent selleri konusunda sürekli uyarılarımızı yapmamıza rağmen kent yöneticileri bu konulara kulaklarını tıkamaktadır. Onlar işin en kolay yolu olarak suçu “iklim değişimine” atmaya ve ve bu şekilde kendilerini kurtarmaya çalışmaktadırlar. Bu konu ile ilgili oluşturulan fonlardan fayda sağlayanlar ise; özellikle kentlerin bu konuda yaşadığı sorunlar karşısında bilim ve tekniğe uygun olarak atılması gereken adımları da bilinçli olarak engellemektedir. Her zaman olduğu gibi bu yaşanan olaylar yine belli kesimler tarafından iklim değişimine bağlanarak geçiştirilmeye çalışılacaktır. Bu yaşananlar ilk olmadığı gibi son da olmayacaktır. Ancak bilim […]
Cenevre, 2 Haziran 2023 Dünya Meteoroloji Kongresi, Hızla değişen iklim, toplumsal ve teknolojik değişim döneminde önümüzdeki dört yıl boyunca kendisine rehberlik edecek yeni stratejik öncelikleri onayladı. Ayrıca WMO tarihinde ilk kadın Genel Sekreteri Prof. Celeste Saulo’yu atadı. WMO’nun en büyük kapsayıcı hedefi, 2027’nin sonuna kadar hayat kurtaran erken uyarı sistemleriyle Dünya’daki herkesin tehlikeli hava koşullarına karşı korunmasını sağlamaya yönelik çığır açan uluslararası kampanyayı gerçekleştirmek olacak. Kongre, iklim değişikliğine ilişkin Paris Anlaşması’nın uygulanmasını bilgilendirmek için ısıyı hapseden sera gazlarının izlenmesini güçlendirmek için yeni bir Küresel Sera Gazı İzleme sistemini onayladı. Gözlemleri ve veri alışverişini güçlendirmeye ve iklim uyumu ve dirençliliğe desteği artırmaya yönelik bir dizi öneriyi destekledi. Azalan deniz buzu, eriyen buzullar, buz tabakaları, permafrost ve deniz seviyesinin yükselmesi, suyla ilgili tehlikeler ve su güvenliği, ekonomiler ve ekosistemler üzerindeki artan etkileri göz önüne alındığında, kriyosfer ve hidrolojiye gelecekte artık daha fazla önem verilecektir. Kongre, yeni araştırma önceliklerine uyum sağlamak ve süper bilgi işlem ile Yapay Zekanın teknolojik gücünü kucaklamak için WMO’nun bilim ve yenilik politikasını da güncelledi. Gözlemleri ve hizmetleri tehdit eden büyüyen gözlem sistemleri açığını kapatmanın aciliyetini vurguladı. WMO’nun Toplumsal Cinsiyet Eylem Planını hızlandırdı. “İklim değişikliği halihazırda Dünya üzerindeki her bölgeyi çeşitli şekillerde etkiliyor. Aşırı ve yüksek etkili hava, su […]
Asırlık meteorolojik gözlem istasyonları iklim izleme için hayati önem taşıyor. Dünya Meteoroloji Kongresi, bugünü anlamak ve geleceğe hazırlanmak için geçmişin güvenilir tarihsel kayıtlarına duyulan ihtiyaç göz önüne alındığında, uzun vadeli atmosferik gözlemlerinin iklim değişikliğinin izlenmesine hayati katkısını kabul etti. WMO Başkanı Gerhard Adrian, hükümetleri bilimsel hafızamızı korumaya teşvik etme girişiminin bir parçası olarak, faaliyete geçmelerinin 100. yılını kutlayan asırlık meteorolojik gözlem istasyonlarına takdir sertifikalarını bir törenle takdim etti. Dünya Meteoroloji Örgütü şimdiye kadar 291 asırlık meteoroloji istasyonunu tescil etti. Kongre, ilk kez hidrolojik ve deniz gözlem istasyonlarını dahil ederek bunu rakamı 118 adet daha artırdı. Yakın tarihli bir yayın olan Centennial Observing Stations State of Recognition Report – 2021, uzun vadeli gözlem istasyonlarından ve diğer platformlardan (uydular, şamandıralar, gemiler, uçaklar vb.) bilim adamlarının iklimi anlamak ve gelecekteki iklim değişikliğine dair inandırıcı senaryolar oluşturmak için kullandıkları iklim modellerine yönelik hayati girdilerdir. Yoğun sıcak hava dalgaları veya aşırı yağışlar gibi yüksek etkili olayların oluşum açısından nasıl değiştiğini doğru bir şekilde ölçer ve böylece risklerin değerlendirilmesini ve çözüm bulunmasını mümkün kılar. Diğer etkiler arasında, eriyen permafrostun neden olduğu çamur kaymaları ve kaya kaymaları veya su akışlarındaki değişiklikler nedeniyle azalan hidroelektrik arzı veya daha kurak ve daha sıcak yazlar nedeniyle mahsullerin zarar görmesi yer […]
Dünya Meteoroloji Kongresi Küresel Sera Gazı İzleme’yi onayladı, Cenevre, 24 Mayıs 2023 (WMO) Dünya Meteoroloji Kongresi, dönüm noktası sayılabilecek nitelikte bir kararla, sıcaklık artışını besleyen, ısıyı hapseden gazları azaltmaya yönelik olarak acil bir eylemi desteklemek için yeni bir sera gazı izleme girişimini onayladı. Yeni Küresel Sera Gazı İzleme, kritik bilgi boşluklarını dolduracak ve modelleme ve veri asimilasyon yeteneklerinin yanı sıra tüm uzay tabanlı ve yüzey tabanlı gözlem sistemlerini tek bir çatı altında toplayan entegre, operasyonel bir çerçeve sağlayacaktır. Küresel Sera Gazı İzleme sisteminin kurulmasını onaylayan Kongre kararı, WMO’nun 193 Üyesinden oybirliğiyle destek aldı. Dünya Sistemine ilişkin bilimsel anlayışımızı geliştirmeyi desteklemek için sera gazı izlemenin artan toplumsal önemini ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinin (UNFCCC) ve Paris Anlaşmasının tarafları tarafından alınan azaltma eylemlerinin bilimsel temelini güçlendirmeye yönelik acil ihtiyacı kabul ediyor. WMO’nun hava tahmini ve iklim analizinde uluslararası işbirliğini koordine etme deneyimine ve 1989’da kurulan Küresel Atmosfer İzleme ve Entegre Küresel Sera Gazı Bilgi Sisteminin himayesinde sera gazı izleme ve araştırmasında uzun süredir devam eden faaliyetlerden yararlanılacaktır. Sera gazları ile ilgili mevcut uluslararası ve ulusal faaliyetlerin çoğu, esas olarak araştırma topluluğu tarafından desteklenmektedir. Şu anda, kapsamlı ve online uluslararası yüzey ve uzay tabanlı sera gazı gözlemleri veya modelleme ürünleri değişimi […]
Küresel sıcaklıklar önümüzdeki beş yıl içinde yeni rekorlara ulaşacak. Cenevre, 17 Mayıs 2023 (WMO) Dünya Meteoroloji Teşkilatı (WMO) tarafından yayınlanan yeni bir güncellemeye göre, ısıyı hapseden sera gazları ve doğal olarak meydana gelen El Niño olayı nedeniyle küresel sıcaklıkların önümüzdeki beş yıl içinde rekor seviyelere çıkması son derece yüksek bir ihtimal . 2023 ile 2027 arasındaki yıllık küresel ortalama yüzey sıcaklığının en az bir yıl boyunca sanayi öncesi seviyelerin 1,5°C üzerinde olma olasılığı %66’dır. Önümüzdeki beş yılın en az birinin ve bir bütün olarak beş yıllık dönemin kaydedilen en sıcak dönem olma olasılığı ise %98’dir. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas ; “Bu rapor, Paris Anlaşması’nda belirtilen ve uzun vadeli ısınmayı ifade eden 1,5°C seviyesini kalıcı olarak aşacağımız anlamına gelmiyor. Bununla birlikte, 1,5°C seviyesini geçici olarak ve artan sıklıkta aşacağımıza dair ciddi alarm veriyor” dedi. Prof. Taalas; “Önümüzdeki aylarda El Niño’nun gelişmesi ve bir ısınma bekleniyor. Bu, insan kaynaklı iklim değişikliğiyle birleşerek küresel sıcaklıkları bilinmeyen bir bölgeye itecek . Bunun sağlık, gıda güvenliği, su yönetimi ve çevre için geniş kapsamlı sonuçları olacak. Hazırlıklı olmamız gerekiyor” dedi. WMO’nun bu tür tahminler için lider merkezi olan Birleşik Krallık Met Office tarafından hazırlanan Küresel Yıllık – İklim Güncellemesine göre ise, beş yıllık ortalamanın […]
Sevgili Atamız; Bize armağan ettiğin başta bu ülke ve Cumhuriyet olmak üzere her şey için sana yürekten teşekkür ediyoruz ve Meteoroloji Mühendisleri Odası Yönetimi olarak, seni ve bu ülke için yaşamlarını feda eden tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyoruz. Sen; Çocukluğumuzsun, Gençliğimizsin, Özgürlüğümüzsün, Aydınlığımızsın, Geleceğimizsin. Bu gezegenin görüp göreceği en büyük lidersin. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımızı kutlu olsun TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
WMO Güncellemesi: El Niño’ya hazırlanın. Cenevre, 3 Mayıs 2023 (WMO) – Dünya Meteoroloji Teşkilatının (WMO) yaptığı yeni bir güncellemeye göre, El Niño’nun bu yılın sonlarında gelişme ihtimali artıyor. Bu, dünyanın birçok bölgesindeki hava durumu ve iklim modelleri üzerinde uzun süredir devam eden La Niña’nın tersi etkilere sahip olacak ve muhtemelen daha yüksek küresel sıcaklıkları da beraberinde getirecektir. Alışılmadık derecede inatçı La Niña, üç yıllık bir koşunun ardından şimdi sona erdi ve tropikal Pasifik şu anda ENSO-tarafsız bir durumda (ne El Niño ne de La Niña). WMO Küresel Uzun Vadeli Tahmin Üretim Merkezlerinden alınan girdiler ve uzman değerlendirmesine göre; Mayıs-Temmuz 2023’te ENSO-nötrden El Niño’ya geçiş için %60 oranında bir ihtimal sözkonusu ve bu ihtimal , Haziran-Ağustos’ta yaklaşık %70’e ve Temmuz ile Eylül arasında %80’e çıkacak. Bu aşamada henüz El Niño’nun gücü veya süresine dair bir gösterge yoktur. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas,“Geçtiğimiz üç yıl boyunca serinletici bir La Niña yaşamamıza ve bunun küresel sıcaklık artışında geçici bir fren görevi görmesine rağmen, rekor düzeydeki en sıcak sekiz yılı daha yeni yaşadık. Bir El Niño’nun gelişmesi büyük olasılıkla küresel ısınmada yeni bir artışa yol açacak ve sıcaklık rekorları kırılması ihtimalini artıracak” dedi. WMO’nun Küresel İklim Durumu raporlarına göre 2016, çok güçlü bir […]
TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
İklim değişikliğinin etkilerinden korunabilmek için , güçlü sağlık sistemlerinizin olması gerekir. İklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkileri, güçlü halk sağlığı sistemleri olmadan ele alınamaz. WMO-WHO İklim ve Sağlık ortak Ofisi, 7 Nisan Dünya Sağlık Günü nedeniyle insanları değişen çevremize bağlı sayısız artan sağlık riskinden korumada evrensel sağlık sistemlerinin rolünü masaya yatırdı. Sağlığımız, iklim değişikliğinin insafına kalmış. Bir halk sağlığı merkezi şiddetli bir fırtına sırasında sular altında kalırsa gücünü kaybeder ve temel bakım ve tedavi ihtiyaçlarını sağlayamaz, yardıma ve bakıma muhtaç olan gelen yaralıları tedavi edemez. Bir tarım işçisi sıcak çarpması yaşarsa, ancak sağlık sigortasına ve ayakta bakıma erişimi olmadan hayat kurtarıcı tıbbi tedavi göremez. Bir taşkın ve selin ardından kolera salgınıyla boğulan bir ulusal sağlık sistemi, diğer sağlık hizmetlerine odaklanmak için yeterli kapasiteye sahip olamaz . Bu senaryolar, aşırı hava koşulları, salgın hastalıklar, yer değiştirmeler, ekonomik gerilemeler ve iklim değişikliğinin neden olduğu altyapı sorunları ile giderek daha fazla boğuşan sağlık sektörünün karşı karşıya kaldığı çok çeşitli etkilere verilebilecek yalnızca birkaç örnektir. Bu şoklar meydana geldiğinde, kritik hizmetler tam da insanların en çok ihtiyaç duyduğu bir anda engellenebilir. Bu da riski artırır ve daha fazla hastalığa ve can kaybına neden olur. Güçlü ve dayanıklı sağlık sistemleri iklim değişikliğine karşı koruma sağlar Temel […]
WMO yayınladığı yıllık raporunda, iklim değişikliğinin sürekli ilerlemesini vurgulamaktadır. Cenevre, 21 Nisan 2023 (WMO) Dünya Meteoroloji Teşkilatının (WMO) yıllık raporuna göre, iklim değişikliği 2022’de dağların zirvelerinden okyanusların derinliklerine kadar ilerlemesini durmaksızın sürdürdü. Kuraklıklar, seller ve sıcak hava dalgaları her kıtadaki toplulukları etkiledi ve milyarlarca dolar maddi zararlara mal oldu. Antarktika deniz buzu, rekor seviyede olacak şekilde en düşük seviyesine indi. Avrupa buzullarının erimesi ise kelimenin tam anlamıyla beklentilerin dışındaydı. Küresel İklimin Durumu 2022, rekor seviyedeki ısı tutucu sera gazlarının neden olduğu karada, okyanusta ve atmosferde kısaca gezegen ölçeğindeki değişiklikleri gösteriyor. Küresel sıcaklık açısından, 2015-2022 yılları, son üç yılda yaşanan bir La Niña olayının soğuma etkisine rağmen kaydedilen en sıcak sekiz yıl oldu. 2022’de yeniden rekor seviyelere ulaşan buzulların erimesi ve deniz seviyesinin yükselmesi binlerce yıl sürecek. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, “Sera gazı emisyonları artmaya ve iklim değişmeye devam ederken, dünya çapındaki nüfuslar aşırı hava ve iklim olaylarından ciddi şekilde etkilenmeye devam ediyor. Örneğin, 2022’de Doğu Afrika’da sürekli kuraklık, Pakistan’da rekor kıran yağışlar ve Çin ve Avrupa’da rekor kıran sıcak hava dalgaları on milyonları etkiledi, gıda güvensizliğine yol açtı, toplu göçü artırdı ve milyarlarca dolarlık kayıp ve hasara mal oldu.” dedi “Ancak, BM kuruluşları arasındaki işbirliğinin, aşırı hava ve […]
Yeni çalışma Dünya enerji dengesizliğini gösteriyor. Dünya iklim sistemi, insan kaynaklı iklim değişikliğinin bir sonucu olarak enerji dengesinin dışındadır. Isı son on yıllarda sürekli olarak birikerek okyanusu, toprağı, kriyosferi ve atmosferi ısıttı. “Dünya sisteminde depolanan ısı 1960-2020 – Enerji nereye gidiyor?” başlıklı yeni bir çalışma ile Dünya Enerji Dengesizliğinin artmaya devam ettiğini ve biriken miktara kıyasla son 14 yılın son beş yılında yaklaşık %50 arttığını gösteriyor. Dünya Enerji Dengesizliği (EEI), güneşten Dünya’ya gelen enerji miktarı ile uzaya geri dönen miktar arasındaki farktır. Bu, WMO’nun ortak sponsorluğundaki Küresel İklim Gözlem Sistemi’nin (GCOS) Dünyanın iklim değişikliğini kontrol altına alma görevine ne kadar iyi yanıt verdiği değerlendirme yapması için temel bir ölçü görevi görür. . Yakın zamanda yayınlanan 2022 GCOS Uygulama Planı, EEI tahminlerinin temelini oluşturan gözlem sistemindeki boşlukların düzenli olarak değerlendirilmesinin önemini vurgulamakta ve bunları gidermek için eylemler önermektedir. Uluslararası multidisipliner bu çalışma, Copernicus Publications’ın önde gelen açık erişimli dergisi Earth Systems Science Data’da yayınlandı. Bu dergi; WMO’nun Küresel İklim Durumu raporlarına katkıda bulunan Mercator Ocean International’dan Karina von Schuckmann tarafından yönetiliyor. Araştırmacılar (15 ülkedeki düzinelerce enstitüden yaklaşık 70 adet), sonuca varmak için okyanus, kara, buz ve atmosferden dikkatlice kalibre edilmiş, çapraz kontrol edilmiş, iyi belgelenmiş verilere erişiyor: Dünya, son 50 yılda […]
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN “Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır; o da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır; o da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.”Mustafa Kemal ATATÜRK Birbirinden güzel daha nice 23 Nisanlara….. TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
Her geçen gün daha da artan su ile ilgili tehlikeler daha iyi erken uyarılar gerektirir. Üst düzey bir BM görevlisi: BM’nin “Herkes İçin Erken Uyarılar ” girişiminin 2027 yılına kadar herkesi tehlikeli hava koşullarından koruma hedefine ulaşmasını sağlamak için hükümetlere “paranızı bu iş için harcamaktan çekinmeyin” dedi. BM 2023 Su Konferansı’nda üst düzey bir yan etkinlikte konuşan Genel Sekreter’in İklim Eylemi ve Adil Geçiş Özel Danışmanı Selwin Hart, “İnsanların, toplulukların ve ülkelerin hayatları ve geçim kaynaklarını kurtaracak araçlara sahip olmalarını sağlamak için hiçbir çabadan kaçınamayız ve kaçınmamalıyız. İklim krizinin ön saflarında yer alanlara umut vermek için yaşamlarımız boyunca belki de bir kez karşılaşılabilecek olduğumuz bir fırsat var ve bu fırsatı israf etmeyelim ” dedi. Zor olacak ama küçük bir yatırımlarla bu iş başarılabilir” dedi. Herkes için Erken Uyarılar girişimi, 2023 ile 2027 yılları arasında 3,1 milyar ABD Doları tutarında yeni hedeflenen ilk yatırımları gerektiriyor – bu meblağ kazanacağımız faydaların yanında çok küçük kalacak bir meblağ. Bu, uyum finansmanı için talep edilen 50 milyar ABD dolarının tabi ki küçük bir rakamdır. BM Genel Sekreteri, bu yıl en az 30 ülkede uygulanmaya başlayacak girişimin 21 Mart’taki ilk Danışma Paneli toplantısına başkanlık etti. Sel ve kuraklık gibi suyla ilgili tehlikeler, can kayıplarının ve […]
Dünya Meteoroloji Günü: Nesiller boyunca hava, iklim ve suyun geleceği Günümüzün iklim değişikliğine olan tepkisi, gelecek nesillerin hayatını şekillendirecek 23 Mart 2023 (WMO) – 2023 Dünya Meteoroloji Gününde, ” Nesiller boyunca Havanın, İklimin ve Suyun Geleceği ” temasını ele alıyor. Bizi sorumluluklarımızı yerine getirmeye ve gelecek nesillere daha iyi yarınları miras bırakmaya teşvik ediyor. Bu temayı işlemek; WMO’nun selefi olan Uluslararası Meteoroloji Örgütü’nün 150. yıldönümünde gerçekleşmektedir. 19. yüzyılın sonlarından telgraflardan süper bilgisayarlara ve uzay teknolojisine kadar geçmiş başarıları, mevcut ilerlemeyi ve gelecekteki potansiyeli ortaya koymaktadır. Meteoroloji Bilimine ve Uzmanlığımıza olan talep hiç bu kadar yüksek düzeyde olmamıştı. Geçtiğimiz 150 yıl boyunca, Ulusal Meteoroloji ve Hidroloji Hizmetleri, artık hafife aldığımız hava durumu tahminlerinin temelini oluşturan verileri topladı ve bunları standart hale getirdi. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, “WMO veri alışverişinin tarihi, hayatları ve geçim kaynaklarını kurtarmaya yönelik bilimsel işbirliğinin bir başarı öyküsüdür” dedi. Prof. Petteri Taalas “Hava, iklim ve sular ulusal veya siyasi sınırları tanımıyor. 1873’ten beri Uluslararası işbirliğine duyulan ihtiyaç, çalışmalarımıza rehberlik etti. Aşırı hava olayları, iklim, su ve diğer çevresel olaylara karşı daha dayanıklı bir dünya için çabalarımız gelecekte de devam edecek” dedi. Değişen İklim Yıldönümü aynı zamanda değişen iklimimizi de bize hatırlatmaktadır. Uluslararası Meteoroloji Teşkilatı, 1873 yılında […]
23 MART 2023DÜNYA METEOROLOJİ GÜNÜ… Bu özel gün için bir kutlama yapmak isterdik. Ancak özellikle 6 Şubat depremi, 15 Mart ve devamında meydana gelen yağışlar sonucu oluşan sel ve taşkınlar sonrasında kutlama yapacak bir “yüzümüzün” olmadığını, yıkıntılar altında kalan tüm insanlarımız haykırıyor. Fakat biz bunu gerçekten kulaklarımızla, yüreğimizle duyabiliyor muyuz? Bildiğiniz gibi tüm dünyada her yılın 23 Mart günü “Dünya Meteoroloji Günü” olarak kutlanılmaktadır. Dünya Meteoroloji Teşkilatı (WMO), 23 Mart 1950’de imzalanan kuruluş Sözleşmesinin yürürlüğe girmesini her yıl tüm dünyada belli bir konu ve çeşitli etkinlikler ile anmaktadır. Birleşmiş Milletlerin uzman bir kuruluşu olan WMO, dünya atmosferinin durumunu, davranışını, kara ve okyanuslarla olan etkileşimini araştırır. Hava, iklim, toprak ve su kaynakları ile ilgili uluslararası işbirliği ve koordinasyonu sağlar. Her Dünya Meteoroloji Günü; Ulusal Meteoroloji ve Hidroloji Servislerinin toplumların güvenliği ve esenliği için yaptıkları önemli katkıları ortaya koyan ulusal ve uluslararası etkinliklerle kutlanan bir gündür. Dünya Meteoroloji Günü için seçilen temalar, hava, iklim veya su ile ilgili güncel konuları yansıtmaktadır. Bu şekilde toplumlarda daha fazla farkındalık yaratarak sorunlara dikkat çekilmektedir. WMO 2023 yılı Meteoroloji günü için ana tema olarak “Nesiller Boyunca Hava, İklim ve Suyun Geleceği” temasını seçmiştir. Meteorolojik Erken Uyarı; 2022 yılı konusu “Erken Uyarı ve Erken Eylem” olarak belirlenmişti. […]
22 MART DÜNYA SU GÜNÜ SU İÇİN, SADECE SU GÜNÜNDE NUTUK ATMAKTAN ÖTE BİR ŞEY YAPMAK GEREKİR. Her yıl olduğu gibi, Dünya Su gününde, birçok yerden, suyun önemine ilişkin atıflar yapılarak suyun yaşamın temel olgusu olduğu, susuz yaşam olamayacağı belirtilerek, su sorunları iklim değişimine bağlanmaya çalışılacaktır. Savaşların bir kısmı doğrudan, bir kısmı da gizli olarak su kaynaklarına sahip olmayı amaçlamaktadır. Ancak savaşlar su kaynaklarına sahip olmayı amaçlarken diğer taraftan kaynakların kirlenmesine ve yok olmasına da neden olmaktadır. Dünyamızda karalar üzerinde suyun dağılımı çok büyük farklılıklar göstermektedir. Bazı bölgelerin su yoksunu olmasından, bazı bölgelerde ise insanların alım gücünün yetersiz olmasından suya erişim konusunda sorunlar yaşanmaktadır. UNESCO’nun 2019 Dünya Su Raporuna göre iki milyar insanın temiz su kaynaklarına düzenli erişemediği, 4,3 milyar insanın ise sıhhi tesisat kullanmadığı belirtilmektedir. Ülkemiz ve Su Suların kaynağı olan yağış ülkemiz coğrafyasında çok farklılıklar göstermektedir. Karadeniz Bölgesinde bazı yerler 2500 mm, İç Anadolu Bölgesi bazı yerler 250 mm kadar yağış alırken ülkemizin uzun yıllar yağış ortalaması 570 mm olarak hesaplanmaktadır. Havzaların fiziki ve iklimsel özelliklerinden dolayı havza verimi açısından su miktarları ve havza içerisinde suyun kullanılabilir su miktarları çok büyük farklılıklar göstermektedir. Ülkemiz değişik büyüklülerde ve farklı fiziki, beşerî ve iklim özellikleri taşıyan 25 akarsu havzasına ayrılmıştır. […]
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Çanakkale’yi geçilmez kılan tüm kahramanlarımızı bir kez daha saygıyla ve minnetle anıyoruz. TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
YAŞANAN SEL VE TAŞKINLAR İLK OLMADIĞI GİBİ SON DA OLMAYACAKTIR. ORADA KİMSE VAR MI? SESİMİZİ DUYAN VAR MI? 15 Mart 2023 tarihinde, Şanlıurfa ve Adıyaman başta olmak üzere bölgede yaşanan sel ve taşkın olayları ne ilktir ne de son olacaktır. Ülkemizde yerleşim yerleri ve kent planlarında meteorolojik parametrelere uygunluk aranmadığından, birçok yerleşim yeri yağışlar ile birlikte şehir selleri ve taşkın suları altında kalmakta ve yapılaşmalardan kaynaklı hatalar nedeniyle kentler ve yaşamın tüm alanlarını ciddi şekilde etkilenmektedir. İklim değişiyor !!!! Ancak bu yaşananların nedenleri ve sonuları hiçbir şekilde iklim değişimine bağlanamaz. Bu olaylarda, sorumluluktan kurtulmak isteyenler, iklim değişimini gündeme getirerek kendi eksikliklerini ve hatalarını gizlemeye çalışmaktadır. Birçok basın ve yayın kuruluşu da, meteoroloji bilimi ile ilgisi ve bilgisi olmayan kişileri ekranlarına taşıyarak konunun yanlış değerlendirilmesine çanak tutmaktadır. Meteoroloji Mühendisleri Odası olarak, 1998 yılında gerçekleştirdiğimiz “Meteorolojik Karakterli Doğal Afetler” konulu sempozyum sonucunda, özellikle sel ve taşkınlar için yapılması gerekenler kısa, orta ve uzun vadeli öneriler olarak yazılı metin halinde ve 1999 yılında yayımlanan Meteoroloji Karakterli Doğal Afetler ve Meteorolojik Önlemler konulu rapor tüm siyasilere, kurum kuruluşlara gönderilmiştir. Bu metinler, tüm bu sorunları ve çözüm önerilerini sıralamaktadır. Geçen zaman, 25 yıl yani çeyrek asırdır. Ama ne yazık ki değişen bir şey yoktur. Mart […]
Şubat ayı , düşük deniz buzu seviyesi ve aşırı hava durumları ile kemdini gösteriyor.. Antarktika’daki deniz buzu miktarı, üst üste ikinci yıl Şubat ayında tüm zamanların en düşük seviyesine indi. Arktik deniz buzunun kapsladığı alan, kayıtlardaki en düşük ikinci (ortak) seviyeydi. Deniz buzu küresel, bölgesel ve yerel tüm hava modelleri üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Tabi ki ve bunun tersi de geçerlidir. Deniz buzu aynı zamanda WMO’nun Küresel İklim Durumu raporlarında da önemli bir iklim göstergesidir. AB’nin Copernicus İklim Değişikliği Servisi’ne göre, küresel olarak, sıcaklık ve yağışta birçok aşırılık ile kaydedilen en sıcak beşinci Şubat oldu. Avrupa, kayıtlardaki en sıcak geçen ikinci kışını yaşadı. Deniz buzu Deniz buzu kapsamındaki değişikliklerin toplum ve ekosistemler üzerinde büyük etkileri olabilir. Kuzey Kutbu, küresel düzeyde gerçekleşen ortalama ısınmanın iki katından daha hızlı ısınıyor. Sonuç olarak, Arktik deniz buzu, 45 yıllık uydu kayıtlarına göre rekor düzeyde geri çekildi. Deniz buzu kapsamı, Şubat ayı döneminin sonunda kaydedilen ikinci en düşük veya 1981-2010 ortalamasının (15.30 milyon kilometre kare veya 5.91 milyon mil kare) altındaydı. Antarktika deniz buzunun kapsamı hem Ocak hem de Şubat aylarında rekor düşük seviyelerde izlendi. Şubat ayının sonunda, kapsam 1,83 milyon kilometrekareydi (707.000 mil kare). Bu, Şubat 2022’deki minimumun 93.000 kilometrekare (35.900 mil kare) […]
Dünya Meteoroloji Teşkilatı her yıl 23 Mart’ta Dünya Meteoroloji Teşkilatı’nı kuran Sözleşme’nin 23 Mart 1950’de yürürlüğe girmesini kutluyor. WMO Yürütme Konseyi, yaklaşan 2023 Dünya Meteoroloji Günü kutlamaları için ” Nesiller Boyunca Hava, İklim ve Suyun Geleceği ” temasını seçmiştir TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
Ülkemiz ve tüm dünyamızın tarihsel gelişiminde, ülkemiz başta olmak üzere tüm ülkelerin bağımsızlık mücadelesinde çok önemli bir rol üstlenmiş, yaşamın her alanında iz bırakan tüm kadın emekçiler ve kadın kahramanlar başta olmak üzere, tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz. Sağlık ve mutluluk dolu bir geleceğe… TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
WMO, iklim ve sağlık ile ilgili çalışmalarına hız veriyor. Dünya Meteoroloji Örgütü, gelişmiş erken uyarı sistemlerine yönelik iddialı bir girişimin parçası olarak, insanları aşırı sıcaklar da dahil olmak üzere iklim ve sağlıkla ilgili tehlikelerden korumaya yönelik faaliyetlerine de hız veriyor.. WMO Yürütme Konseyi, önümüzdeki on yıl içinde entegre iklim ve sağlık bilimi hizmetlerini ilerletmek için yeni bir uygulama planını onayladı. Bu, iklim, hava durumu, hava kirliliği, UV radyasyonu, aşırı olaylar ve diğer çevresel faktörlerin sağlık üzerindeki etkisini yönetmek için koordineli bir yaklaşımı ifade etmektedir. WMO ve Dünya Sağlık Örgütü’nün ortak bir “İklim ve Sağlık Ofisi ” iklim ve sağlık hakkında bilgi için tek adres olan yeni bir ClimaHealth portalının kurulması da dahil olmak üzere artan sayıda ortak teknik faaliyetleri bulunmaktadır. Bu ortak çalışma , aşırı hava ve iklim değişikliği etkilerindeki artış göz önüne alındığında, insanların sağlığını korumak için son derece önemlidir. Yürütme Konseyi, sıcaklıklar ve iklimle ilgili ardı ardına gelen ; aşırı sıcaklıklar, orman yangınları ve hava kalitesiyle ilgili sağlık risklerinin anlaşılmasını, erken uyarısını ve risk yönetimini güçlendirme ihtiyacına özel önem vermektedir. Aşırı sıcaklıklar sessiz bir acil durum olarak görülüyor. Dünya çapındaki en ölümcül hava olaylardan biri aşırı sıcaklıklardır ve milyonlarca insan için tehdit oluşturmaktadır. WMO eylemlerine öncülük eden WMO […]
BASININ VE KAMUOYUNUN DİKKATİNE! SESİMİZİ DUYAN VAR MI? SUSUZ KALMAMIZIN SEBEBİ KURAKLIK DEĞİLDİR! Meteoroloji Mühendisleri Odası olarak yıllardır kuraklık, sel ve taşkınlar başta olmak üzere birçok konuda sesleniyoruz… Doğa olaylarını değiştiremeyiz. Ancak olayların sonuçlarından zarar görmeyi azaltabiliriz. Kuraklık meteorolojik karakterli bir süreçtir ve önce meteorolojik kuraklık olarak başlar. Öncelikle belirtmek gerekir ki, meteorolojik olaylar ortalama değerlerde gerçekleşmez. Ortalama değer istatistiki bir değerdir. Kuraklık, sel ve taşkın olaylarının insan kaynaklı iklim değişimi ile açıklanmaya çalışılması, sorunların asıl kaynağını örtmeye çalışmaktan başka bir şey değildir. Ülkemizde yaşanmakta olan kuraklık, ilk olmadığı gibi son da olmayacaktır. Daha şiddetli kuraklıklar Anadolu coğrafyamızda çokça yaşanmıştır. Son günlerde depremden fırsat bulan “uzatmalı uzmanlar” yaşanmakta olan kuraklık üzerinde nutuklar atmaya başlamış durumdadır. Bu konularda yanlış bilgiler ile hareket edilmesi sorunun gerçek nedenini örtmektedir. Meteoroloji Mühendisleri Odası olarak, 1999 yılında yayınladığımız Meteorolojik Karakterli Afetler ve Meteorolojik Önlemler başlıklı raporda 31 doğa olayını konu edindik. Bu olaylardan biri de kuraklık idi. Aradan geçen 24 yılı aşkın sürede olanlar gösteriyor ki ya okuyup anlayan olmadı ya da biz bunu iyi anlatamadık. Kuraklık Konusunu sonuçları bakımından kısaca ele alırsak; İçme suyu; Öncelikle içme suyu ile ilgili sorun İstanbul özelinde gündeme getirilmektedir. İstanbul’un susuz kalacağına ilişkin açıklamalar yapılmakta ve bu soruna gerekçe […]
WMO : El Niño geri dönebilir Cenevre, 1 Mart 2023 (WMO) Dünya Meteoroloji Teşkilatı (WMO) : Yeni yapılan bir güncellemeye göre; dünyanın farklı bölgelerinde farklı yerlerde sıcaklık ve yağış modellerini etkileyen, alışılmadık derecede inatçı ve uzun süren La Niña’nın art arda üç yıl ardından önümüzdeki aylarda bir El Niño olayı gelişebilir. Bununla birlikte, El Nino’nun üç yıl aradan sonra tekrar geri dönüşü muhtemel görülse de, Mart-Mayıs döneminde ENSO-tarafsız koşullar (%90 olasılık) ile devam edecektir. Model tahminlerine ve Güncellemenin hazırlanmasında yer alan uzmanların değerlendirmelerine göre, ENSO tarafsız koşullarının Mayıs’tan sonra da devam etme olasılığı biraz azalsa da yine de yüksek olmaya devam ediyor (Nisan-Haziran’da yüzde 80 ve Mayıs-Temmuz’da yüzde 60). El Niño’nun gelişme şansı yılın ilk yarısında düşükken (Nisan-Haziran aylarında %15), Mayıs-Temmuz aylarında kademeli olarak %35’e çıkıyor. Haziran-Ağustos ayları için uzun vadeli tahminler, El Niño’nun gelişme olasılığının çok daha yüksek olduğunu (%55) gösteriyor, ancak yılın bu zamanındaki tahminlerle ilişkili yüksek belirsizliğe tabidir. “21. yüzyılın ilk üç ardışık La Niña’sı nihayet sona eriyor. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, son sekiz yıllık dönemin rekor düzeydeki en sıcak dönem olmasına rağmen, La Niña’nın soğutma etkisinin artan küresel sıcaklıkları geçici olarak frenlediğini belirtti. Prof. Taalas, “Şimdi bir El Niño aşamasına girersek, bu muhtemelen küresel […]
Güney Amerika’nın büyük bir bölümünde yüksek sıcaklıklar ve kuraklık etkili. 2019 yılından bu güne Arjantin’in ve komşu ülkelerin büyük bir bölümü kuraklık koşulları altında sarsılıyor. 2022’nin son dört ayı ortalama yağışın yarısından daha da az. Bu yağışlar 35 yılın en düşük yağış miktarı demek. Yağış azlığı, yüksek sıcaklıklarla birleştiğinde, yaygın olarak tarımsal üretimde ciddi rekolte kayıplarıma yol açmıştır. Arjantin, dünyanın en büyük buğday ihracatçılarından biridir, ancak 2023 için tarımsal ihracatın sadece 2022 seviyelerine göre kıyaslandığında %28 daha düşeceği tahmin edilmektedir. Uruguay, Ekim 2022’de ülke topraklarının %60’ının “aşırı” veya “şiddetli” kuraklık yaşamasıyla tarımsal olarak acil durum ilan etti. Arjantin, Kolombiya, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, Hollanda ve Birleşik Krallık’tan bilim insanları, Ekim’den Aralık 2022’ye kadar üç ay boyunca insan kaynaklı iklim değişikliğinin kuraklığa yol açan düşük yağış olasılığını ve yoğunluğunu ne ölçüde değiştirdiğini değerlendirmek için işbirliği yaptı. Özellikle şiddetli kuraklık yaşanan alanlara odaklandı. World Weather Attribution hızlı analizi, iklim değişikliğinin azalan yağışın ana itici gücü OLMADIĞI sonucuna vardı. Bununla birlikte, iklim değişikliğinin bölgedeki sıcaklıkları artırdığını, bunun da muhtemelen su mevcudiyetini azalttığını ve kuraklığın etkilerini daha da kötüleştirdiğini de gösterdi. Bölge ayrıca, iklim değişikliğinin sıklığı, yoğunluğu ve süresi bakımından arttığı yoğun sıcak hava dalgaları yaşıyor. Yakın zamanda örtüşen bir bölgede yürütülen çalışmada, World […]
20.02.2023 TMMOB’ye bağlı Odalar 20 Şubat 2023 tarihinde “Deprem Bölgelerinde Her Türlü Müdahale Bilimi, Tekniği Ve Meslek İlkelerini Gözeterek Yapılmalıdır” başlıklı ortak bir basın açıklaması yaptı. DEPREM BÖLGELERİNDE HER TÜRLÜ MÜDAHALE BİLİMİ, TEKNİĞİ VE MESLEK İLKELERİNİ GÖZETEREK YAPILMALIDIR 6 Şubat 2023 günü Kahramanmaraş ili, Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki büyük deprem ve artçılarının meydana getirdiği hasar sonucu 11 ilimizi içine alan bir coğrafya içerisinde büyük yıkım yaşanmış ve yaşanan yıkım neticesinde on binlerce yurttaşımız hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır. Öncelikle deprem bölgesindeki tüm yurttaşlarımızın yakınları başta olmak üzere tüm ülkemize başsağlığı, yaralı yurttaşlarımıza acil şifalar dileriz. Afet bölgesinde gerçekleşen depremler, yaklaşık 300 km’lik bir hat boyunca yatayda 6-7 m, düşeyde de 2-3m’ye varan yüzey deformasyonları gerçekleştirmiş olup; 11 ilimizi ve 13 milyonu aşkın vatandaşımızı etkilemiştir. Yıkımların en çok olduğu illerimiz Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay, Malatya olarak öne çıkmaktadır. Bununla birlikte Elbistan, Göksun, Nurhak, Pazarcık, Türkoğlu, İslâhiye, Nurdağı, Gölbaşı, Erkenek, Kırıkhan, Doğanşehir, Samandağ, İskenderun ve Hassa ilçelerimizle birlikte kırsal alanlarda da yoğun biçimde yıkımlar yaşanmıştır. Kamuoyuna yansıyan bilgilerde yeni yerleşim alanları için yer seçim çalışmalarına başlanıldığı ve 1 ay içinde inşaatlara başlanarak, 1 yıl içerisinde de konutların tesliminin yapılacağı yetkili makamlarca dillendirilmiştir. Seçilen bu alanların tarım ve […]
BM Güvenlik Konseyi deniz seviyesindeki yükselişi tartışıyor Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, Güvenlik Konseyi’nin deniz seviyesinin yükselmesinin küresel etkileri hakkındaki ilk açıklamasında, yükselen denizlerin dünya çapında milyarlarca insan için “düşünülemez” riskler oluşturduğunu ve toplumların geleceği üzerinde derin etkileri olduğunu söyledi. Toplantıyı açan BM Genel Sekreteri António Guterres, “Yükselen denizlerin etkisi şimdiden yeni istikrarsızlık ve çatışma ortamını yaratıyor” dedi. Bazı ulusların kıyı şeridinin şimdiden ortalama deniz seviyesinin üç katına çıktığına dikkat çekerek, önümüzdeki on yıllarda alçakta bulunan toplulukların ve ülkelerin sonsuza dek yok olabileceği konusunda uyardı. “İncil ölçeğinde tüm nüfusun kitlesel bir göçüne tanık oluruz. Tatlı su, toprak ve diğer kaynaklar için her zamankinden daha şiddetli bir rekabet görürüz” diye uyardı. “Tehdit çarpanı” Deniz seviyesinin yükselmesini bir tehdit çarpanı olarak nitelendiren Genel Sekreter, temiz su, gıda ve sağlık hizmetlerine erişimi de tehlikeye attığını söyledi. Bu arada, tuzlu su girişi tarım, balıkçılık ve turizm gibi sektörlerde istihdamı ve tüm ekonomileri yok edebilir ve ulaşım sistemleri, hastaneler ve okullar gibi hayati altyapıya da zarar verebilir veya bunları yok edebilir. BM Genel Sekreteri; Küresel ortalama deniz seviyesindeki yükselişin son yıllarda daha da hızlandığını gösteren WMO raporlarından alınan bilgilere atıfta bulundu. “Küresel ortalama deniz seviyeleri, 1900’den bu yana, son 3000 yıldaki herhangi bir yüzyıldan […]
WMO: Deniz buzullarının kapsadığı alan Ocak ayında kaydedilen en düşük seviyesindeydi Yeni hazırlanan raporlara göre, Kuzey Kutbu ve Antarktika’nın birleşik deniz buzu kapsamı Ocak ayında kaydedilen en düşük seviyedeydi. Avrupa’nın Copernicus İklim Değişikliği Servisi ve ABD Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi’ne (NSIDC) göre, Antarktika için deniz buzu kapsamı Ocak ayında kaydedilen en düşük ve Kuzey Kutbu için üçüncü en düşük seviyesinde oldu. NSIDC, “Birleşik olarak, her iki yarım kürenin toplam küresel deniz buzu kapsamı için ise rekor bir düşük seviye belirledi. Ancak bu gözlem azalmanın sürekli bir eğilim içinde olduğu anlamına gelmiyor ve başta hava koşulları olmak üzere başka değişkenlikten de kaynaklanabilir” dedi. Deniz buzullarının kapladığı alan, WMO’nun Küresel İklim Durumu raporlarında kullandığı iklim göstergelerinden biridir. Sıcaklık başka bir temel göstergedir ve son sekiz yıl kaydedilen en sıcak sekiz yıl olmuştur. 2023 yılı Ocak ayı ise Copernicus Climate’a göre, kaydedilen en sıcak 7. Ocak ayı oldu. Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi ( ECMWF) tarafından uygulanan Copernicus İklim Değişikliği Hizmetinin Yılbaşı gününde alışılmadık derecede yüksek sıcaklıklara tanık olan Avrupa için en sıcak üçüncü Ocak ayı oldu.. Kuzey Kutbu, ne yazık ki küresel ortalamanın iki katından daha hızlı ısınıyor. Sonuç olarak, Arktik deniz buzu, 44 yıllık uydu kayıtlarına baktığımız zaman […]
DEPREM ile ilgili olarak TMMOB aşağıdaki kararları almıştır. Sürece katılmak isteyen meslektaşlarımız bulunduğu ilde TMMOB il koordinasyonları ile irtibata geçerek sürece katılabilir. Gelişmelerden ayrıca bilgilendirme yapılacaktır. Alınan Kararlar.. • Yaşanan depremler ve sonuçları üzerine kamuoyuna iletilecek Birlik / Oda görüşlerini oluşturmak, derlemek ve aktarmak üzere ilgili Odaların yönetici ya da uzmanlarının katılımı ile bir bilgilendirme merkezi kurulacak, • AFAD, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve ilgili diğer kurumlara arama-kurtarma-hasar tespit vb teknik çalışmalara ve kriz masalarına TMMOB’nin katılımının sağlanması ve işbirliğine açık olmaları gerektiği konusunda yazı yazılacak, temaslarda bulunulacak, • Deprem bölgelerinde ihtiyaç duyulan malzemelerin karşılanmasına yönelik dayanışma kampanyası organize edilecek, para toplanmayacak sadece malzeme toplanacak ya da temin edilecek, kampanya İKK Sekreterleri ile Oda Sekreter/Yazman Üyeleri katılımı ile oluşturulan TMMOB Afet Koordinasyon grubu aracılığı ile koordine edilecek, • Arama kurtarma eğitimi almış olan üyelerimize, çalışmalara katılmak üzere AFAD’a başvurmaları yönünde çağrı yapılacak, • Hasar tespit çalışmalarında yer almak isteyen üyelerimize Odalarımızın (İMO ve varsa diğer Odalar) düzenlediği eğitimlere katılmaları yönünde çağrı yapılacak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile bu yönde gerekli yazışmalar yapılacak, • Deprem bölgelerindeki yıkımı gözlemlemek ve genel tespitler yapmak üzere ön değerlendirme ekibi oluşturulması için hazırlık yapılacak, • Dayanışma ziyaretleri ve teknik incelemelerde bulunmak üzere, geniş […]
GÜN İÇİNDE ARDARDA YAŞADIĞIMIZ İKİ BÜYÜK DEPREMDE HAYATLARINI KAYBEDEN TÜM VATANDAŞLARIMIZA ALLAHTAN RAHMET , BAŞTA YAKINLARI OLMAK ÜZERE TÜM ÜLKEMİZE BAŞ SAĞLIĞI VE SABIR DİLİYORUZ. YARALI OLARAK KURTULABİLEN VATANDAŞLARIMIZA DA GEÇMİŞ OLSUN DİLEKLERİMİZİ İLETİYORUZ. TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
Küresel Sera Gazı İzleme Altyapısı şekilleniyor WMO, atmosferdeki sıcaklık artışını besleyen karbondioksit ve diğer ısıyı hapseden gazların seviyelerini azaltmak ve bu konuda çalışanları bilgilendirmek için önerilen bir Küresel Sera Gazı İzleme Altyapısı konulu uluslararası bir sempozyuma ev sahipliği yapıyor. Sera gazı konsantrasyonlarının ve akışlarının sürekli, koordineli ve küresel ölçekte izlenmesi, iklim değişikliğinin itici güçlerini anlamamıza, bunlarla mücadele etmemize ve Paris Anlaşması’nın uygulanmasını desteklememize yardımcı olması açısından hayati önem taşımaktadır. WMO, sera gazları alanında onlarca yıldır çalışmaktadır. Buna rağmen, bugüne kadar uluslar arası iklim politikasını desteklemek için kritik öneme sahip çok sayıda ürün ve veri seti yalnızca araştırma topluluğu tarafından desteklenmektedir. Halihazırda, yüzey ve uzay temelli sera gazı gözlemlerinin kapsamlı ve zamanında uluslar arası değişimi yoktur. Bu konuda Model geliştirme ve küresel ölçekte karar destek bilgilerinin oluşturulması için gelişmiş bir işbirliğine de ihtiyacımız vardır. Bazı hükümetler ve uluslar arası kuruluşlar, belirli izleme faaliyetleri yürütmekte ve veri kümelerini korumaktadır, ancak bu konuda da herhangi bir yönlendirme mekanizması yoktur. Üç günlük sempozyum, sürdürülebilir, uluslar arası koordineli bir izleme altyapısı için bir legonun (yapbozun) farklı parçalarını tek bir çerçevede bir araya getirmeyi amaçlamaktadır. Araştırma ve operasyonel topluluklardan, uzay ajanslarından, meteoroloji servislerinden, okyanus ve iklim gözlem topluluklarından, akademi dünyasından ve BM ortaklarından oluşan 250’den fazla […]
Son yılların en kurak kışını geçirdiğimiz aşikâr. Sadece bizlerin değil, turizmcinin de çiftçinin de gözü kulağı meteorolojide; zira gelecek kuşaklar kadar her iki mesleğin de geleceği havanın nasıl olacağı ile doğru orantılı. Dolayısıyla, hele de sosyal medyada, gördüğümüz her yorum ve bilgiyi doğru kabul ediyor, ona göre pozisyon alıyoruz. Ama bir dakika! Bu bilgiler nereden ve kimden geliyor? Türkiye’de koskoca bir Meteoroloji Genel Müdürlüğü var. Yıllarını bu işe adamış biliminsanları var. Onlar mı veriyor bu bilgileri yoksa ‘takipçi kasan’ bireysel ya da anonim hesaplar mı? İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, ‘Sahte doktorlardan sonra sahte meteorologlar türedi. Palyaçolar!’ diyerek uyardı. EYYAMCILIK PEŞİNDELER ARALIKTAN bu yana hepimiz aynı sorunun peşindeyiz: ‘Kış ne zaman gelecek?’ Çünkü hepimiz çok iyi biliyoruz ki kar yağması demek; toprağın su tutması, yeraltı suyu zenginliği, doluluk oranı yüzde 25-30’lar seviyesine inen barajların dolması, dolayısıyla yazın susuz kalmamak ve mahsulün bereketli olması demek. Meteorolojiye olan bu ilgi sebebi ile olacak ki sosyal medya, ‘Yağdı yağacak!’, ‘Vorteks geliyor’ gibi uyarılar (!) ile dolu. PALYAÇOLAR İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, 40 yılı aşan birikim, eğitim ve araştırmaya rağmen kendisinin bile ‘kelebek etkisi’ sebebi ile uzun vadede hava durumu tahmini yapmasının doğru olmayacağını belirterek, sadece tek bir haritaya […]
Proje, Doğu Afrika’da direnç oluşturacak. Proje: Doğu Afrika Bölgesinde Herkes İçin Erken Uyarı Planına Yönelik Hidro-Meteorolojik ve Erken Uyarı Hizmetlerinin Güçlendirilmesi İklim Riski ve Erken Uyarı Sistemleri (CREWS) girişimi tarafından : Doğu Afrika ve Victoria Gölü çevresindeki altı ülkede hidro-meteorolojik ve Erken Uyarı Hizmetlerini büyütmeye yönelik bölgesel bir projenin finansmanı onaylandı. Proje, BM’nin Herkes İçin Erken Uyarılar girişimi ile de yakından uyumludur. Doğu Afrika, yıllar içinde sel, kuraklık, toprak kayması ve diğer şiddetli hidro-meteorolojik olaylar gibi doğal afetlerin neden olduğu hava ve iklimle ilgili etkilere karşı daha duyarlı hale getirilmesi gereken çeşitli bir arazi ve iklime sahiptir. Afrika’nın en büyük gölü olan Victoria Gölü, Doğu Afrika’daki hava ve iklim koşullarını büyük ölçüde etkileyerek dünyadaki konvektif olarak en aktif bölgelerden biri olarak kendi mikro iklimini oluşturur. Victoria Gölü Havzasındaki (LVB) ülkeler genellikle şiddetli gök gürültülü fırtınalar, şiddetli yağışlar, şiddetli rüzgarlar, yüksek dalgalar, şimşekler, dolu fırtınaları ve su hortumlarından etkilenir. Kenya, Tanzanya ve Uganda ile çevrili olan göl, başta balıkçılar olmak üzere çevresindeki nüfusun yaklaşık % 25’ini besler. Dört yıllık sürecek olan ve 7 milyon ABD Doları değerindeki proje, Doğu Afrika Topluluğu’nun (EAC) Erken Uyarı Sistemi Vizyonu 2025’i gerçekleştirmesini destekleyen, Birleşik Krallık, Yabancı Milletler Topluluğu ve Kalkınma Ofisi tarafından finanse edilen, yakın […]
İçme suyu Tarımsal Üretim gibi alanlarda sorun kuraklık mı? Meteorolojik olayların beklenildiği gibi gerçekleşmemesi durumunda, toplumda özellikle belli kesimler tarafından “yandık yıkıldık” söylemleri ile panik havası yaratılabilmektedir. Yaratılan panik havası içerisinde de ne yazık ki hep bilindik öneriler sıralanmaktadır. Bu öneriler, yaşanan sorunların gerçeğinden uzak kavramlar olurken, geleceğe ilişkin olarak çoğunlukla felaket senaryoları içermektedir. Meteoroloji Mühendisleri Odası olarak şunu belirtmeliyiz ki, meteorolojik olaylar çoğunlukla ortalama değerlerinde değil, ortalamanın altında ya da üstünde gerçekleşir. Bu nedenle her olay için de ortalama değerlere bakılarak kararlar oluşturulamaz. Sorunların oluştuğu durumlarda panik yapmak ya da panik yaratacak açıklamalar yapılması sorunların daha da fazla büyümesine neden olur. Bu nedenle risklerin krizlere dönüşmemesi için önceden önlem alınmasının gerekliliğini bilmek gerekir. Son yıllarda hemen hemen yaşadığımız her ekstrem meteorolojik olay sonrasında mesleği ya da eğitiminin ne olduğu bile belli olmayan ve meteoroloji konusundan anlamayan birçok kişinin iklim uzmanı ya da meteorolog gibi izafi tanımlamalar ile yaptıkları açıklamalar ile kamuoyunda panik havası yaratarak gündem olma hevesindedirler. Şüphesiz yaşanan panik durumları da mutlaka belli kesimlere çıkar sağlamaktadır. Meteoroloji Mühendisleri Odası, 1998 yılında yaptığı “Meteorolojik Karakterli Doğal Afetler Sempozyum” ile 1999 yılında yayınladığı “Meteorolojik Karakterli Doğal Afetler ve Önlemler” konulu raporda kuraklık ile ilgili durumlara açıklık getirmiştir. Aradan geçen yirmi […]
Son sekiz yılın bugüne kadar kaydedilen en sıcak sekiz yıl olduğu doğrulandı. CENEVRE, 12 Ocak 2023 Dünya Meteoroloji Teşkilatı tarafından konsolide edilen önde gelen altı uluslararası sıcaklık veri setine göre, son sekiz yıl, sürekli artan sera gazı konsantrasyonları ve birikmiş ısı nedeniyle küresel olarak kaydedilen en sıcak yıllar oldu. 2022’de ortalama küresel sıcaklık, sanayi öncesi (1850-1900) seviyelerin yaklaşık 1,15 [1,02 ila 1,27] °C üzerinde oldu. WMO tarafından derlenen tüm veri kümelerine göre, 2022, yıllık küresel sıcaklıkların sanayi öncesi seviyelerin en az 1°C üzerine çıktığı art arda 8. yıl oldu. 2015-2022 yılları artık kayıtlardaki en sıcak sekiz yıl. Paris Anlaşması’nın 1,5°C sınırını – geçici olarakta olsa – ihlal etme olasılığı her geçen yıl daha da artıyor. Şu anda üçüncü yılında olan ve serinletici bir etkiye sahip La Niña olayının devam etmesi, 2022’nin kaydedilen en sıcak yıl olmadığını ama “yalnızca” en sıcak beşinci veya altıncı yıl olduğu anlamına geliyor. Ancak bu soğuma etkisi kısa ömürlü olacak ve atmosferimizde ısıyı hapseden sera gazlarının rekor düzeylerde neden olduğu uzun vadeli ısınma eğilimini tersine çevirmeyecek. WMO El Niño/La Niña Güncellemesi, La Niña’nın Ocak-Mart 2023’te devam etme olasılığının yaklaşık %60 olduğunu ve ardından ENSO-tarafsız koşulların (El Niño veya La Niña değil) gelmesi gerektiğini gösteriyor. 2013-2022 dönemi […]
2023 Sıcak Bir Başlangıç Yaptı. Avrupa’da Sıcaklık rekorları kırılıyor. Akdeniz bölgesi üzerindeki bir yüksek basınç ve bir Atlantik alçak basınç sistemi, kuzeybatı Afrika’dan orta enlemlere doğru sıcak hava getiren güçlü bir güneybatı akışına neden oldu. Hava kütleleri, Kuzey Atlantik’i geçerken normalden daha yüksek olan deniz yüzeyi sıcaklığı nedeniyle daha fazla ısındı. Doğu Kuzey Atlantik’te deniz yüzeyi sıcaklığı normalden 1–2 °C daha yüksekti, İberya kıyılarının yakınında da aynı şekilde fazlaydı. Bütün bunlar, birçok Avrupa ülkesinde yılbaşı gecesi ve takip eden günlerde rekor kıran sıcakları görmemize neden oldu. Birçok Avrupa ülkesinde, hatta Orta Avrupa’da bile 20 °C’nin üzerinde sıcaklıklar gözlemlendi. İspanya’dan Avrupa’nın doğu bölgelerine kadar birçok ülkede ulusal ve çok sayıda yerel düzeyde Aralık ve Ocak ayları için sıcaklık rekorları kırıldı. Avrupa’daki yüzlerce meteoroloji istasyonu, Aralık veya Ocak aylarında tüm zamanların en yüksek günlük sıcaklığını kayıt altına aldı. Şöyle ki; 31 Aralık 2022’de: Dresden-Hosterwitz, Almanya’da 19,4 °C (5 Aralık 1961’de 17,7 °C)Prag Klementinum, Çekya’da 17,7 °C (5 Aralık 1961’de 17,4 °C) 1 Ocak 2023’te: 25,1 °C, Bilbao Aeropuerto, İspanya (24,4 °C, 1 Ocak 2022)18,6 °Cin Besançon, Fransa (16,8 °C, Ocak 1918)Warszawa – Okęcie, Varşova, Polonya’da 18,9 °C (13,8 °C, Ocak 1993)12,6 °C, Abed on Lolland, Danimarka (12,4 °C, 10 Ocak 2005) AEMET […]
Biliyoruz ki; her geçen yıl hem ülkemiz hem de üzerinde yaşadığımız gezegenimiz için başta iklim değişikliği ve buna bağlı extrem hava olayları nedeniyle daha büyük zorlukların yaşandığı yıllar olmakta… Dünyanın neresinde olursa olsun, dini, dili, ırkı ne olursa olsun aynı afetlere maruz kalan insanlar aynı acıları yaşarlar. 2023 yılının hem ülkemiz, hem mesleğimiz, hem de meslektaşlarımız başta olmak üzere tüm dünyada meteorolojik kaynaklı doğal afetlerin en az olduğu huzur ve mutluluk dolu bir yıl olmasını diliyoruz. TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
İklim değişikliği Kuzey Kutbu’nun yapısını değiştiriyor. Kuzey Kutbu’nu düşünürken: bir tayfun, orman yangınlarından çıkan dumanlar ve artan yağmurlar, kuzey kutbu için bir çok kişinin hayal ettiği olaylar değildir. Ne yazık ki biraz önce okuduklarınız, bir zamanlar güvenilir bir şekilde donmuş, karla kaplı ve dünyanın herhangi bir yerinden çok daha hızlı ısınan bölgenin dönüşümüne ilişkin ayrıntılı bir yıllık güncellemede yer alan iklim kaynaklı olaylardan bazılarıdır. ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’nin (NOAA) 2022 Arktik Raporu, 11 ülkeden 147 uzman tarafından derlenmekte ve Kuzey Kutbu’ndaki hızlı değişim ve bunun çevre, ekosistemler, ekonomiler ve yerel topluluklar üzerindeki etkisi hakkında önemli bir fikirler vermektedir. Bu, Dünya sistemindeki birçok değişikliğin WMO topluluğu tarafından izlendiğinin bir başka kanıtıdır. NOAA Yöneticisi Rick Spinrad, “2022 Arctic Karnesi, sera gazlarını azaltarak ve daha dirençli adımlar atarak iklim değişikliği ile yüzleşmenin aciliyetini ortaya koyuyor” dedi. Bu yılın raporundaki başlıca bulgular şunları içeriyor: Ekim 2021’den Eylül 2022’ye kadar kaydedilen Arktik yıllık hava sıcaklıkları, 1900’e kadar uzanan yıllara bakıldığında en sıcak altıncı sıcaklık değeri oldu. Kuzey Kutbu hava sıcaklıklarının küresel sıcaklık ortalamalarından daha hızlı arttığı ve on yıllardır devam eden bir trendin devam ettiği görülmektedir. Kuzey Kutbu’nun 1900’den beri gerçekleşen en sıcak yedi yılı maalesef son yedi yıldır. Arktik deniz buzunun kapsama […]
2022’deki extrem iklim ve hava koşulları, daha fazla eyleme ihtiyacımız olduğunu gösteriyor. Aşırı seller, sıcak ve kuraklık da dahil olmak üzere hava, su ve iklimle ilgili yaşanan felaketler, insan kaynaklı iklim değişikliğinin belirgin işaretleri olarak etkileri yoğunlaştı ve bu yıl milyonlarca insanı etkiledi. Aynı zamanda milyarlarca dolara mal oldu. Dünya Meteoroloji Teşkilatına göre, 2022 de yaşanan olaylar, sera gazı emisyonlarını azaltmak için – bunun daha iyi izlenmesiyle – ve erken uyarılara evrensel erişim de dahil olmak üzere iklim değişikliğine uyumu güçlendirmek için çok daha fazla şey yapılması gerektiğini açık bir şekilde ortaya koydu. Son sekiz yıl, kayıtlardaki en sıcak sekiz yıl olma yolunda ilerliyor. 2022 için küresel sıcaklık rakamları Ocak ortasında açıklanacak. Şu anda üçüncü yılında olan serinletici bir La Niña olayının devam etmesi, 2022’nin kaydedilen en sıcak yıl olmayacağı anlamına gelebilir. Ancak bu soğuma etkisi kısa ömürlü olacak ve atmosferimizde ısıyı hapseden sera gazlarının rekor düzeylerde neden olduğu uzun vadeli ısınma eğilimini de tersine çevirmeyecek. Birleşik Krallık Met Office tarafından yapılan yıllık küresel sıcaklık tahmini, 2023 için ortalama küresel sıcaklığın, sanayi öncesi dönem ortalamasının (1850-1850 ) 1.20 °C üzerinde (1.08 °C ile 1.32 °C arasında, ortalama olarak tahminle 1.20 °C) olacağını gösteriyor. 2022 yılı, sıcaklıkların sanayi öncesi seviyelerinin en […]
Güvenli şehirler için erken uyarılar hayati önem taşıyor Küresel İnsan Yerleşimleri Forumu’nun 15-16 Aralık tarihlerinde gerçekleştirdiği yıllık oturumun teması, “Daha güvenli ve daha yeşil bir kentsel gelecek için: dirençli, karbon nötr ve doğaya duyarlı şehirler” idi. WMO, kentsel esnekliği, kapsayıcılığı, üretkenliği ve sürdürülebilirliği büyük ölçüde artırmak ve herkes için daha güvenli, daha yeşil bir kentsel gelecek inşa etmek için yerel ve ulusal düzeyde önemli eylem ve yatırım için ortak acil çağrıda bulunan bu etkinliğin eş düzenleyicilerinden biriydi. WMO ayrıca, kilit paydaşların katılımını sağlamak, teknik bilgiler sağlamak ve daha geniş ölçekte işbirliğini kolaylaştırmak için “Kentsel Hidroloji ve Entegre Su Kaynakları Yönetimi” konulu tematik bir oturuma da öncülük etti. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, herkes için erken uyarı sağlamanın önemini ve aciliyetini vurguladı ve afet risk bilgisi, hazırlık ve müdahale yetenekleri, tehlikelerin tespiti, gözlemi, izlenmesi, analizi ve tahminine odaklanan ilgili eylem planını paylaştı. Prof. Taalas ; “WMO’nun ana odak noktası, Herkes İçin Erken Uyarılar girişimidir. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Mart ayında WMO’yu 2023-27 için küresel olarak erken uyarı hizmetlerinin %100 kapsamına ulaşmak için bir eylem planı hazırlaması için görevlendirdi. Bugün, 193 Üyemizin sadece yarısı İnsan Yerleşimleri Küresel Forumu’nun son teknoloji erken uyarı sistemlerine sahip,” dedi “5 yıl boyunca Erken Uyarıların […]
Hava tahmini çalışmaları, dün gece ( 13.Aralık.2022) yeni nesil uydunun fırlatılmasıyla yeni bir çağa girdi. Yeni nesil uydu, şiddetli hava olaylarını izlemek ve tahmin etmek için çok daha gelişmiş sensörler taşımaktadır. EUMETSAT Genel Direktörü Phil Evans, Fransız Guyanası Kourou’dan dün gece son derece gelişmiş bir meteorolojik uydunun fırlatılmasının Avrupa’da hava tahmini için yeni bir çağın başlangıcını müjdelediğini söyledi. MTG-I1 uydusu, fırtına, şimşek, sis ve orman yangınları gibi şiddetli hava olaylarını izlemek ve tahmin etmek için daha gelişmiş ve hassas ekipmanlar taşıyan yeni nesil meteorolojik uyduların ilkidir. 21:30 CET’de bir Ariane-5 roketiyle başarıyla fırlatıldı ve Ekvator’un 36.000 km yukarısındaki yörüngesine doğru ilerliyor. Evans, “MTG-I1, her 10 dakikada bir, şimdiye kadar mümkün olandan çok daha hızlı ve çok daha yüksek çözünürlükte, çok daha kesin ayrıntılarla Avrupa ve Afrika’nın görüntülerini verecek. Bu veriler, meteorolojistlerin ana zorluklarından birini – hızla gelişen şiddetli hava olaylarını zamanında ve doğru tahmin etmelerini – karşılamalarına yardımcı olacak, böylece vatandaşlar, ilk müdahale ekipleri ve sivil yetkililer uygun önlemleri alabilecek. ” dedi “Uydunun şimşek görüntüleyicisi, şimşek çakmalarını bulutlar arasında ve bulutlardan yere kadar sürekli olarak haritalayacaktır; bu özellik son derece önemlidir. Bu açıdan bakıldığı zaman da Avrupa’da toplum ve havacılık endüstrisi güvenliğine sağlayacağı faydalı bilgilerle bir ilktir.” MTG-I1 – tam […]
BM yeraltı suları zirvesi “görünmeyeni görünür kılmak” 2022 kampanyasının son etkinliği “Yeraltı suyu: Görünmeyeni görünür kılmak”, bu hayati kaynağın daha iyi izlenmesinin ve yönetiminin önemini vurgulayan bir BM-Yeraltı Suları Su Zirvesi ile sona erdi. Yeraltı suları, dünyadaki tüm sıvı haldeki tatlı suların % 99’unu oluşturur. Kırsal alanlardaki birçok insanın içme suyu da dahil olmak üzere küresel nüfus tarafından evsel kullanım için tüketilen su hacminin yarısını ve sulama için kullanılan tüm suyun da yaklaşık %25’ini yeraltı suları sağlamaktadır. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, Paris 7-8 Aralık da gerçekleştirilen zirveye gönderdiği video mesajında, “Yeraltı su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi, iklim ve kuraklık gibi hava kaynaklı afet risklerinin gıda güvenliği, ekonomiler, toplum ve ekosistemler üzerindeki etkilerini azaltmak için kritik önem taşıyor.” dedi. “Yeraltı suyu sistemlerinin hidrolojik olarak daha iyi izlenmesi ve tahmin edilmesi, yeraltı sularının daha iyi anlaşılması ve Dünyanın global su sistemi modellerine dahil edilmesi, sonuç olarak iklim açısından akıllı çözümler geliştirilmesi, iklim değişikliğine dayanıklılık ve güvenliğin artırılması için kritik öneme sahiptir” dedi. WMO’nun yakın zamanda yayınlanan Küresel Su Kaynaklarının Durumu raporu, talebin arttığı ve sınırlı kaynakların olduğu bir çağda, yeraltı suları da dahil olmak üzere küresel tatlı su kaynaklarının yönetimini destekleyen güvenilir bilgiler sağlamayı amaçlamaktadır. Yeraltı Suyu zirvesi, UN-Water adına UNESCO […]
Ardışık Üçlü La Niña devam ediyor. Bu durum kuraklığı ve selleri arttırıyor. La Niña‘dan kayanaklı Soğutma etkisi geçici ve sınırlıdır Cenevre, 30 Kasım 2022 Alışılmadık derecede inatçı ve uzun süren La Niña olayı, muhtemelen kuzey yarımkürede kışın/güney yarımkürede yazın sonuna kadar sürecek. Dünya Meteoroloji Teşkilatı’na (WMO) göre, 21. yüzyılın ilk “üçlü ” La Niña’sı (arka arkaya üç yıl) sıcaklık ve yağış modellerini etkilemeye ve dünyanın farklı yerlerinde kuraklık ve selleri şiddetlendirmeye devam edecek. WMO El Niño/La Niña Güncellemesi yaparak, La Niña’nın Aralık-Şubat 2022/2023’te devam etme olasılığının yaklaşık %75 ve Ocak-Mart 2023’te ise %60 olduğunu açıkladı. Uzmanlardan ve dünya çapında modellerden edinilen tahminlere dayanan Güncellemeye göre, Şubat-Nisan 2023’te ENSO açısından tarafsız koşulların (ne El Niño ne de La Niña) ortaya çıkma olasılığı %55 dir. Bu oran, Mart-Mayıs döneminde yaklaşık %70’e çıkmaktadır. 1950’den bu yana sadece üçüncü kez üçlü bir La Niña yaşandı. La Niña, orta ve doğu ekvatoral Pasifik Okyanusu’ndaki okyanus yüzey sıcaklıklarının büyük ölçekli soğumasına atıfta bulunur ve tropikal atmosferik sirkülasyondaki, yani rüzgarlar, basınç ve yağıştaki değişikliklerle birleşir. El Niño Güney Salınımının (ENSO) sıcak aşaması olan El Niño’nun genellikle hava ve iklim üzerinde zıt etkileri vardır. La Niña doğal bir olgudur. Ancak, küresel sıcaklıkları artıran, havamızı daha aşırı olaylara açık […]
WMO Küresel Su Kaynaklarının Durumu raporunda nehirler, karadaki su depoları ve buzullar hakkında bilgiler verilmektedir WMO, değişen bir iklim koşulları altında tatlı su mevcudiyeti hakkında rapor hazırladı. Cenevre, 29 Kasım 2022 Dünya Meteoroloji Teşkilatı, iklim, çevresel ve toplumsal değişimlerin Dünya’nın su kaynakları üzerindeki etkilerini değerlendirmek için ilk “Küresel Su Kaynaklarının Durumu ” raporunu yayınladı. Bu yıllık envanterin amacı, artan talep ve sınırlı arz çağında küresel ölçekte tatlı su kaynaklarının izlenmesini ve yönetimini desteklemektir. Rapor, nehir akışlarının yanı sıra büyük seller ve kuraklıklar hakkında da genel bir bakış sunuyor. Tatlı su depolamasındaki değişiklikler için sıcak noktalar hakkında bilgi sağlıyor ve kriyosferin (kar ve buz) kritik rolünü ve savunmasızlığını vurguluyor. Rapor, yağış düzenlerinin iklim değişikliğinden ve bir La Niña olayından etkilendiği bir yıl olan 2021’de dünyanın çok geniş bölgelerinin normal koşullardan daha kurak olduğunu ortaya koymaktadır. 30 yıllık hidrolojik ortalamayla karşılaştırıldığında, ortalamanın altında akarsu akışı olan alanların, ortalamanın üzerinde olan alanlardan yaklaşık iki katı kadar büyük olduğunu göstermektedir. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas ; “İklim değişikliğinin etkileri genellikle su üzerinden hissediliyor. Artık daha yoğun ve sık yaşanan kuraklıklar, daha fazla ve aşırı seller, daha düzensiz mevsimsel yağışlar ve buzulların daha hızlı erimesini görüyoruz. Bunlar ekonomiler, ekosistemler ve günlük hayatımızın tüm yönleri […]
COP27 sonuçları erken uyarıların ve gözlemlerin önemini ortaya koymaktadır. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP27, iklimle ilgili afetlerden ağır şekilde etkilenen savunmasız ülkeler için “kayıp ve hasar” finansmanı sağlamak için çığır açan bir anlaşma ile sona erdi. Ayrıca, Dünya Meteoroloji Teşkilatı’nın en önemli önceliklerinden ikisi olan sistematik gözlemleri güçlendirme ve erken uyarı sistemlerinin evrensel kapsamını genişletme ihtiyacını vurguladı. Şarm El-Şeyh Uygulama Planı olarak bilinen karar, uzun süren müzakerelerin ardından kabul edildi. Küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerin 1,5 santigrat derece üzerinde sınırlama taahhüdünü yeniden teyit etti. Ayrıca ilgili tarafları “su ” yu uyum çabalarına daha fazla entegre etmeye teşvik etti. İlk kez suya bir COP sonuç belgesinde atıfta bulunuldu ve suyun iklim değişikliğine uyumda oynadığı kritik rol vurgulandı. Sıcaklık artışını 1,5 °C ile sınırlamaya yönelik çabalar, “2030 yılına kadar küresel sera gazı emisyonlarında 2019 seviyesine göre yüzde 43 oranında hızlı, derin ve sürekli azalmalar” gerektirecektir. Taraflar, “2030 yılına kadar metan da dahil olmak üzere sera gazı emisyonlarını azaltmak için daha fazla eylemi gerçekleştirmeye” davet ediliyor. WMO’nun Sera Gazı Bülteni, ölçümlerin başlamasından bu yana metan konsantrasyonlarında yıldan yıla en büyük sıçrama da dahil olmak üzere rekor düzeyde yüksek sera gazı bildirdi. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, “COP27’deki karar alıcılar, etkili […]
Kriosfer bir kırmızı alarm veriyor.. Grönland ve Antarktika’nın bazı bölgelerinde buz tabakası kaybı hızlanıyor ve bu durum ne yazık ki büyük ölçüde geri döndürülemeyecek. Deniz seviyesindeki yükselişte ortaya çıkan hızlanma, kıyı bölgelerindeki milyarlarca insan için büyük bir tehdit oluşturuyor. Yüksek dağlık alanlardaki buzulların geri çekilmesi, dünyanın yoğun nüfuslu bölgelerinde uzun vadeli su kıtlığı riskini de beraberinde getiriyor. WMO Genel Sekreter Yardımcısı Dr Elena Manaenkova, en son bilimsel bilgileri ve fiziksel iklim değişikliği işaretlerini özetleyerek, “Kriosfer için kırmızı bayrağı kaldırdık” dedi. Dr Elena Manaenkova, endişelerinin altını çizerek, iki kutup ve dağ ülkesi Şili ve İzlanda tarafından yönetilen ve 18 hükümetten oluşan geniş bir koalisyon, COP27’de yeni bir üst düzey grup olan ‘Deniz Seviyesindeki Yükseliş ve Dağ Su Kaynaklarında erime’ de bu koalisyona katıldı.. “AMI” grubu olarak adlandırılan bu grup kriyosfer kaybının etkilerinin sadece dağ ve kutup bölgelerinde değil, tüm gezegende siyasi liderler ve halk tarafından daha iyi anlaşılmasını sağlamayı amaçlamaktadır. “İklim değişikliği şimdiden küresel olarak kriyosferde, Dünya’nın kar ve buz bölgelerinde dramatik değişikliklere neden oldu. Küçülen buzullar ve kar yığınlarından kaynaklanan su kıtlığıyla ilgili olarak şimdiden ciddi etkiler meydana geldi, gelmeye devam ediyor ; buz tabakaları, buzullar ve okyanus ısınmasından kaynaklanan buz kaybı nedeniyle küresel deniz seviyesinin yükselmesi; ve permafrost erimesinin […]
Güney-Batı Pasifik’teki yaşanan iklim, iklim değişikliğinin artmakta olan tehdidini ortaya koyuyor. Şarm El-Şeyh, Mısır, 17 Kasım 2022 Dünya Meteoroloji Teşkilatı’nın (WMO) yeni bir raporuna göre; Güney-Batı Pasifik’in bazı bölgelerinde deniz yüzeyi sıcaklıkları ve okyanusun ısısı, küresel ortalamanın üç katından daha fazla arttı. Bu artış hayati ekosistemlere zarar verirken, ayrıca deniz seviyesinin de yükselmesi, bu bölgelerde yaşayan insanlar için yaşamsal bir tehdit oluşturmaktadır. Güney-Batı Pasifik’teki İklim Durumu 2021, hava durumuyla ilgili felaketlerin sosyo-ekonomik kalkınmayı nasıl baltaladığını, sağlık, gıda ve su güvenliğini nasıl tehdit ettiğini göstermaktadir. Riskler ve etkilerin yanı sıra sıcaklıklar, deniz seviyesinin yükselmesi, okyanus ısısı, asitlenme ve aşırı hava olayları gibi durumlar iklim göstergelerinin anlık görüntüsünü oluşturmaktadır. Bölgedeki sıcaklıklar, büyük ölçüde yağışsız kuru koşullar ve Güneydoğu Asya ve Avustralya’nın bazı bölgelerinde yağışlı koşullar getiren bir La Niña olayı nedeniyle önceki birkaç yıla göre daha soğuk düzeyde gerçekleşti. Ancak bu, uzun vadeli uyarı eğilimini tersine çevirmedi veya buzulların erimesi gibi diğer iklim değişikliği etkilerini yavaşlatmadı. WMO Regional Association; Güney-Batı Pasifik için yıllık ortalama sıcaklık anomalileri (1981–2010’a göre). Veriler beş farklı veri kümesindendir: HadCRUT5, NOAAGlobalTemp, GISTEMP, Berkeley Earth ve ERA5. Kaynak: Met Office, Birleşik Krallık 2021’de bölgede; %93’ü sel ve fırtına olmak üzere 57 doğal afet bildirildi. Genel olarak, 14,3 milyon insan […]
BM Genel Kurulu Başkanı sera gazları izleme sistemi için çağrıda bulundu. BM Genel Kurulu Başkanı Csaba Kőrösi, hükümetleri, BM İklim Değişikliği müzakerelerinde (COP27) sunulan WMO girişimlerinden biri olan iklim değişikliğini azaltma konusunda bir sera gazı izleme sistemi oluşturmayı düşünmeye çağırdı. Bay Kőrösi, metan da dahil olmak üzere kısa ömürlü iklim kirleticilerinin nasıl azaltılacağına odaklanan COP27 İklim ve Temiz Hava Koalisyonuna hitap etti. Koalisyona göre, bu kirleticilerin hızlı bir şekilde azaltılması, yakın vadede 0,6°C öngörülen küresel ısınmanın önlenmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca, hava kalitesindeki iyileştirmelerin yanı sıra tarım ve doğal ekosistemler yoluyla sağlık için de büyük faydalar sağlayacaktır. 15 Kasım’daki bakanlar toplantısına 40’tan fazla bakan veya üst düzey temsilci katıldı. ABD Başkanlık İklim Özel Temsilcisi John Kerry, “Kısa ömürlü iklim kirleticilerini azaltmak, dünyanın küresel sıcaklıkları düşürmek için sahip olduğu en hızlı çözümdür” dedi. Bay Kőrösi, dönüştürücü değişikliklerin gerekliliği konusunda Genel Kurul üyeleri arasında bir anlaşma olduğunu hatırlattı. Temmuz ayında Genel Kurul, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrenin sadece ayrıcalıklı bir azınlık için değil, herkes için bir insan hakkı olduğunu onayladı. Toplantıya katılım sağlayan bakanları, küresel bir sera gazı izleme sistemi kurmakla başlayarak dönüşümü destekleyebilecek daha fazla somut eylemi düşünmeye çağırdı. Bu hareket İklim eylemini yönlendirmek için de kullanılabilir. WMO Genel Sekreter Yardımcısı […]
Su için Uyum ve Dayanıklılık için Eylemi BM İklim Değişikliği müzakerelerinde, suyun hem önemli bir iklim değişikliği sorunu hem de potansiyel bir çözüm için önemini yansıtan yeni bir Su için Uyum ve Dayanıklılık Eylemi (AWARE) girişimi başlatıldı. COP27 Başkanı olarak Mısır suyu birinci öncelik haline getirme taahhüdünün altını çizdi. COP27 Başkanlığı tarafından WMO’nun desteğiyle hazırlanan AWARE girişimi, 14 Kasım Su Günü’nde başlatıldı. Bu, birçok paydaşın ve BM kuruluşunun girdileriyle birlikte yapılan ortak bir çabadır. Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Hani Sewilam, COP’un gayrı resmi gündeminin bir parçası olarak su konusunun gündeme geldiğini söyledi. Dr Sewilam, “Küresel Su Krizi şu anda dünya çapında milyarlarca insanı etkiliyor ve artan talep, değişen su mevcudiyeti ve daha fazla uluslararası işbirliği gerektirirken, sel ve kuraklık etkilerinin artmasıyla durumun daha da kötüleşmesi bekleniyor” dedi. AWARE’nin üç temel amacı vardır: –Dünya çapında su kayıplarını azaltın ve su teminini iyileştirin-Karşılıklı olarak mutabık kalınan, işbirliğine dayalı suya uyum eylemini teşvik edin-Su arasındaki işbirliğini ve bağlantıları teşvik edin. “WMO, Herkes için Erken Uyarı ve Su ve İklim Koalisyonu’nu tamamlayıcı bir girişim olarak AWARE’yi destekliyor. WMO Genel Sekreter Yardımcısı Dr Elena Manaenkova, AWARE, Herkes İçin Erken Uyarılar’ı uygulamak için pratik bir araç olabilir. Su ve İklim Liderleri, iklime hazır bir […]
COP27: Tam bir enerji dönüşümüne ihtiyacımız var. Küresel enerji sisteminin fosil yakıtlardan tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarına dönüştürülmesi ihtiyacı, giderek artan tehlikeli iklim değişikliği etkilerini önlemek için kritik bir öneme sahiptir. Bunun için gerekli olan tüm teknoloji var ama ne yazık ki zaman bizden yana değil. Güvenilir hava, su ve iklim bilgilerine ve hizmetlerine erişim, enerji altyapısının dayanıklılığını güçlendirmek ve enerji geçişini desteklemek için giderek daha önemli hale gelecektir. Bunlar, 15 Kasım’daki BM iklim değişikliği müzakereleri COP27’deki Enerji Günü’nde Dünya Meteoroloji Teşkilatı’nın temel mesajıydı. WMO Genel Sekreter Yardımcısı Dr Elena Manaenlova, “Sera gazı konsantrasyonları rekor seviyelerde” dedi ve ekledi; “Tüm sektörlerde acil ve ciddi emisyon azaltımları olmadıkça, küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlamak imkansız olacaktır.” Dr Manaenkova, Küresel Enerji Bağlantısı Geliştirme ve İşbirliği Örgütü (GEIDCO) ile BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi standında düzenlenen bir etkinlikte, “Her sektörde 2030 yılına kadar emisyonları en az yarıya indirebilecek seçenekler mevcut” dedi. WMO’nun İklim Hizmetlerinin Durumu 2022 Enerji ile ilgili son raporu, Enerjinin, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi ve iklim değişikliğine ilişkin Paris Anlaşması’na verdiğimiz yanıtın tam merkezinde olduğunu gösterdi. Enerji sektörünün küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık dörtte üçüne katkıda bulunduğu göz önüne alındığında, 2050 yılına kadar Net sıfıra ulaşmak için hızlı karbonsuzlaştırma hayati önem taşımaktadır. Hükümetler […]
COP27’de “Su konusunu ciddiye alın” uyarısı… İklim değişikliğinin etkileri su konusunda da hissediliyor Şarm El Şeyh, Mısır, 8 Kasım 2022 BM iklim müzakereleri COP27’deki Su ve İklim Liderleri panelinden yapılan ortak açıklamaya göre, “Kaybedecek zaman yok. Şimdi iklim eylemi için bir zorunluluk olarak su konusunda da ciddileşmenin zamanıdır” denildi. Açıklamada, devlet ve hükümet başkanlarına, suyun Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için “çözümün bir parçası” olduğu ve suyun genellikle bir sorun olarak görüldüğü mevcut parçalı yaklaşımı değiştirmek için daha entegre su ve iklim eylemi yapmaya çağırıyor. Su kaynaklarının daha iyi yönetilmesinin, suyla ilgili afetleri azaltmak, iklim uyumunu ve direncini güçlendirmek ve sera gazı emisyonlarını azaltmaya yardımcı olmak da dahil olmak üzere birçok faydası olacağını belirtiliyor. Durum acil çünkü; iklim değişikliğinin etkileri su üzerinde daha çok hissediliyor. COP27’deki Liderler Zirvesi sırasında; “Atmosfer, sanayi öncesi seviyelerin bir derece üzerinde ısınmaya geçtiğinde, deniz seviyeleri yükseldikçe ve kriyosfer eridikçe, iklim değişikliğinin etkileri daha önce hiç olmadığı kadar hissediliyor. Sonuç olarak ortaya çıkan sel, sıcak hava dalgaları, kuraklıklar, fırtınalar ve dünya çapındaki deniz seviyesinin yükselmesi, ısınma 1,5 derece ve ötesine doğru devam ettikçe giderek daha da kötüleşecek” denildi. Bu açıklama Su Güvenliği konulu üst düzey yuvarlak masa toplantısının hemen öncesinde yayınlandı. Mısır cumhurbaşkanlığı, “su ” konusunu Şarm […]
TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
Sevgili Meslektaşlarımız; Meteoroloji Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatında istihdam edilmek üzere 2022-KPSS (B) grubu puan sıralaması esas alınmak suretiyle, yazılı ve sözlü sınav yapılmaksızın, en az 50 (elli) puan almış adaylar arasından sözleşmeli statüde olmak üzere 22 Mühendis (Meteoroloji Mühendisi) alımı yapacaktır. Başvurular, e-Devlet üzerinden Meteoroloji Genel Md. Kariyer Kapısı-Kamu İşe Alım ve Kariyer Kapısı (https://isealimkariyerkapisi.cbiko.gov.tr) adresinden 09/11/2022–18/11/2022 tarihleri arasında yapılabilecektir. TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
İklim değişikliği etkilerinde, rekor artışlarla en sıcak sekiz yıl… Deniz seviyesinin yükselmesi hızlanıyor, Avrupa buzullarının erimesi rekorlar kırıyor, aşırı hava koşulları yıkıma neden oluyor. Şarm El-Şeyh, Mısır 6 Kasım (WMO) Son sekiz yıl, sürekli artan sera gazı konsantrasyonları ve sera gazları kaynaklı en sıcak sekiz yıl olma yolunda hızla ilerliyor. Dünya Meteoroloji Teşkilatı’nın 2022’de Küresel İklimin Geçici Durum raporuna göre, aşırı sıcak hava dalgaları, kuraklık ve yıkıcı seller bu yıl milyonları etkiledi ve milyarlara mal oldu. İklim değişikliğinin belirgin işaretleri ve etkileri daha dramatik hale geliyor. Deniz seviyesindeki yükselme oranı 1993’ten bu yana ikiye katlandı. Ocak 2020’den bu yana yaklaşık 10 mm artarak bu yıl yeni bir rekor seviyeye ulaştı. Uydu ölçümlerinin yaklaşık 30 yıl önce başlamasından bu yana deniz seviyesindeki genel artışın yüzde 10’u son iki buçuk yılda meydana geldi. 2022, Avrupa Alpleri’ndeki buzullar üzerinde son derece olumsuz diyeceğimiz erime etkisi yarattı. Grönland buz tabakası arka arkaya 26. yıldır kütlesini kaybetti ve Eylül ayında ilk kez orada kar yerine yağmur yağdı.. 2022’deki küresel ortalama sıcaklığın şu anda 1850-1900 sanayi öncesi ortalamanın yaklaşık 1,15 [1,02 ila 1,28] °C üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Nadir olarak görülen bir şekilde art arda meydana gelen ardışık üçlü bir soğutma etkisi oluşturan La Niña, 2022’nin […]