Üyelerimize Aidat ile ilgili Önemli Bilgilendirme 32. Genel Kurul’da alınan karar doğrultusunda 20 TL/ay olan Odamız Üye Aidatları 1 Nisan 2022 tarihinden itibaren 30 TL/ay olmuştur. Üyelerimizin bilgisine sunar, aidat borcu ile ilgili ayrıntılı bilgi öğrenmek isteyen üyelerimizin çalışanımız Canan Tuna (05414195604) veya Muhasip Üye Ayhan Akgöz (05365530474) ile iletişime geçmelerini rica ederiz. Meteoroloji Mühendisleri Odası32.Dönem Yönetim Kurulu
2023 YILINDA DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ Hiç değilse çevre gününde karar verici, denetleyici kurum ve kuruluş yetkilileri susmalı Dünya’nın insan faaliyetleri ile ilgili sorunları özellikle endüstriyel dönemin başladığı 1800’li yılların sonundan itibaren şiddetlenerek artmaktadır. Bu gidişi durdurmak ya da yavaşlatmak için birçok adımlar atılmaya çalışılmaktadır ya da çalışılır gibi yapılmaktadır. Bugünde birçok etkinlik düzenlenecek ve bu etkinliklerde sadece yaşanan sorunlar rakamlar ile tekrarlanacak. Her yıl olduğu gibi…. 3 HAZİRAN DA YAŞANAN SEL VE TAŞKINLAR Dünya çevre günü ile ilgili dertlerimizi anlatmaya çalışırken, Ankara başta olmak üzere ülkemizin birçok kentinde yağışlar sonucu oluşan seller ve bu seller nedeniyle yaşanan sorunlar aslında çevre günü ile ilgili daha önce neler yapıldığını ya da yapılmadığını açıkça göstermektedir. Meteoroloji Mühendisleri Odası olarak; kent selleri konusunda sürekli uyarılarımızı yapmamıza rağmen kent yöneticileri bu konulara kulaklarını tıkamaktadır. Onlar işin en kolay yolu olarak suçu “iklim değişimine” atmaya ve ve bu şekilde kendilerini kurtarmaya çalışmaktadırlar. Bu konu ile ilgili oluşturulan fonlardan fayda sağlayanlar ise; özellikle kentlerin bu konuda yaşadığı sorunlar karşısında bilim ve tekniğe uygun olarak atılması gereken adımları da bilinçli olarak engellemektedir. Her zaman olduğu gibi bu yaşanan olaylar yine belli kesimler tarafından iklim değişimine bağlanarak geçiştirilmeye çalışılacaktır. Bu yaşananlar ilk olmadığı gibi son da olmayacaktır. Ancak bilim […]
Cenevre, 2 Haziran 2023 Dünya Meteoroloji Kongresi, Hızla değişen iklim, toplumsal ve teknolojik değişim döneminde önümüzdeki dört yıl boyunca kendisine rehberlik edecek yeni stratejik öncelikleri onayladı. Ayrıca WMO tarihinde ilk kadın Genel Sekreteri Prof. Celeste Saulo’yu atadı. WMO’nun en büyük kapsayıcı hedefi, 2027’nin sonuna kadar hayat kurtaran erken uyarı sistemleriyle Dünya’daki herkesin tehlikeli hava koşullarına karşı korunmasını sağlamaya yönelik çığır açan uluslararası kampanyayı gerçekleştirmek olacak. Kongre, iklim değişikliğine ilişkin Paris Anlaşması’nın uygulanmasını bilgilendirmek için ısıyı hapseden sera gazlarının izlenmesini güçlendirmek için yeni bir Küresel Sera Gazı İzleme sistemini onayladı. Gözlemleri ve veri alışverişini güçlendirmeye ve iklim uyumu ve dirençliliğe desteği artırmaya yönelik bir dizi öneriyi destekledi. Azalan deniz buzu, eriyen buzullar, buz tabakaları, permafrost ve deniz seviyesinin yükselmesi, suyla ilgili tehlikeler ve su güvenliği, ekonomiler ve ekosistemler üzerindeki artan etkileri göz önüne alındığında, kriyosfer ve hidrolojiye gelecekte artık daha fazla önem verilecektir. Kongre, yeni araştırma önceliklerine uyum sağlamak ve süper bilgi işlem ile Yapay Zekanın teknolojik gücünü kucaklamak için WMO’nun bilim ve yenilik politikasını da güncelledi. Gözlemleri ve hizmetleri tehdit eden büyüyen gözlem sistemleri açığını kapatmanın aciliyetini vurguladı. WMO’nun Toplumsal Cinsiyet Eylem Planını hızlandırdı. “İklim değişikliği halihazırda Dünya üzerindeki her bölgeyi çeşitli şekillerde etkiliyor. Aşırı ve yüksek etkili hava, su […]
Asırlık meteorolojik gözlem istasyonları iklim izleme için hayati önem taşıyor. Dünya Meteoroloji Kongresi, bugünü anlamak ve geleceğe hazırlanmak için geçmişin güvenilir tarihsel kayıtlarına duyulan ihtiyaç göz önüne alındığında, uzun vadeli atmosferik gözlemlerinin iklim değişikliğinin izlenmesine hayati katkısını kabul etti. WMO Başkanı Gerhard Adrian, hükümetleri bilimsel hafızamızı korumaya teşvik etme girişiminin bir parçası olarak, faaliyete geçmelerinin 100. yılını kutlayan asırlık meteorolojik gözlem istasyonlarına takdir sertifikalarını bir törenle takdim etti. Dünya Meteoroloji Örgütü şimdiye kadar 291 asırlık meteoroloji istasyonunu tescil etti. Kongre, ilk kez hidrolojik ve deniz gözlem istasyonlarını dahil ederek bunu rakamı 118 adet daha artırdı. Yakın tarihli bir yayın olan Centennial Observing Stations State of Recognition Report – 2021, uzun vadeli gözlem istasyonlarından ve diğer platformlardan (uydular, şamandıralar, gemiler, uçaklar vb.) bilim adamlarının iklimi anlamak ve gelecekteki iklim değişikliğine dair inandırıcı senaryolar oluşturmak için kullandıkları iklim modellerine yönelik hayati girdilerdir. Yoğun sıcak hava dalgaları veya aşırı yağışlar gibi yüksek etkili olayların oluşum açısından nasıl değiştiğini doğru bir şekilde ölçer ve böylece risklerin değerlendirilmesini ve çözüm bulunmasını mümkün kılar. Diğer etkiler arasında, eriyen permafrostun neden olduğu çamur kaymaları ve kaya kaymaları veya su akışlarındaki değişiklikler nedeniyle azalan hidroelektrik arzı veya daha kurak ve daha sıcak yazlar nedeniyle mahsullerin zarar görmesi yer […]
Dünya Meteoroloji Kongresi Küresel Sera Gazı İzleme’yi onayladı, Cenevre, 24 Mayıs 2023 (WMO) Dünya Meteoroloji Kongresi, dönüm noktası sayılabilecek nitelikte bir kararla, sıcaklık artışını besleyen, ısıyı hapseden gazları azaltmaya yönelik olarak acil bir eylemi desteklemek için yeni bir sera gazı izleme girişimini onayladı. Yeni Küresel Sera Gazı İzleme, kritik bilgi boşluklarını dolduracak ve modelleme ve veri asimilasyon yeteneklerinin yanı sıra tüm uzay tabanlı ve yüzey tabanlı gözlem sistemlerini tek bir çatı altında toplayan entegre, operasyonel bir çerçeve sağlayacaktır. Küresel Sera Gazı İzleme sisteminin kurulmasını onaylayan Kongre kararı, WMO’nun 193 Üyesinden oybirliğiyle destek aldı. Dünya Sistemine ilişkin bilimsel anlayışımızı geliştirmeyi desteklemek için sera gazı izlemenin artan toplumsal önemini ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinin (UNFCCC) ve Paris Anlaşmasının tarafları tarafından alınan azaltma eylemlerinin bilimsel temelini güçlendirmeye yönelik acil ihtiyacı kabul ediyor. WMO’nun hava tahmini ve iklim analizinde uluslararası işbirliğini koordine etme deneyimine ve 1989’da kurulan Küresel Atmosfer İzleme ve Entegre Küresel Sera Gazı Bilgi Sisteminin himayesinde sera gazı izleme ve araştırmasında uzun süredir devam eden faaliyetlerden yararlanılacaktır. Sera gazları ile ilgili mevcut uluslararası ve ulusal faaliyetlerin çoğu, esas olarak araştırma topluluğu tarafından desteklenmektedir. Şu anda, kapsamlı ve online uluslararası yüzey ve uzay tabanlı sera gazı gözlemleri veya modelleme ürünleri değişimi […]
Küresel sıcaklıklar önümüzdeki beş yıl içinde yeni rekorlara ulaşacak. Cenevre, 17 Mayıs 2023 (WMO) Dünya Meteoroloji Teşkilatı (WMO) tarafından yayınlanan yeni bir güncellemeye göre, ısıyı hapseden sera gazları ve doğal olarak meydana gelen El Niño olayı nedeniyle küresel sıcaklıkların önümüzdeki beş yıl içinde rekor seviyelere çıkması son derece yüksek bir ihtimal . 2023 ile 2027 arasındaki yıllık küresel ortalama yüzey sıcaklığının en az bir yıl boyunca sanayi öncesi seviyelerin 1,5°C üzerinde olma olasılığı %66’dır. Önümüzdeki beş yılın en az birinin ve bir bütün olarak beş yıllık dönemin kaydedilen en sıcak dönem olma olasılığı ise %98’dir. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas ; “Bu rapor, Paris Anlaşması’nda belirtilen ve uzun vadeli ısınmayı ifade eden 1,5°C seviyesini kalıcı olarak aşacağımız anlamına gelmiyor. Bununla birlikte, 1,5°C seviyesini geçici olarak ve artan sıklıkta aşacağımıza dair ciddi alarm veriyor” dedi. Prof. Taalas; “Önümüzdeki aylarda El Niño’nun gelişmesi ve bir ısınma bekleniyor. Bu, insan kaynaklı iklim değişikliğiyle birleşerek küresel sıcaklıkları bilinmeyen bir bölgeye itecek . Bunun sağlık, gıda güvenliği, su yönetimi ve çevre için geniş kapsamlı sonuçları olacak. Hazırlıklı olmamız gerekiyor” dedi. WMO’nun bu tür tahminler için lider merkezi olan Birleşik Krallık Met Office tarafından hazırlanan Küresel Yıllık – İklim Güncellemesine göre ise, beş yıllık ortalamanın […]
Sevgili Atamız; Bize armağan ettiğin başta bu ülke ve Cumhuriyet olmak üzere her şey için sana yürekten teşekkür ediyoruz ve Meteoroloji Mühendisleri Odası Yönetimi olarak, seni ve bu ülke için yaşamlarını feda eden tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyoruz. Sen; Çocukluğumuzsun, Gençliğimizsin, Özgürlüğümüzsün, Aydınlığımızsın, Geleceğimizsin. Bu gezegenin görüp göreceği en büyük lidersin. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımızı kutlu olsun TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
WMO Güncellemesi: El Niño’ya hazırlanın. Cenevre, 3 Mayıs 2023 (WMO) – Dünya Meteoroloji Teşkilatının (WMO) yaptığı yeni bir güncellemeye göre, El Niño’nun bu yılın sonlarında gelişme ihtimali artıyor. Bu, dünyanın birçok bölgesindeki hava durumu ve iklim modelleri üzerinde uzun süredir devam eden La Niña’nın tersi etkilere sahip olacak ve muhtemelen daha yüksek küresel sıcaklıkları da beraberinde getirecektir. Alışılmadık derecede inatçı La Niña, üç yıllık bir koşunun ardından şimdi sona erdi ve tropikal Pasifik şu anda ENSO-tarafsız bir durumda (ne El Niño ne de La Niña). WMO Küresel Uzun Vadeli Tahmin Üretim Merkezlerinden alınan girdiler ve uzman değerlendirmesine göre; Mayıs-Temmuz 2023’te ENSO-nötrden El Niño’ya geçiş için %60 oranında bir ihtimal sözkonusu ve bu ihtimal , Haziran-Ağustos’ta yaklaşık %70’e ve Temmuz ile Eylül arasında %80’e çıkacak. Bu aşamada henüz El Niño’nun gücü veya süresine dair bir gösterge yoktur. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas,“Geçtiğimiz üç yıl boyunca serinletici bir La Niña yaşamamıza ve bunun küresel sıcaklık artışında geçici bir fren görevi görmesine rağmen, rekor düzeydeki en sıcak sekiz yılı daha yeni yaşadık. Bir El Niño’nun gelişmesi büyük olasılıkla küresel ısınmada yeni bir artışa yol açacak ve sıcaklık rekorları kırılması ihtimalini artıracak” dedi. WMO’nun Küresel İklim Durumu raporlarına göre 2016, çok güçlü bir […]
TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
İklim değişikliğinin etkilerinden korunabilmek için , güçlü sağlık sistemlerinizin olması gerekir. İklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkileri, güçlü halk sağlığı sistemleri olmadan ele alınamaz. WMO-WHO İklim ve Sağlık ortak Ofisi, 7 Nisan Dünya Sağlık Günü nedeniyle insanları değişen çevremize bağlı sayısız artan sağlık riskinden korumada evrensel sağlık sistemlerinin rolünü masaya yatırdı. Sağlığımız, iklim değişikliğinin insafına kalmış. Bir halk sağlığı merkezi şiddetli bir fırtına sırasında sular altında kalırsa gücünü kaybeder ve temel bakım ve tedavi ihtiyaçlarını sağlayamaz, yardıma ve bakıma muhtaç olan gelen yaralıları tedavi edemez. Bir tarım işçisi sıcak çarpması yaşarsa, ancak sağlık sigortasına ve ayakta bakıma erişimi olmadan hayat kurtarıcı tıbbi tedavi göremez. Bir taşkın ve selin ardından kolera salgınıyla boğulan bir ulusal sağlık sistemi, diğer sağlık hizmetlerine odaklanmak için yeterli kapasiteye sahip olamaz . Bu senaryolar, aşırı hava koşulları, salgın hastalıklar, yer değiştirmeler, ekonomik gerilemeler ve iklim değişikliğinin neden olduğu altyapı sorunları ile giderek daha fazla boğuşan sağlık sektörünün karşı karşıya kaldığı çok çeşitli etkilere verilebilecek yalnızca birkaç örnektir. Bu şoklar meydana geldiğinde, kritik hizmetler tam da insanların en çok ihtiyaç duyduğu bir anda engellenebilir. Bu da riski artırır ve daha fazla hastalığa ve can kaybına neden olur. Güçlü ve dayanıklı sağlık sistemleri iklim değişikliğine karşı koruma sağlar Temel […]
WMO yayınladığı yıllık raporunda, iklim değişikliğinin sürekli ilerlemesini vurgulamaktadır. Cenevre, 21 Nisan 2023 (WMO) Dünya Meteoroloji Teşkilatının (WMO) yıllık raporuna göre, iklim değişikliği 2022’de dağların zirvelerinden okyanusların derinliklerine kadar ilerlemesini durmaksızın sürdürdü. Kuraklıklar, seller ve sıcak hava dalgaları her kıtadaki toplulukları etkiledi ve milyarlarca dolar maddi zararlara mal oldu. Antarktika deniz buzu, rekor seviyede olacak şekilde en düşük seviyesine indi. Avrupa buzullarının erimesi ise kelimenin tam anlamıyla beklentilerin dışındaydı. Küresel İklimin Durumu 2022, rekor seviyedeki ısı tutucu sera gazlarının neden olduğu karada, okyanusta ve atmosferde kısaca gezegen ölçeğindeki değişiklikleri gösteriyor. Küresel sıcaklık açısından, 2015-2022 yılları, son üç yılda yaşanan bir La Niña olayının soğuma etkisine rağmen kaydedilen en sıcak sekiz yıl oldu. 2022’de yeniden rekor seviyelere ulaşan buzulların erimesi ve deniz seviyesinin yükselmesi binlerce yıl sürecek. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, “Sera gazı emisyonları artmaya ve iklim değişmeye devam ederken, dünya çapındaki nüfuslar aşırı hava ve iklim olaylarından ciddi şekilde etkilenmeye devam ediyor. Örneğin, 2022’de Doğu Afrika’da sürekli kuraklık, Pakistan’da rekor kıran yağışlar ve Çin ve Avrupa’da rekor kıran sıcak hava dalgaları on milyonları etkiledi, gıda güvensizliğine yol açtı, toplu göçü artırdı ve milyarlarca dolarlık kayıp ve hasara mal oldu.” dedi “Ancak, BM kuruluşları arasındaki işbirliğinin, aşırı hava ve […]
Yeni çalışma Dünya enerji dengesizliğini gösteriyor. Dünya iklim sistemi, insan kaynaklı iklim değişikliğinin bir sonucu olarak enerji dengesinin dışındadır. Isı son on yıllarda sürekli olarak birikerek okyanusu, toprağı, kriyosferi ve atmosferi ısıttı. “Dünya sisteminde depolanan ısı 1960-2020 – Enerji nereye gidiyor?” başlıklı yeni bir çalışma ile Dünya Enerji Dengesizliğinin artmaya devam ettiğini ve biriken miktara kıyasla son 14 yılın son beş yılında yaklaşık %50 arttığını gösteriyor. Dünya Enerji Dengesizliği (EEI), güneşten Dünya’ya gelen enerji miktarı ile uzaya geri dönen miktar arasındaki farktır. Bu, WMO’nun ortak sponsorluğundaki Küresel İklim Gözlem Sistemi’nin (GCOS) Dünyanın iklim değişikliğini kontrol altına alma görevine ne kadar iyi yanıt verdiği değerlendirme yapması için temel bir ölçü görevi görür. . Yakın zamanda yayınlanan 2022 GCOS Uygulama Planı, EEI tahminlerinin temelini oluşturan gözlem sistemindeki boşlukların düzenli olarak değerlendirilmesinin önemini vurgulamakta ve bunları gidermek için eylemler önermektedir. Uluslararası multidisipliner bu çalışma, Copernicus Publications’ın önde gelen açık erişimli dergisi Earth Systems Science Data’da yayınlandı. Bu dergi; WMO’nun Küresel İklim Durumu raporlarına katkıda bulunan Mercator Ocean International’dan Karina von Schuckmann tarafından yönetiliyor. Araştırmacılar (15 ülkedeki düzinelerce enstitüden yaklaşık 70 adet), sonuca varmak için okyanus, kara, buz ve atmosferden dikkatlice kalibre edilmiş, çapraz kontrol edilmiş, iyi belgelenmiş verilere erişiyor: Dünya, son 50 yılda […]
23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN “Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır; o da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır; o da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir.”Mustafa Kemal ATATÜRK Birbirinden güzel daha nice 23 Nisanlara….. TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
Her geçen gün daha da artan su ile ilgili tehlikeler daha iyi erken uyarılar gerektirir. Üst düzey bir BM görevlisi: BM’nin “Herkes İçin Erken Uyarılar ” girişiminin 2027 yılına kadar herkesi tehlikeli hava koşullarından koruma hedefine ulaşmasını sağlamak için hükümetlere “paranızı bu iş için harcamaktan çekinmeyin” dedi. BM 2023 Su Konferansı’nda üst düzey bir yan etkinlikte konuşan Genel Sekreter’in İklim Eylemi ve Adil Geçiş Özel Danışmanı Selwin Hart, “İnsanların, toplulukların ve ülkelerin hayatları ve geçim kaynaklarını kurtaracak araçlara sahip olmalarını sağlamak için hiçbir çabadan kaçınamayız ve kaçınmamalıyız. İklim krizinin ön saflarında yer alanlara umut vermek için yaşamlarımız boyunca belki de bir kez karşılaşılabilecek olduğumuz bir fırsat var ve bu fırsatı israf etmeyelim ” dedi. Zor olacak ama küçük bir yatırımlarla bu iş başarılabilir” dedi. Herkes için Erken Uyarılar girişimi, 2023 ile 2027 yılları arasında 3,1 milyar ABD Doları tutarında yeni hedeflenen ilk yatırımları gerektiriyor – bu meblağ kazanacağımız faydaların yanında çok küçük kalacak bir meblağ. Bu, uyum finansmanı için talep edilen 50 milyar ABD dolarının tabi ki küçük bir rakamdır. BM Genel Sekreteri, bu yıl en az 30 ülkede uygulanmaya başlayacak girişimin 21 Mart’taki ilk Danışma Paneli toplantısına başkanlık etti. Sel ve kuraklık gibi suyla ilgili tehlikeler, can kayıplarının ve […]
Dünya Meteoroloji Günü: Nesiller boyunca hava, iklim ve suyun geleceği Günümüzün iklim değişikliğine olan tepkisi, gelecek nesillerin hayatını şekillendirecek 23 Mart 2023 (WMO) – 2023 Dünya Meteoroloji Gününde, ” Nesiller boyunca Havanın, İklimin ve Suyun Geleceği ” temasını ele alıyor. Bizi sorumluluklarımızı yerine getirmeye ve gelecek nesillere daha iyi yarınları miras bırakmaya teşvik ediyor. Bu temayı işlemek; WMO’nun selefi olan Uluslararası Meteoroloji Örgütü’nün 150. yıldönümünde gerçekleşmektedir. 19. yüzyılın sonlarından telgraflardan süper bilgisayarlara ve uzay teknolojisine kadar geçmiş başarıları, mevcut ilerlemeyi ve gelecekteki potansiyeli ortaya koymaktadır. Meteoroloji Bilimine ve Uzmanlığımıza olan talep hiç bu kadar yüksek düzeyde olmamıştı. Geçtiğimiz 150 yıl boyunca, Ulusal Meteoroloji ve Hidroloji Hizmetleri, artık hafife aldığımız hava durumu tahminlerinin temelini oluşturan verileri topladı ve bunları standart hale getirdi. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, “WMO veri alışverişinin tarihi, hayatları ve geçim kaynaklarını kurtarmaya yönelik bilimsel işbirliğinin bir başarı öyküsüdür” dedi. Prof. Petteri Taalas “Hava, iklim ve sular ulusal veya siyasi sınırları tanımıyor. 1873’ten beri Uluslararası işbirliğine duyulan ihtiyaç, çalışmalarımıza rehberlik etti. Aşırı hava olayları, iklim, su ve diğer çevresel olaylara karşı daha dayanıklı bir dünya için çabalarımız gelecekte de devam edecek” dedi. Değişen İklim Yıldönümü aynı zamanda değişen iklimimizi de bize hatırlatmaktadır. Uluslararası Meteoroloji Teşkilatı, 1873 yılında […]
23 MART 2023DÜNYA METEOROLOJİ GÜNÜ… Bu özel gün için bir kutlama yapmak isterdik. Ancak özellikle 6 Şubat depremi, 15 Mart ve devamında meydana gelen yağışlar sonucu oluşan sel ve taşkınlar sonrasında kutlama yapacak bir “yüzümüzün” olmadığını, yıkıntılar altında kalan tüm insanlarımız haykırıyor. Fakat biz bunu gerçekten kulaklarımızla, yüreğimizle duyabiliyor muyuz? Bildiğiniz gibi tüm dünyada her yılın 23 Mart günü “Dünya Meteoroloji Günü” olarak kutlanılmaktadır. Dünya Meteoroloji Teşkilatı (WMO), 23 Mart 1950’de imzalanan kuruluş Sözleşmesinin yürürlüğe girmesini her yıl tüm dünyada belli bir konu ve çeşitli etkinlikler ile anmaktadır. Birleşmiş Milletlerin uzman bir kuruluşu olan WMO, dünya atmosferinin durumunu, davranışını, kara ve okyanuslarla olan etkileşimini araştırır. Hava, iklim, toprak ve su kaynakları ile ilgili uluslararası işbirliği ve koordinasyonu sağlar. Her Dünya Meteoroloji Günü; Ulusal Meteoroloji ve Hidroloji Servislerinin toplumların güvenliği ve esenliği için yaptıkları önemli katkıları ortaya koyan ulusal ve uluslararası etkinliklerle kutlanan bir gündür. Dünya Meteoroloji Günü için seçilen temalar, hava, iklim veya su ile ilgili güncel konuları yansıtmaktadır. Bu şekilde toplumlarda daha fazla farkındalık yaratarak sorunlara dikkat çekilmektedir. WMO 2023 yılı Meteoroloji günü için ana tema olarak “Nesiller Boyunca Hava, İklim ve Suyun Geleceği” temasını seçmiştir. Meteorolojik Erken Uyarı; 2022 yılı konusu “Erken Uyarı ve Erken Eylem” olarak belirlenmişti. […]
22 MART DÜNYA SU GÜNÜ SU İÇİN, SADECE SU GÜNÜNDE NUTUK ATMAKTAN ÖTE BİR ŞEY YAPMAK GEREKİR. Her yıl olduğu gibi, Dünya Su gününde, birçok yerden, suyun önemine ilişkin atıflar yapılarak suyun yaşamın temel olgusu olduğu, susuz yaşam olamayacağı belirtilerek, su sorunları iklim değişimine bağlanmaya çalışılacaktır. Savaşların bir kısmı doğrudan, bir kısmı da gizli olarak su kaynaklarına sahip olmayı amaçlamaktadır. Ancak savaşlar su kaynaklarına sahip olmayı amaçlarken diğer taraftan kaynakların kirlenmesine ve yok olmasına da neden olmaktadır. Dünyamızda karalar üzerinde suyun dağılımı çok büyük farklılıklar göstermektedir. Bazı bölgelerin su yoksunu olmasından, bazı bölgelerde ise insanların alım gücünün yetersiz olmasından suya erişim konusunda sorunlar yaşanmaktadır. UNESCO’nun 2019 Dünya Su Raporuna göre iki milyar insanın temiz su kaynaklarına düzenli erişemediği, 4,3 milyar insanın ise sıhhi tesisat kullanmadığı belirtilmektedir. Ülkemiz ve Su Suların kaynağı olan yağış ülkemiz coğrafyasında çok farklılıklar göstermektedir. Karadeniz Bölgesinde bazı yerler 2500 mm, İç Anadolu Bölgesi bazı yerler 250 mm kadar yağış alırken ülkemizin uzun yıllar yağış ortalaması 570 mm olarak hesaplanmaktadır. Havzaların fiziki ve iklimsel özelliklerinden dolayı havza verimi açısından su miktarları ve havza içerisinde suyun kullanılabilir su miktarları çok büyük farklılıklar göstermektedir. Ülkemiz değişik büyüklülerde ve farklı fiziki, beşerî ve iklim özellikleri taşıyan 25 akarsu havzasına ayrılmıştır. […]
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Çanakkale’yi geçilmez kılan tüm kahramanlarımızı bir kez daha saygıyla ve minnetle anıyoruz. TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
YAŞANAN SEL VE TAŞKINLAR İLK OLMADIĞI GİBİ SON DA OLMAYACAKTIR. ORADA KİMSE VAR MI? SESİMİZİ DUYAN VAR MI? 15 Mart 2023 tarihinde, Şanlıurfa ve Adıyaman başta olmak üzere bölgede yaşanan sel ve taşkın olayları ne ilktir ne de son olacaktır. Ülkemizde yerleşim yerleri ve kent planlarında meteorolojik parametrelere uygunluk aranmadığından, birçok yerleşim yeri yağışlar ile birlikte şehir selleri ve taşkın suları altında kalmakta ve yapılaşmalardan kaynaklı hatalar nedeniyle kentler ve yaşamın tüm alanlarını ciddi şekilde etkilenmektedir. İklim değişiyor !!!! Ancak bu yaşananların nedenleri ve sonuları hiçbir şekilde iklim değişimine bağlanamaz. Bu olaylarda, sorumluluktan kurtulmak isteyenler, iklim değişimini gündeme getirerek kendi eksikliklerini ve hatalarını gizlemeye çalışmaktadır. Birçok basın ve yayın kuruluşu da, meteoroloji bilimi ile ilgisi ve bilgisi olmayan kişileri ekranlarına taşıyarak konunun yanlış değerlendirilmesine çanak tutmaktadır. Meteoroloji Mühendisleri Odası olarak, 1998 yılında gerçekleştirdiğimiz “Meteorolojik Karakterli Doğal Afetler” konulu sempozyum sonucunda, özellikle sel ve taşkınlar için yapılması gerekenler kısa, orta ve uzun vadeli öneriler olarak yazılı metin halinde ve 1999 yılında yayımlanan Meteoroloji Karakterli Doğal Afetler ve Meteorolojik Önlemler konulu rapor tüm siyasilere, kurum kuruluşlara gönderilmiştir. Bu metinler, tüm bu sorunları ve çözüm önerilerini sıralamaktadır. Geçen zaman, 25 yıl yani çeyrek asırdır. Ama ne yazık ki değişen bir şey yoktur. Mart […]
Şubat ayı , düşük deniz buzu seviyesi ve aşırı hava durumları ile kemdini gösteriyor.. Antarktika’daki deniz buzu miktarı, üst üste ikinci yıl Şubat ayında tüm zamanların en düşük seviyesine indi. Arktik deniz buzunun kapsladığı alan, kayıtlardaki en düşük ikinci (ortak) seviyeydi. Deniz buzu küresel, bölgesel ve yerel tüm hava modelleri üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Tabi ki ve bunun tersi de geçerlidir. Deniz buzu aynı zamanda WMO’nun Küresel İklim Durumu raporlarında da önemli bir iklim göstergesidir. AB’nin Copernicus İklim Değişikliği Servisi’ne göre, küresel olarak, sıcaklık ve yağışta birçok aşırılık ile kaydedilen en sıcak beşinci Şubat oldu. Avrupa, kayıtlardaki en sıcak geçen ikinci kışını yaşadı. Deniz buzu Deniz buzu kapsamındaki değişikliklerin toplum ve ekosistemler üzerinde büyük etkileri olabilir. Kuzey Kutbu, küresel düzeyde gerçekleşen ortalama ısınmanın iki katından daha hızlı ısınıyor. Sonuç olarak, Arktik deniz buzu, 45 yıllık uydu kayıtlarına göre rekor düzeyde geri çekildi. Deniz buzu kapsamı, Şubat ayı döneminin sonunda kaydedilen ikinci en düşük veya 1981-2010 ortalamasının (15.30 milyon kilometre kare veya 5.91 milyon mil kare) altındaydı. Antarktika deniz buzunun kapsamı hem Ocak hem de Şubat aylarında rekor düşük seviyelerde izlendi. Şubat ayının sonunda, kapsam 1,83 milyon kilometrekareydi (707.000 mil kare). Bu, Şubat 2022’deki minimumun 93.000 kilometrekare (35.900 mil kare) […]
Dünya Meteoroloji Teşkilatı her yıl 23 Mart’ta Dünya Meteoroloji Teşkilatı’nı kuran Sözleşme’nin 23 Mart 1950’de yürürlüğe girmesini kutluyor. WMO Yürütme Konseyi, yaklaşan 2023 Dünya Meteoroloji Günü kutlamaları için ” Nesiller Boyunca Hava, İklim ve Suyun Geleceği ” temasını seçmiştir TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
Ülkemiz ve tüm dünyamızın tarihsel gelişiminde, ülkemiz başta olmak üzere tüm ülkelerin bağımsızlık mücadelesinde çok önemli bir rol üstlenmiş, yaşamın her alanında iz bırakan tüm kadın emekçiler ve kadın kahramanlar başta olmak üzere, tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz. Sağlık ve mutluluk dolu bir geleceğe… TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
WMO, iklim ve sağlık ile ilgili çalışmalarına hız veriyor. Dünya Meteoroloji Örgütü, gelişmiş erken uyarı sistemlerine yönelik iddialı bir girişimin parçası olarak, insanları aşırı sıcaklar da dahil olmak üzere iklim ve sağlıkla ilgili tehlikelerden korumaya yönelik faaliyetlerine de hız veriyor.. WMO Yürütme Konseyi, önümüzdeki on yıl içinde entegre iklim ve sağlık bilimi hizmetlerini ilerletmek için yeni bir uygulama planını onayladı. Bu, iklim, hava durumu, hava kirliliği, UV radyasyonu, aşırı olaylar ve diğer çevresel faktörlerin sağlık üzerindeki etkisini yönetmek için koordineli bir yaklaşımı ifade etmektedir. WMO ve Dünya Sağlık Örgütü’nün ortak bir “İklim ve Sağlık Ofisi ” iklim ve sağlık hakkında bilgi için tek adres olan yeni bir ClimaHealth portalının kurulması da dahil olmak üzere artan sayıda ortak teknik faaliyetleri bulunmaktadır. Bu ortak çalışma , aşırı hava ve iklim değişikliği etkilerindeki artış göz önüne alındığında, insanların sağlığını korumak için son derece önemlidir. Yürütme Konseyi, sıcaklıklar ve iklimle ilgili ardı ardına gelen ; aşırı sıcaklıklar, orman yangınları ve hava kalitesiyle ilgili sağlık risklerinin anlaşılmasını, erken uyarısını ve risk yönetimini güçlendirme ihtiyacına özel önem vermektedir. Aşırı sıcaklıklar sessiz bir acil durum olarak görülüyor. Dünya çapındaki en ölümcül hava olaylardan biri aşırı sıcaklıklardır ve milyonlarca insan için tehdit oluşturmaktadır. WMO eylemlerine öncülük eden WMO […]
BASININ VE KAMUOYUNUN DİKKATİNE! SESİMİZİ DUYAN VAR MI? SUSUZ KALMAMIZIN SEBEBİ KURAKLIK DEĞİLDİR! Meteoroloji Mühendisleri Odası olarak yıllardır kuraklık, sel ve taşkınlar başta olmak üzere birçok konuda sesleniyoruz… Doğa olaylarını değiştiremeyiz. Ancak olayların sonuçlarından zarar görmeyi azaltabiliriz. Kuraklık meteorolojik karakterli bir süreçtir ve önce meteorolojik kuraklık olarak başlar. Öncelikle belirtmek gerekir ki, meteorolojik olaylar ortalama değerlerde gerçekleşmez. Ortalama değer istatistiki bir değerdir. Kuraklık, sel ve taşkın olaylarının insan kaynaklı iklim değişimi ile açıklanmaya çalışılması, sorunların asıl kaynağını örtmeye çalışmaktan başka bir şey değildir. Ülkemizde yaşanmakta olan kuraklık, ilk olmadığı gibi son da olmayacaktır. Daha şiddetli kuraklıklar Anadolu coğrafyamızda çokça yaşanmıştır. Son günlerde depremden fırsat bulan “uzatmalı uzmanlar” yaşanmakta olan kuraklık üzerinde nutuklar atmaya başlamış durumdadır. Bu konularda yanlış bilgiler ile hareket edilmesi sorunun gerçek nedenini örtmektedir. Meteoroloji Mühendisleri Odası olarak, 1999 yılında yayınladığımız Meteorolojik Karakterli Afetler ve Meteorolojik Önlemler başlıklı raporda 31 doğa olayını konu edindik. Bu olaylardan biri de kuraklık idi. Aradan geçen 24 yılı aşkın sürede olanlar gösteriyor ki ya okuyup anlayan olmadı ya da biz bunu iyi anlatamadık. Kuraklık Konusunu sonuçları bakımından kısaca ele alırsak; İçme suyu; Öncelikle içme suyu ile ilgili sorun İstanbul özelinde gündeme getirilmektedir. İstanbul’un susuz kalacağına ilişkin açıklamalar yapılmakta ve bu soruna gerekçe […]
WMO : El Niño geri dönebilir Cenevre, 1 Mart 2023 (WMO) Dünya Meteoroloji Teşkilatı (WMO) : Yeni yapılan bir güncellemeye göre; dünyanın farklı bölgelerinde farklı yerlerde sıcaklık ve yağış modellerini etkileyen, alışılmadık derecede inatçı ve uzun süren La Niña’nın art arda üç yıl ardından önümüzdeki aylarda bir El Niño olayı gelişebilir. Bununla birlikte, El Nino’nun üç yıl aradan sonra tekrar geri dönüşü muhtemel görülse de, Mart-Mayıs döneminde ENSO-tarafsız koşullar (%90 olasılık) ile devam edecektir. Model tahminlerine ve Güncellemenin hazırlanmasında yer alan uzmanların değerlendirmelerine göre, ENSO tarafsız koşullarının Mayıs’tan sonra da devam etme olasılığı biraz azalsa da yine de yüksek olmaya devam ediyor (Nisan-Haziran’da yüzde 80 ve Mayıs-Temmuz’da yüzde 60). El Niño’nun gelişme şansı yılın ilk yarısında düşükken (Nisan-Haziran aylarında %15), Mayıs-Temmuz aylarında kademeli olarak %35’e çıkıyor. Haziran-Ağustos ayları için uzun vadeli tahminler, El Niño’nun gelişme olasılığının çok daha yüksek olduğunu (%55) gösteriyor, ancak yılın bu zamanındaki tahminlerle ilişkili yüksek belirsizliğe tabidir. “21. yüzyılın ilk üç ardışık La Niña’sı nihayet sona eriyor. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, son sekiz yıllık dönemin rekor düzeydeki en sıcak dönem olmasına rağmen, La Niña’nın soğutma etkisinin artan küresel sıcaklıkları geçici olarak frenlediğini belirtti. Prof. Taalas, “Şimdi bir El Niño aşamasına girersek, bu muhtemelen küresel […]
Güney Amerika’nın büyük bir bölümünde yüksek sıcaklıklar ve kuraklık etkili. 2019 yılından bu güne Arjantin’in ve komşu ülkelerin büyük bir bölümü kuraklık koşulları altında sarsılıyor. 2022’nin son dört ayı ortalama yağışın yarısından daha da az. Bu yağışlar 35 yılın en düşük yağış miktarı demek. Yağış azlığı, yüksek sıcaklıklarla birleştiğinde, yaygın olarak tarımsal üretimde ciddi rekolte kayıplarıma yol açmıştır. Arjantin, dünyanın en büyük buğday ihracatçılarından biridir, ancak 2023 için tarımsal ihracatın sadece 2022 seviyelerine göre kıyaslandığında %28 daha düşeceği tahmin edilmektedir. Uruguay, Ekim 2022’de ülke topraklarının %60’ının “aşırı” veya “şiddetli” kuraklık yaşamasıyla tarımsal olarak acil durum ilan etti. Arjantin, Kolombiya, Fransa, Amerika Birleşik Devletleri, Hollanda ve Birleşik Krallık’tan bilim insanları, Ekim’den Aralık 2022’ye kadar üç ay boyunca insan kaynaklı iklim değişikliğinin kuraklığa yol açan düşük yağış olasılığını ve yoğunluğunu ne ölçüde değiştirdiğini değerlendirmek için işbirliği yaptı. Özellikle şiddetli kuraklık yaşanan alanlara odaklandı. World Weather Attribution hızlı analizi, iklim değişikliğinin azalan yağışın ana itici gücü OLMADIĞI sonucuna vardı. Bununla birlikte, iklim değişikliğinin bölgedeki sıcaklıkları artırdığını, bunun da muhtemelen su mevcudiyetini azalttığını ve kuraklığın etkilerini daha da kötüleştirdiğini de gösterdi. Bölge ayrıca, iklim değişikliğinin sıklığı, yoğunluğu ve süresi bakımından arttığı yoğun sıcak hava dalgaları yaşıyor. Yakın zamanda örtüşen bir bölgede yürütülen çalışmada, World […]
20.02.2023 TMMOB’ye bağlı Odalar 20 Şubat 2023 tarihinde “Deprem Bölgelerinde Her Türlü Müdahale Bilimi, Tekniği Ve Meslek İlkelerini Gözeterek Yapılmalıdır” başlıklı ortak bir basın açıklaması yaptı. DEPREM BÖLGELERİNDE HER TÜRLÜ MÜDAHALE BİLİMİ, TEKNİĞİ VE MESLEK İLKELERİNİ GÖZETEREK YAPILMALIDIR 6 Şubat 2023 günü Kahramanmaraş ili, Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki iki büyük deprem ve artçılarının meydana getirdiği hasar sonucu 11 ilimizi içine alan bir coğrafya içerisinde büyük yıkım yaşanmış ve yaşanan yıkım neticesinde on binlerce yurttaşımız hayatını kaybetmiş ve yaralanmıştır. Öncelikle deprem bölgesindeki tüm yurttaşlarımızın yakınları başta olmak üzere tüm ülkemize başsağlığı, yaralı yurttaşlarımıza acil şifalar dileriz. Afet bölgesinde gerçekleşen depremler, yaklaşık 300 km’lik bir hat boyunca yatayda 6-7 m, düşeyde de 2-3m’ye varan yüzey deformasyonları gerçekleştirmiş olup; 11 ilimizi ve 13 milyonu aşkın vatandaşımızı etkilemiştir. Yıkımların en çok olduğu illerimiz Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay, Malatya olarak öne çıkmaktadır. Bununla birlikte Elbistan, Göksun, Nurhak, Pazarcık, Türkoğlu, İslâhiye, Nurdağı, Gölbaşı, Erkenek, Kırıkhan, Doğanşehir, Samandağ, İskenderun ve Hassa ilçelerimizle birlikte kırsal alanlarda da yoğun biçimde yıkımlar yaşanmıştır. Kamuoyuna yansıyan bilgilerde yeni yerleşim alanları için yer seçim çalışmalarına başlanıldığı ve 1 ay içinde inşaatlara başlanarak, 1 yıl içerisinde de konutların tesliminin yapılacağı yetkili makamlarca dillendirilmiştir. Seçilen bu alanların tarım ve […]
BM Güvenlik Konseyi deniz seviyesindeki yükselişi tartışıyor Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres, Güvenlik Konseyi’nin deniz seviyesinin yükselmesinin küresel etkileri hakkındaki ilk açıklamasında, yükselen denizlerin dünya çapında milyarlarca insan için “düşünülemez” riskler oluşturduğunu ve toplumların geleceği üzerinde derin etkileri olduğunu söyledi. Toplantıyı açan BM Genel Sekreteri António Guterres, “Yükselen denizlerin etkisi şimdiden yeni istikrarsızlık ve çatışma ortamını yaratıyor” dedi. Bazı ulusların kıyı şeridinin şimdiden ortalama deniz seviyesinin üç katına çıktığına dikkat çekerek, önümüzdeki on yıllarda alçakta bulunan toplulukların ve ülkelerin sonsuza dek yok olabileceği konusunda uyardı. “İncil ölçeğinde tüm nüfusun kitlesel bir göçüne tanık oluruz. Tatlı su, toprak ve diğer kaynaklar için her zamankinden daha şiddetli bir rekabet görürüz” diye uyardı. “Tehdit çarpanı” Deniz seviyesinin yükselmesini bir tehdit çarpanı olarak nitelendiren Genel Sekreter, temiz su, gıda ve sağlık hizmetlerine erişimi de tehlikeye attığını söyledi. Bu arada, tuzlu su girişi tarım, balıkçılık ve turizm gibi sektörlerde istihdamı ve tüm ekonomileri yok edebilir ve ulaşım sistemleri, hastaneler ve okullar gibi hayati altyapıya da zarar verebilir veya bunları yok edebilir. BM Genel Sekreteri; Küresel ortalama deniz seviyesindeki yükselişin son yıllarda daha da hızlandığını gösteren WMO raporlarından alınan bilgilere atıfta bulundu. “Küresel ortalama deniz seviyeleri, 1900’den bu yana, son 3000 yıldaki herhangi bir yüzyıldan […]
WMO: Deniz buzullarının kapsadığı alan Ocak ayında kaydedilen en düşük seviyesindeydi Yeni hazırlanan raporlara göre, Kuzey Kutbu ve Antarktika’nın birleşik deniz buzu kapsamı Ocak ayında kaydedilen en düşük seviyedeydi. Avrupa’nın Copernicus İklim Değişikliği Servisi ve ABD Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi’ne (NSIDC) göre, Antarktika için deniz buzu kapsamı Ocak ayında kaydedilen en düşük ve Kuzey Kutbu için üçüncü en düşük seviyesinde oldu. NSIDC, “Birleşik olarak, her iki yarım kürenin toplam küresel deniz buzu kapsamı için ise rekor bir düşük seviye belirledi. Ancak bu gözlem azalmanın sürekli bir eğilim içinde olduğu anlamına gelmiyor ve başta hava koşulları olmak üzere başka değişkenlikten de kaynaklanabilir” dedi. Deniz buzullarının kapladığı alan, WMO’nun Küresel İklim Durumu raporlarında kullandığı iklim göstergelerinden biridir. Sıcaklık başka bir temel göstergedir ve son sekiz yıl kaydedilen en sıcak sekiz yıl olmuştur. 2023 yılı Ocak ayı ise Copernicus Climate’a göre, kaydedilen en sıcak 7. Ocak ayı oldu. Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi ( ECMWF) tarafından uygulanan Copernicus İklim Değişikliği Hizmetinin Yılbaşı gününde alışılmadık derecede yüksek sıcaklıklara tanık olan Avrupa için en sıcak üçüncü Ocak ayı oldu.. Kuzey Kutbu, ne yazık ki küresel ortalamanın iki katından daha hızlı ısınıyor. Sonuç olarak, Arktik deniz buzu, 44 yıllık uydu kayıtlarına baktığımız zaman […]
DEPREM ile ilgili olarak TMMOB aşağıdaki kararları almıştır. Sürece katılmak isteyen meslektaşlarımız bulunduğu ilde TMMOB il koordinasyonları ile irtibata geçerek sürece katılabilir. Gelişmelerden ayrıca bilgilendirme yapılacaktır. Alınan Kararlar.. • Yaşanan depremler ve sonuçları üzerine kamuoyuna iletilecek Birlik / Oda görüşlerini oluşturmak, derlemek ve aktarmak üzere ilgili Odaların yönetici ya da uzmanlarının katılımı ile bir bilgilendirme merkezi kurulacak, • AFAD, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve ilgili diğer kurumlara arama-kurtarma-hasar tespit vb teknik çalışmalara ve kriz masalarına TMMOB’nin katılımının sağlanması ve işbirliğine açık olmaları gerektiği konusunda yazı yazılacak, temaslarda bulunulacak, • Deprem bölgelerinde ihtiyaç duyulan malzemelerin karşılanmasına yönelik dayanışma kampanyası organize edilecek, para toplanmayacak sadece malzeme toplanacak ya da temin edilecek, kampanya İKK Sekreterleri ile Oda Sekreter/Yazman Üyeleri katılımı ile oluşturulan TMMOB Afet Koordinasyon grubu aracılığı ile koordine edilecek, • Arama kurtarma eğitimi almış olan üyelerimize, çalışmalara katılmak üzere AFAD’a başvurmaları yönünde çağrı yapılacak, • Hasar tespit çalışmalarında yer almak isteyen üyelerimize Odalarımızın (İMO ve varsa diğer Odalar) düzenlediği eğitimlere katılmaları yönünde çağrı yapılacak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile bu yönde gerekli yazışmalar yapılacak, • Deprem bölgelerindeki yıkımı gözlemlemek ve genel tespitler yapmak üzere ön değerlendirme ekibi oluşturulması için hazırlık yapılacak, • Dayanışma ziyaretleri ve teknik incelemelerde bulunmak üzere, geniş […]
GÜN İÇİNDE ARDARDA YAŞADIĞIMIZ İKİ BÜYÜK DEPREMDE HAYATLARINI KAYBEDEN TÜM VATANDAŞLARIMIZA ALLAHTAN RAHMET , BAŞTA YAKINLARI OLMAK ÜZERE TÜM ÜLKEMİZE BAŞ SAĞLIĞI VE SABIR DİLİYORUZ. YARALI OLARAK KURTULABİLEN VATANDAŞLARIMIZA DA GEÇMİŞ OLSUN DİLEKLERİMİZİ İLETİYORUZ. TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
Küresel Sera Gazı İzleme Altyapısı şekilleniyor WMO, atmosferdeki sıcaklık artışını besleyen karbondioksit ve diğer ısıyı hapseden gazların seviyelerini azaltmak ve bu konuda çalışanları bilgilendirmek için önerilen bir Küresel Sera Gazı İzleme Altyapısı konulu uluslararası bir sempozyuma ev sahipliği yapıyor. Sera gazı konsantrasyonlarının ve akışlarının sürekli, koordineli ve küresel ölçekte izlenmesi, iklim değişikliğinin itici güçlerini anlamamıza, bunlarla mücadele etmemize ve Paris Anlaşması’nın uygulanmasını desteklememize yardımcı olması açısından hayati önem taşımaktadır. WMO, sera gazları alanında onlarca yıldır çalışmaktadır. Buna rağmen, bugüne kadar uluslar arası iklim politikasını desteklemek için kritik öneme sahip çok sayıda ürün ve veri seti yalnızca araştırma topluluğu tarafından desteklenmektedir. Halihazırda, yüzey ve uzay temelli sera gazı gözlemlerinin kapsamlı ve zamanında uluslar arası değişimi yoktur. Bu konuda Model geliştirme ve küresel ölçekte karar destek bilgilerinin oluşturulması için gelişmiş bir işbirliğine de ihtiyacımız vardır. Bazı hükümetler ve uluslar arası kuruluşlar, belirli izleme faaliyetleri yürütmekte ve veri kümelerini korumaktadır, ancak bu konuda da herhangi bir yönlendirme mekanizması yoktur. Üç günlük sempozyum, sürdürülebilir, uluslar arası koordineli bir izleme altyapısı için bir legonun (yapbozun) farklı parçalarını tek bir çerçevede bir araya getirmeyi amaçlamaktadır. Araştırma ve operasyonel topluluklardan, uzay ajanslarından, meteoroloji servislerinden, okyanus ve iklim gözlem topluluklarından, akademi dünyasından ve BM ortaklarından oluşan 250’den fazla […]
Son yılların en kurak kışını geçirdiğimiz aşikâr. Sadece bizlerin değil, turizmcinin de çiftçinin de gözü kulağı meteorolojide; zira gelecek kuşaklar kadar her iki mesleğin de geleceği havanın nasıl olacağı ile doğru orantılı. Dolayısıyla, hele de sosyal medyada, gördüğümüz her yorum ve bilgiyi doğru kabul ediyor, ona göre pozisyon alıyoruz. Ama bir dakika! Bu bilgiler nereden ve kimden geliyor? Türkiye’de koskoca bir Meteoroloji Genel Müdürlüğü var. Yıllarını bu işe adamış biliminsanları var. Onlar mı veriyor bu bilgileri yoksa ‘takipçi kasan’ bireysel ya da anonim hesaplar mı? İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, ‘Sahte doktorlardan sonra sahte meteorologlar türedi. Palyaçolar!’ diyerek uyardı. EYYAMCILIK PEŞİNDELER ARALIKTAN bu yana hepimiz aynı sorunun peşindeyiz: ‘Kış ne zaman gelecek?’ Çünkü hepimiz çok iyi biliyoruz ki kar yağması demek; toprağın su tutması, yeraltı suyu zenginliği, doluluk oranı yüzde 25-30’lar seviyesine inen barajların dolması, dolayısıyla yazın susuz kalmamak ve mahsulün bereketli olması demek. Meteorolojiye olan bu ilgi sebebi ile olacak ki sosyal medya, ‘Yağdı yağacak!’, ‘Vorteks geliyor’ gibi uyarılar (!) ile dolu. PALYAÇOLAR İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, 40 yılı aşan birikim, eğitim ve araştırmaya rağmen kendisinin bile ‘kelebek etkisi’ sebebi ile uzun vadede hava durumu tahmini yapmasının doğru olmayacağını belirterek, sadece tek bir haritaya […]
Proje, Doğu Afrika’da direnç oluşturacak. Proje: Doğu Afrika Bölgesinde Herkes İçin Erken Uyarı Planına Yönelik Hidro-Meteorolojik ve Erken Uyarı Hizmetlerinin Güçlendirilmesi İklim Riski ve Erken Uyarı Sistemleri (CREWS) girişimi tarafından : Doğu Afrika ve Victoria Gölü çevresindeki altı ülkede hidro-meteorolojik ve Erken Uyarı Hizmetlerini büyütmeye yönelik bölgesel bir projenin finansmanı onaylandı. Proje, BM’nin Herkes İçin Erken Uyarılar girişimi ile de yakından uyumludur. Doğu Afrika, yıllar içinde sel, kuraklık, toprak kayması ve diğer şiddetli hidro-meteorolojik olaylar gibi doğal afetlerin neden olduğu hava ve iklimle ilgili etkilere karşı daha duyarlı hale getirilmesi gereken çeşitli bir arazi ve iklime sahiptir. Afrika’nın en büyük gölü olan Victoria Gölü, Doğu Afrika’daki hava ve iklim koşullarını büyük ölçüde etkileyerek dünyadaki konvektif olarak en aktif bölgelerden biri olarak kendi mikro iklimini oluşturur. Victoria Gölü Havzasındaki (LVB) ülkeler genellikle şiddetli gök gürültülü fırtınalar, şiddetli yağışlar, şiddetli rüzgarlar, yüksek dalgalar, şimşekler, dolu fırtınaları ve su hortumlarından etkilenir. Kenya, Tanzanya ve Uganda ile çevrili olan göl, başta balıkçılar olmak üzere çevresindeki nüfusun yaklaşık % 25’ini besler. Dört yıllık sürecek olan ve 7 milyon ABD Doları değerindeki proje, Doğu Afrika Topluluğu’nun (EAC) Erken Uyarı Sistemi Vizyonu 2025’i gerçekleştirmesini destekleyen, Birleşik Krallık, Yabancı Milletler Topluluğu ve Kalkınma Ofisi tarafından finanse edilen, yakın […]
İçme suyu Tarımsal Üretim gibi alanlarda sorun kuraklık mı? Meteorolojik olayların beklenildiği gibi gerçekleşmemesi durumunda, toplumda özellikle belli kesimler tarafından “yandık yıkıldık” söylemleri ile panik havası yaratılabilmektedir. Yaratılan panik havası içerisinde de ne yazık ki hep bilindik öneriler sıralanmaktadır. Bu öneriler, yaşanan sorunların gerçeğinden uzak kavramlar olurken, geleceğe ilişkin olarak çoğunlukla felaket senaryoları içermektedir. Meteoroloji Mühendisleri Odası olarak şunu belirtmeliyiz ki, meteorolojik olaylar çoğunlukla ortalama değerlerinde değil, ortalamanın altında ya da üstünde gerçekleşir. Bu nedenle her olay için de ortalama değerlere bakılarak kararlar oluşturulamaz. Sorunların oluştuğu durumlarda panik yapmak ya da panik yaratacak açıklamalar yapılması sorunların daha da fazla büyümesine neden olur. Bu nedenle risklerin krizlere dönüşmemesi için önceden önlem alınmasının gerekliliğini bilmek gerekir. Son yıllarda hemen hemen yaşadığımız her ekstrem meteorolojik olay sonrasında mesleği ya da eğitiminin ne olduğu bile belli olmayan ve meteoroloji konusundan anlamayan birçok kişinin iklim uzmanı ya da meteorolog gibi izafi tanımlamalar ile yaptıkları açıklamalar ile kamuoyunda panik havası yaratarak gündem olma hevesindedirler. Şüphesiz yaşanan panik durumları da mutlaka belli kesimlere çıkar sağlamaktadır. Meteoroloji Mühendisleri Odası, 1998 yılında yaptığı “Meteorolojik Karakterli Doğal Afetler Sempozyum” ile 1999 yılında yayınladığı “Meteorolojik Karakterli Doğal Afetler ve Önlemler” konulu raporda kuraklık ile ilgili durumlara açıklık getirmiştir. Aradan geçen yirmi […]
Son sekiz yılın bugüne kadar kaydedilen en sıcak sekiz yıl olduğu doğrulandı. CENEVRE, 12 Ocak 2023 Dünya Meteoroloji Teşkilatı tarafından konsolide edilen önde gelen altı uluslararası sıcaklık veri setine göre, son sekiz yıl, sürekli artan sera gazı konsantrasyonları ve birikmiş ısı nedeniyle küresel olarak kaydedilen en sıcak yıllar oldu. 2022’de ortalama küresel sıcaklık, sanayi öncesi (1850-1900) seviyelerin yaklaşık 1,15 [1,02 ila 1,27] °C üzerinde oldu. WMO tarafından derlenen tüm veri kümelerine göre, 2022, yıllık küresel sıcaklıkların sanayi öncesi seviyelerin en az 1°C üzerine çıktığı art arda 8. yıl oldu. 2015-2022 yılları artık kayıtlardaki en sıcak sekiz yıl. Paris Anlaşması’nın 1,5°C sınırını – geçici olarakta olsa – ihlal etme olasılığı her geçen yıl daha da artıyor. Şu anda üçüncü yılında olan ve serinletici bir etkiye sahip La Niña olayının devam etmesi, 2022’nin kaydedilen en sıcak yıl olmadığını ama “yalnızca” en sıcak beşinci veya altıncı yıl olduğu anlamına geliyor. Ancak bu soğuma etkisi kısa ömürlü olacak ve atmosferimizde ısıyı hapseden sera gazlarının rekor düzeylerde neden olduğu uzun vadeli ısınma eğilimini tersine çevirmeyecek. WMO El Niño/La Niña Güncellemesi, La Niña’nın Ocak-Mart 2023’te devam etme olasılığının yaklaşık %60 olduğunu ve ardından ENSO-tarafsız koşulların (El Niño veya La Niña değil) gelmesi gerektiğini gösteriyor. 2013-2022 dönemi […]
2023 Sıcak Bir Başlangıç Yaptı. Avrupa’da Sıcaklık rekorları kırılıyor. Akdeniz bölgesi üzerindeki bir yüksek basınç ve bir Atlantik alçak basınç sistemi, kuzeybatı Afrika’dan orta enlemlere doğru sıcak hava getiren güçlü bir güneybatı akışına neden oldu. Hava kütleleri, Kuzey Atlantik’i geçerken normalden daha yüksek olan deniz yüzeyi sıcaklığı nedeniyle daha fazla ısındı. Doğu Kuzey Atlantik’te deniz yüzeyi sıcaklığı normalden 1–2 °C daha yüksekti, İberya kıyılarının yakınında da aynı şekilde fazlaydı. Bütün bunlar, birçok Avrupa ülkesinde yılbaşı gecesi ve takip eden günlerde rekor kıran sıcakları görmemize neden oldu. Birçok Avrupa ülkesinde, hatta Orta Avrupa’da bile 20 °C’nin üzerinde sıcaklıklar gözlemlendi. İspanya’dan Avrupa’nın doğu bölgelerine kadar birçok ülkede ulusal ve çok sayıda yerel düzeyde Aralık ve Ocak ayları için sıcaklık rekorları kırıldı. Avrupa’daki yüzlerce meteoroloji istasyonu, Aralık veya Ocak aylarında tüm zamanların en yüksek günlük sıcaklığını kayıt altına aldı. Şöyle ki; 31 Aralık 2022’de: Dresden-Hosterwitz, Almanya’da 19,4 °C (5 Aralık 1961’de 17,7 °C)Prag Klementinum, Çekya’da 17,7 °C (5 Aralık 1961’de 17,4 °C) 1 Ocak 2023’te: 25,1 °C, Bilbao Aeropuerto, İspanya (24,4 °C, 1 Ocak 2022)18,6 °Cin Besançon, Fransa (16,8 °C, Ocak 1918)Warszawa – Okęcie, Varşova, Polonya’da 18,9 °C (13,8 °C, Ocak 1993)12,6 °C, Abed on Lolland, Danimarka (12,4 °C, 10 Ocak 2005) AEMET […]
Biliyoruz ki; her geçen yıl hem ülkemiz hem de üzerinde yaşadığımız gezegenimiz için başta iklim değişikliği ve buna bağlı extrem hava olayları nedeniyle daha büyük zorlukların yaşandığı yıllar olmakta… Dünyanın neresinde olursa olsun, dini, dili, ırkı ne olursa olsun aynı afetlere maruz kalan insanlar aynı acıları yaşarlar. 2023 yılının hem ülkemiz, hem mesleğimiz, hem de meslektaşlarımız başta olmak üzere tüm dünyada meteorolojik kaynaklı doğal afetlerin en az olduğu huzur ve mutluluk dolu bir yıl olmasını diliyoruz. TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
İklim değişikliği Kuzey Kutbu’nun yapısını değiştiriyor. Kuzey Kutbu’nu düşünürken: bir tayfun, orman yangınlarından çıkan dumanlar ve artan yağmurlar, kuzey kutbu için bir çok kişinin hayal ettiği olaylar değildir. Ne yazık ki biraz önce okuduklarınız, bir zamanlar güvenilir bir şekilde donmuş, karla kaplı ve dünyanın herhangi bir yerinden çok daha hızlı ısınan bölgenin dönüşümüne ilişkin ayrıntılı bir yıllık güncellemede yer alan iklim kaynaklı olaylardan bazılarıdır. ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi’nin (NOAA) 2022 Arktik Raporu, 11 ülkeden 147 uzman tarafından derlenmekte ve Kuzey Kutbu’ndaki hızlı değişim ve bunun çevre, ekosistemler, ekonomiler ve yerel topluluklar üzerindeki etkisi hakkında önemli bir fikirler vermektedir. Bu, Dünya sistemindeki birçok değişikliğin WMO topluluğu tarafından izlendiğinin bir başka kanıtıdır. NOAA Yöneticisi Rick Spinrad, “2022 Arctic Karnesi, sera gazlarını azaltarak ve daha dirençli adımlar atarak iklim değişikliği ile yüzleşmenin aciliyetini ortaya koyuyor” dedi. Bu yılın raporundaki başlıca bulgular şunları içeriyor: Ekim 2021’den Eylül 2022’ye kadar kaydedilen Arktik yıllık hava sıcaklıkları, 1900’e kadar uzanan yıllara bakıldığında en sıcak altıncı sıcaklık değeri oldu. Kuzey Kutbu hava sıcaklıklarının küresel sıcaklık ortalamalarından daha hızlı arttığı ve on yıllardır devam eden bir trendin devam ettiği görülmektedir. Kuzey Kutbu’nun 1900’den beri gerçekleşen en sıcak yedi yılı maalesef son yedi yıldır. Arktik deniz buzunun kapsama […]
2022’deki extrem iklim ve hava koşulları, daha fazla eyleme ihtiyacımız olduğunu gösteriyor. Aşırı seller, sıcak ve kuraklık da dahil olmak üzere hava, su ve iklimle ilgili yaşanan felaketler, insan kaynaklı iklim değişikliğinin belirgin işaretleri olarak etkileri yoğunlaştı ve bu yıl milyonlarca insanı etkiledi. Aynı zamanda milyarlarca dolara mal oldu. Dünya Meteoroloji Teşkilatına göre, 2022 de yaşanan olaylar, sera gazı emisyonlarını azaltmak için – bunun daha iyi izlenmesiyle – ve erken uyarılara evrensel erişim de dahil olmak üzere iklim değişikliğine uyumu güçlendirmek için çok daha fazla şey yapılması gerektiğini açık bir şekilde ortaya koydu. Son sekiz yıl, kayıtlardaki en sıcak sekiz yıl olma yolunda ilerliyor. 2022 için küresel sıcaklık rakamları Ocak ortasında açıklanacak. Şu anda üçüncü yılında olan serinletici bir La Niña olayının devam etmesi, 2022’nin kaydedilen en sıcak yıl olmayacağı anlamına gelebilir. Ancak bu soğuma etkisi kısa ömürlü olacak ve atmosferimizde ısıyı hapseden sera gazlarının rekor düzeylerde neden olduğu uzun vadeli ısınma eğilimini de tersine çevirmeyecek. Birleşik Krallık Met Office tarafından yapılan yıllık küresel sıcaklık tahmini, 2023 için ortalama küresel sıcaklığın, sanayi öncesi dönem ortalamasının (1850-1850 ) 1.20 °C üzerinde (1.08 °C ile 1.32 °C arasında, ortalama olarak tahminle 1.20 °C) olacağını gösteriyor. 2022 yılı, sıcaklıkların sanayi öncesi seviyelerinin en […]
Güvenli şehirler için erken uyarılar hayati önem taşıyor Küresel İnsan Yerleşimleri Forumu’nun 15-16 Aralık tarihlerinde gerçekleştirdiği yıllık oturumun teması, “Daha güvenli ve daha yeşil bir kentsel gelecek için: dirençli, karbon nötr ve doğaya duyarlı şehirler” idi. WMO, kentsel esnekliği, kapsayıcılığı, üretkenliği ve sürdürülebilirliği büyük ölçüde artırmak ve herkes için daha güvenli, daha yeşil bir kentsel gelecek inşa etmek için yerel ve ulusal düzeyde önemli eylem ve yatırım için ortak acil çağrıda bulunan bu etkinliğin eş düzenleyicilerinden biriydi. WMO ayrıca, kilit paydaşların katılımını sağlamak, teknik bilgiler sağlamak ve daha geniş ölçekte işbirliğini kolaylaştırmak için “Kentsel Hidroloji ve Entegre Su Kaynakları Yönetimi” konulu tematik bir oturuma da öncülük etti. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, herkes için erken uyarı sağlamanın önemini ve aciliyetini vurguladı ve afet risk bilgisi, hazırlık ve müdahale yetenekleri, tehlikelerin tespiti, gözlemi, izlenmesi, analizi ve tahminine odaklanan ilgili eylem planını paylaştı. Prof. Taalas ; “WMO’nun ana odak noktası, Herkes İçin Erken Uyarılar girişimidir. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Mart ayında WMO’yu 2023-27 için küresel olarak erken uyarı hizmetlerinin %100 kapsamına ulaşmak için bir eylem planı hazırlaması için görevlendirdi. Bugün, 193 Üyemizin sadece yarısı İnsan Yerleşimleri Küresel Forumu’nun son teknoloji erken uyarı sistemlerine sahip,” dedi “5 yıl boyunca Erken Uyarıların […]
Hava tahmini çalışmaları, dün gece ( 13.Aralık.2022) yeni nesil uydunun fırlatılmasıyla yeni bir çağa girdi. Yeni nesil uydu, şiddetli hava olaylarını izlemek ve tahmin etmek için çok daha gelişmiş sensörler taşımaktadır. EUMETSAT Genel Direktörü Phil Evans, Fransız Guyanası Kourou’dan dün gece son derece gelişmiş bir meteorolojik uydunun fırlatılmasının Avrupa’da hava tahmini için yeni bir çağın başlangıcını müjdelediğini söyledi. MTG-I1 uydusu, fırtına, şimşek, sis ve orman yangınları gibi şiddetli hava olaylarını izlemek ve tahmin etmek için daha gelişmiş ve hassas ekipmanlar taşıyan yeni nesil meteorolojik uyduların ilkidir. 21:30 CET’de bir Ariane-5 roketiyle başarıyla fırlatıldı ve Ekvator’un 36.000 km yukarısındaki yörüngesine doğru ilerliyor. Evans, “MTG-I1, her 10 dakikada bir, şimdiye kadar mümkün olandan çok daha hızlı ve çok daha yüksek çözünürlükte, çok daha kesin ayrıntılarla Avrupa ve Afrika’nın görüntülerini verecek. Bu veriler, meteorolojistlerin ana zorluklarından birini – hızla gelişen şiddetli hava olaylarını zamanında ve doğru tahmin etmelerini – karşılamalarına yardımcı olacak, böylece vatandaşlar, ilk müdahale ekipleri ve sivil yetkililer uygun önlemleri alabilecek. ” dedi “Uydunun şimşek görüntüleyicisi, şimşek çakmalarını bulutlar arasında ve bulutlardan yere kadar sürekli olarak haritalayacaktır; bu özellik son derece önemlidir. Bu açıdan bakıldığı zaman da Avrupa’da toplum ve havacılık endüstrisi güvenliğine sağlayacağı faydalı bilgilerle bir ilktir.” MTG-I1 – tam […]
BM yeraltı suları zirvesi “görünmeyeni görünür kılmak” 2022 kampanyasının son etkinliği “Yeraltı suyu: Görünmeyeni görünür kılmak”, bu hayati kaynağın daha iyi izlenmesinin ve yönetiminin önemini vurgulayan bir BM-Yeraltı Suları Su Zirvesi ile sona erdi. Yeraltı suları, dünyadaki tüm sıvı haldeki tatlı suların % 99’unu oluşturur. Kırsal alanlardaki birçok insanın içme suyu da dahil olmak üzere küresel nüfus tarafından evsel kullanım için tüketilen su hacminin yarısını ve sulama için kullanılan tüm suyun da yaklaşık %25’ini yeraltı suları sağlamaktadır. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, Paris 7-8 Aralık da gerçekleştirilen zirveye gönderdiği video mesajında, “Yeraltı su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi, iklim ve kuraklık gibi hava kaynaklı afet risklerinin gıda güvenliği, ekonomiler, toplum ve ekosistemler üzerindeki etkilerini azaltmak için kritik önem taşıyor.” dedi. “Yeraltı suyu sistemlerinin hidrolojik olarak daha iyi izlenmesi ve tahmin edilmesi, yeraltı sularının daha iyi anlaşılması ve Dünyanın global su sistemi modellerine dahil edilmesi, sonuç olarak iklim açısından akıllı çözümler geliştirilmesi, iklim değişikliğine dayanıklılık ve güvenliğin artırılması için kritik öneme sahiptir” dedi. WMO’nun yakın zamanda yayınlanan Küresel Su Kaynaklarının Durumu raporu, talebin arttığı ve sınırlı kaynakların olduğu bir çağda, yeraltı suları da dahil olmak üzere küresel tatlı su kaynaklarının yönetimini destekleyen güvenilir bilgiler sağlamayı amaçlamaktadır. Yeraltı Suyu zirvesi, UN-Water adına UNESCO […]
Ardışık Üçlü La Niña devam ediyor. Bu durum kuraklığı ve selleri arttırıyor. La Niña‘dan kayanaklı Soğutma etkisi geçici ve sınırlıdır Cenevre, 30 Kasım 2022 Alışılmadık derecede inatçı ve uzun süren La Niña olayı, muhtemelen kuzey yarımkürede kışın/güney yarımkürede yazın sonuna kadar sürecek. Dünya Meteoroloji Teşkilatı’na (WMO) göre, 21. yüzyılın ilk “üçlü ” La Niña’sı (arka arkaya üç yıl) sıcaklık ve yağış modellerini etkilemeye ve dünyanın farklı yerlerinde kuraklık ve selleri şiddetlendirmeye devam edecek. WMO El Niño/La Niña Güncellemesi yaparak, La Niña’nın Aralık-Şubat 2022/2023’te devam etme olasılığının yaklaşık %75 ve Ocak-Mart 2023’te ise %60 olduğunu açıkladı. Uzmanlardan ve dünya çapında modellerden edinilen tahminlere dayanan Güncellemeye göre, Şubat-Nisan 2023’te ENSO açısından tarafsız koşulların (ne El Niño ne de La Niña) ortaya çıkma olasılığı %55 dir. Bu oran, Mart-Mayıs döneminde yaklaşık %70’e çıkmaktadır. 1950’den bu yana sadece üçüncü kez üçlü bir La Niña yaşandı. La Niña, orta ve doğu ekvatoral Pasifik Okyanusu’ndaki okyanus yüzey sıcaklıklarının büyük ölçekli soğumasına atıfta bulunur ve tropikal atmosferik sirkülasyondaki, yani rüzgarlar, basınç ve yağıştaki değişikliklerle birleşir. El Niño Güney Salınımının (ENSO) sıcak aşaması olan El Niño’nun genellikle hava ve iklim üzerinde zıt etkileri vardır. La Niña doğal bir olgudur. Ancak, küresel sıcaklıkları artıran, havamızı daha aşırı olaylara açık […]
WMO Küresel Su Kaynaklarının Durumu raporunda nehirler, karadaki su depoları ve buzullar hakkında bilgiler verilmektedir WMO, değişen bir iklim koşulları altında tatlı su mevcudiyeti hakkında rapor hazırladı. Cenevre, 29 Kasım 2022 Dünya Meteoroloji Teşkilatı, iklim, çevresel ve toplumsal değişimlerin Dünya’nın su kaynakları üzerindeki etkilerini değerlendirmek için ilk “Küresel Su Kaynaklarının Durumu ” raporunu yayınladı. Bu yıllık envanterin amacı, artan talep ve sınırlı arz çağında küresel ölçekte tatlı su kaynaklarının izlenmesini ve yönetimini desteklemektir. Rapor, nehir akışlarının yanı sıra büyük seller ve kuraklıklar hakkında da genel bir bakış sunuyor. Tatlı su depolamasındaki değişiklikler için sıcak noktalar hakkında bilgi sağlıyor ve kriyosferin (kar ve buz) kritik rolünü ve savunmasızlığını vurguluyor. Rapor, yağış düzenlerinin iklim değişikliğinden ve bir La Niña olayından etkilendiği bir yıl olan 2021’de dünyanın çok geniş bölgelerinin normal koşullardan daha kurak olduğunu ortaya koymaktadır. 30 yıllık hidrolojik ortalamayla karşılaştırıldığında, ortalamanın altında akarsu akışı olan alanların, ortalamanın üzerinde olan alanlardan yaklaşık iki katı kadar büyük olduğunu göstermektedir. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas ; “İklim değişikliğinin etkileri genellikle su üzerinden hissediliyor. Artık daha yoğun ve sık yaşanan kuraklıklar, daha fazla ve aşırı seller, daha düzensiz mevsimsel yağışlar ve buzulların daha hızlı erimesini görüyoruz. Bunlar ekonomiler, ekosistemler ve günlük hayatımızın tüm yönleri […]
COP27 sonuçları erken uyarıların ve gözlemlerin önemini ortaya koymaktadır. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı COP27, iklimle ilgili afetlerden ağır şekilde etkilenen savunmasız ülkeler için “kayıp ve hasar” finansmanı sağlamak için çığır açan bir anlaşma ile sona erdi. Ayrıca, Dünya Meteoroloji Teşkilatı’nın en önemli önceliklerinden ikisi olan sistematik gözlemleri güçlendirme ve erken uyarı sistemlerinin evrensel kapsamını genişletme ihtiyacını vurguladı. Şarm El-Şeyh Uygulama Planı olarak bilinen karar, uzun süren müzakerelerin ardından kabul edildi. Küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerin 1,5 santigrat derece üzerinde sınırlama taahhüdünü yeniden teyit etti. Ayrıca ilgili tarafları “su ” yu uyum çabalarına daha fazla entegre etmeye teşvik etti. İlk kez suya bir COP sonuç belgesinde atıfta bulunuldu ve suyun iklim değişikliğine uyumda oynadığı kritik rol vurgulandı. Sıcaklık artışını 1,5 °C ile sınırlamaya yönelik çabalar, “2030 yılına kadar küresel sera gazı emisyonlarında 2019 seviyesine göre yüzde 43 oranında hızlı, derin ve sürekli azalmalar” gerektirecektir. Taraflar, “2030 yılına kadar metan da dahil olmak üzere sera gazı emisyonlarını azaltmak için daha fazla eylemi gerçekleştirmeye” davet ediliyor. WMO’nun Sera Gazı Bülteni, ölçümlerin başlamasından bu yana metan konsantrasyonlarında yıldan yıla en büyük sıçrama da dahil olmak üzere rekor düzeyde yüksek sera gazı bildirdi. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, “COP27’deki karar alıcılar, etkili […]
Kriosfer bir kırmızı alarm veriyor.. Grönland ve Antarktika’nın bazı bölgelerinde buz tabakası kaybı hızlanıyor ve bu durum ne yazık ki büyük ölçüde geri döndürülemeyecek. Deniz seviyesindeki yükselişte ortaya çıkan hızlanma, kıyı bölgelerindeki milyarlarca insan için büyük bir tehdit oluşturuyor. Yüksek dağlık alanlardaki buzulların geri çekilmesi, dünyanın yoğun nüfuslu bölgelerinde uzun vadeli su kıtlığı riskini de beraberinde getiriyor. WMO Genel Sekreter Yardımcısı Dr Elena Manaenkova, en son bilimsel bilgileri ve fiziksel iklim değişikliği işaretlerini özetleyerek, “Kriosfer için kırmızı bayrağı kaldırdık” dedi. Dr Elena Manaenkova, endişelerinin altını çizerek, iki kutup ve dağ ülkesi Şili ve İzlanda tarafından yönetilen ve 18 hükümetten oluşan geniş bir koalisyon, COP27’de yeni bir üst düzey grup olan ‘Deniz Seviyesindeki Yükseliş ve Dağ Su Kaynaklarında erime’ de bu koalisyona katıldı.. “AMI” grubu olarak adlandırılan bu grup kriyosfer kaybının etkilerinin sadece dağ ve kutup bölgelerinde değil, tüm gezegende siyasi liderler ve halk tarafından daha iyi anlaşılmasını sağlamayı amaçlamaktadır. “İklim değişikliği şimdiden küresel olarak kriyosferde, Dünya’nın kar ve buz bölgelerinde dramatik değişikliklere neden oldu. Küçülen buzullar ve kar yığınlarından kaynaklanan su kıtlığıyla ilgili olarak şimdiden ciddi etkiler meydana geldi, gelmeye devam ediyor ; buz tabakaları, buzullar ve okyanus ısınmasından kaynaklanan buz kaybı nedeniyle küresel deniz seviyesinin yükselmesi; ve permafrost erimesinin […]
Güney-Batı Pasifik’teki yaşanan iklim, iklim değişikliğinin artmakta olan tehdidini ortaya koyuyor. Şarm El-Şeyh, Mısır, 17 Kasım 2022 Dünya Meteoroloji Teşkilatı’nın (WMO) yeni bir raporuna göre; Güney-Batı Pasifik’in bazı bölgelerinde deniz yüzeyi sıcaklıkları ve okyanusun ısısı, küresel ortalamanın üç katından daha fazla arttı. Bu artış hayati ekosistemlere zarar verirken, ayrıca deniz seviyesinin de yükselmesi, bu bölgelerde yaşayan insanlar için yaşamsal bir tehdit oluşturmaktadır. Güney-Batı Pasifik’teki İklim Durumu 2021, hava durumuyla ilgili felaketlerin sosyo-ekonomik kalkınmayı nasıl baltaladığını, sağlık, gıda ve su güvenliğini nasıl tehdit ettiğini göstermaktadir. Riskler ve etkilerin yanı sıra sıcaklıklar, deniz seviyesinin yükselmesi, okyanus ısısı, asitlenme ve aşırı hava olayları gibi durumlar iklim göstergelerinin anlık görüntüsünü oluşturmaktadır. Bölgedeki sıcaklıklar, büyük ölçüde yağışsız kuru koşullar ve Güneydoğu Asya ve Avustralya’nın bazı bölgelerinde yağışlı koşullar getiren bir La Niña olayı nedeniyle önceki birkaç yıla göre daha soğuk düzeyde gerçekleşti. Ancak bu, uzun vadeli uyarı eğilimini tersine çevirmedi veya buzulların erimesi gibi diğer iklim değişikliği etkilerini yavaşlatmadı. WMO Regional Association; Güney-Batı Pasifik için yıllık ortalama sıcaklık anomalileri (1981–2010’a göre). Veriler beş farklı veri kümesindendir: HadCRUT5, NOAAGlobalTemp, GISTEMP, Berkeley Earth ve ERA5. Kaynak: Met Office, Birleşik Krallık 2021’de bölgede; %93’ü sel ve fırtına olmak üzere 57 doğal afet bildirildi. Genel olarak, 14,3 milyon insan […]
BM Genel Kurulu Başkanı sera gazları izleme sistemi için çağrıda bulundu. BM Genel Kurulu Başkanı Csaba Kőrösi, hükümetleri, BM İklim Değişikliği müzakerelerinde (COP27) sunulan WMO girişimlerinden biri olan iklim değişikliğini azaltma konusunda bir sera gazı izleme sistemi oluşturmayı düşünmeye çağırdı. Bay Kőrösi, metan da dahil olmak üzere kısa ömürlü iklim kirleticilerinin nasıl azaltılacağına odaklanan COP27 İklim ve Temiz Hava Koalisyonuna hitap etti. Koalisyona göre, bu kirleticilerin hızlı bir şekilde azaltılması, yakın vadede 0,6°C öngörülen küresel ısınmanın önlenmesine yardımcı olacaktır. Ayrıca, hava kalitesindeki iyileştirmelerin yanı sıra tarım ve doğal ekosistemler yoluyla sağlık için de büyük faydalar sağlayacaktır. 15 Kasım’daki bakanlar toplantısına 40’tan fazla bakan veya üst düzey temsilci katıldı. ABD Başkanlık İklim Özel Temsilcisi John Kerry, “Kısa ömürlü iklim kirleticilerini azaltmak, dünyanın küresel sıcaklıkları düşürmek için sahip olduğu en hızlı çözümdür” dedi. Bay Kőrösi, dönüştürücü değişikliklerin gerekliliği konusunda Genel Kurul üyeleri arasında bir anlaşma olduğunu hatırlattı. Temmuz ayında Genel Kurul, temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrenin sadece ayrıcalıklı bir azınlık için değil, herkes için bir insan hakkı olduğunu onayladı. Toplantıya katılım sağlayan bakanları, küresel bir sera gazı izleme sistemi kurmakla başlayarak dönüşümü destekleyebilecek daha fazla somut eylemi düşünmeye çağırdı. Bu hareket İklim eylemini yönlendirmek için de kullanılabilir. WMO Genel Sekreter Yardımcısı […]
Su için Uyum ve Dayanıklılık için Eylemi BM İklim Değişikliği müzakerelerinde, suyun hem önemli bir iklim değişikliği sorunu hem de potansiyel bir çözüm için önemini yansıtan yeni bir Su için Uyum ve Dayanıklılık Eylemi (AWARE) girişimi başlatıldı. COP27 Başkanı olarak Mısır suyu birinci öncelik haline getirme taahhüdünün altını çizdi. COP27 Başkanlığı tarafından WMO’nun desteğiyle hazırlanan AWARE girişimi, 14 Kasım Su Günü’nde başlatıldı. Bu, birçok paydaşın ve BM kuruluşunun girdileriyle birlikte yapılan ortak bir çabadır. Mısır Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Hani Sewilam, COP’un gayrı resmi gündeminin bir parçası olarak su konusunun gündeme geldiğini söyledi. Dr Sewilam, “Küresel Su Krizi şu anda dünya çapında milyarlarca insanı etkiliyor ve artan talep, değişen su mevcudiyeti ve daha fazla uluslararası işbirliği gerektirirken, sel ve kuraklık etkilerinin artmasıyla durumun daha da kötüleşmesi bekleniyor” dedi. AWARE’nin üç temel amacı vardır: –Dünya çapında su kayıplarını azaltın ve su teminini iyileştirin-Karşılıklı olarak mutabık kalınan, işbirliğine dayalı suya uyum eylemini teşvik edin-Su arasındaki işbirliğini ve bağlantıları teşvik edin. “WMO, Herkes için Erken Uyarı ve Su ve İklim Koalisyonu’nu tamamlayıcı bir girişim olarak AWARE’yi destekliyor. WMO Genel Sekreter Yardımcısı Dr Elena Manaenkova, AWARE, Herkes İçin Erken Uyarılar’ı uygulamak için pratik bir araç olabilir. Su ve İklim Liderleri, iklime hazır bir […]
COP27: Tam bir enerji dönüşümüne ihtiyacımız var. Küresel enerji sisteminin fosil yakıtlardan tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarına dönüştürülmesi ihtiyacı, giderek artan tehlikeli iklim değişikliği etkilerini önlemek için kritik bir öneme sahiptir. Bunun için gerekli olan tüm teknoloji var ama ne yazık ki zaman bizden yana değil. Güvenilir hava, su ve iklim bilgilerine ve hizmetlerine erişim, enerji altyapısının dayanıklılığını güçlendirmek ve enerji geçişini desteklemek için giderek daha önemli hale gelecektir. Bunlar, 15 Kasım’daki BM iklim değişikliği müzakereleri COP27’deki Enerji Günü’nde Dünya Meteoroloji Teşkilatı’nın temel mesajıydı. WMO Genel Sekreter Yardımcısı Dr Elena Manaenlova, “Sera gazı konsantrasyonları rekor seviyelerde” dedi ve ekledi; “Tüm sektörlerde acil ve ciddi emisyon azaltımları olmadıkça, küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlamak imkansız olacaktır.” Dr Manaenkova, Küresel Enerji Bağlantısı Geliştirme ve İşbirliği Örgütü (GEIDCO) ile BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi standında düzenlenen bir etkinlikte, “Her sektörde 2030 yılına kadar emisyonları en az yarıya indirebilecek seçenekler mevcut” dedi. WMO’nun İklim Hizmetlerinin Durumu 2022 Enerji ile ilgili son raporu, Enerjinin, 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi ve iklim değişikliğine ilişkin Paris Anlaşması’na verdiğimiz yanıtın tam merkezinde olduğunu gösterdi. Enerji sektörünün küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık dörtte üçüne katkıda bulunduğu göz önüne alındığında, 2050 yılına kadar Net sıfıra ulaşmak için hızlı karbonsuzlaştırma hayati önem taşımaktadır. Hükümetler […]
COP27’de “Su konusunu ciddiye alın” uyarısı… İklim değişikliğinin etkileri su konusunda da hissediliyor Şarm El Şeyh, Mısır, 8 Kasım 2022 BM iklim müzakereleri COP27’deki Su ve İklim Liderleri panelinden yapılan ortak açıklamaya göre, “Kaybedecek zaman yok. Şimdi iklim eylemi için bir zorunluluk olarak su konusunda da ciddileşmenin zamanıdır” denildi. Açıklamada, devlet ve hükümet başkanlarına, suyun Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için “çözümün bir parçası” olduğu ve suyun genellikle bir sorun olarak görüldüğü mevcut parçalı yaklaşımı değiştirmek için daha entegre su ve iklim eylemi yapmaya çağırıyor. Su kaynaklarının daha iyi yönetilmesinin, suyla ilgili afetleri azaltmak, iklim uyumunu ve direncini güçlendirmek ve sera gazı emisyonlarını azaltmaya yardımcı olmak da dahil olmak üzere birçok faydası olacağını belirtiliyor. Durum acil çünkü; iklim değişikliğinin etkileri su üzerinde daha çok hissediliyor. COP27’deki Liderler Zirvesi sırasında; “Atmosfer, sanayi öncesi seviyelerin bir derece üzerinde ısınmaya geçtiğinde, deniz seviyeleri yükseldikçe ve kriyosfer eridikçe, iklim değişikliğinin etkileri daha önce hiç olmadığı kadar hissediliyor. Sonuç olarak ortaya çıkan sel, sıcak hava dalgaları, kuraklıklar, fırtınalar ve dünya çapındaki deniz seviyesinin yükselmesi, ısınma 1,5 derece ve ötesine doğru devam ettikçe giderek daha da kötüleşecek” denildi. Bu açıklama Su Güvenliği konulu üst düzey yuvarlak masa toplantısının hemen öncesinde yayınlandı. Mısır cumhurbaşkanlığı, “su ” konusunu Şarm […]
TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
Sevgili Meslektaşlarımız; Meteoroloji Genel Müdürlüğü merkez ve taşra teşkilatında istihdam edilmek üzere 2022-KPSS (B) grubu puan sıralaması esas alınmak suretiyle, yazılı ve sözlü sınav yapılmaksızın, en az 50 (elli) puan almış adaylar arasından sözleşmeli statüde olmak üzere 22 Mühendis (Meteoroloji Mühendisi) alımı yapacaktır. Başvurular, e-Devlet üzerinden Meteoroloji Genel Md. Kariyer Kapısı-Kamu İşe Alım ve Kariyer Kapısı (https://isealimkariyerkapisi.cbiko.gov.tr) adresinden 09/11/2022–18/11/2022 tarihleri arasında yapılabilecektir. TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
İklim değişikliği etkilerinde, rekor artışlarla en sıcak sekiz yıl… Deniz seviyesinin yükselmesi hızlanıyor, Avrupa buzullarının erimesi rekorlar kırıyor, aşırı hava koşulları yıkıma neden oluyor. Şarm El-Şeyh, Mısır 6 Kasım (WMO) Son sekiz yıl, sürekli artan sera gazı konsantrasyonları ve sera gazları kaynaklı en sıcak sekiz yıl olma yolunda hızla ilerliyor. Dünya Meteoroloji Teşkilatı’nın 2022’de Küresel İklimin Geçici Durum raporuna göre, aşırı sıcak hava dalgaları, kuraklık ve yıkıcı seller bu yıl milyonları etkiledi ve milyarlara mal oldu. İklim değişikliğinin belirgin işaretleri ve etkileri daha dramatik hale geliyor. Deniz seviyesindeki yükselme oranı 1993’ten bu yana ikiye katlandı. Ocak 2020’den bu yana yaklaşık 10 mm artarak bu yıl yeni bir rekor seviyeye ulaştı. Uydu ölçümlerinin yaklaşık 30 yıl önce başlamasından bu yana deniz seviyesindeki genel artışın yüzde 10’u son iki buçuk yılda meydana geldi. 2022, Avrupa Alpleri’ndeki buzullar üzerinde son derece olumsuz diyeceğimiz erime etkisi yarattı. Grönland buz tabakası arka arkaya 26. yıldır kütlesini kaybetti ve Eylül ayında ilk kez orada kar yerine yağmur yağdı.. 2022’deki küresel ortalama sıcaklığın şu anda 1850-1900 sanayi öncesi ortalamanın yaklaşık 1,15 [1,02 ila 1,28] °C üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Nadir olarak görülen bir şekilde art arda meydana gelen ardışık üçlü bir soğutma etkisi oluşturan La Niña, 2022’nin […]
WMO ( Dünya Meteoroloji Teşkilatı) ve WHO ( Dünya Sağlık Teşkilatı), İklim ve Sağlık (ClimaHealth) portalını başlattı Dünya Meteoroloji Teşkilatı ve Dünya Sağlık Teşkilatı Ortak Ofisleri tarafından iklim ve sağlık üzerine olmak üzere İklim ve sağlığa adanmış ilk küresel bilgi platformu – “ClimaHealth.info “- Wellcome Trust’ın desteğiyle başlatıldı . Bu platform ; İnsanları iklim değişikliğinin sağlık risklerinden ve diğer çevresel tehlikelerden korumak için eyleme dönüştürülebilir bilgilere yönelik artan çağrılara yanıt vermektedir. İklim ve sağlık ayrılmaz bir şekilde birbiri ile bağlantılıdır. İklim değişikliği, aşırı hava olayları ve çevresel bozulma, insan sağlığı ve refahı üzerinde temel bir etkiye sahiptir. Değişen koşullar nedeniyle insanlar ve canlılar her zamankinden daha fazla kalitesiz su ve hava kalitesinden bulaşıcı hastalıklara ve sıcaklık stresine kadar artan risklere maruz kalmaktadır. Bunun bilincinde olarak, WMO iklim ve sağlıkla ilgili faaliyetlerini daha da güçlendiriyor. Yakın tarihli Hizmetler Komisyonu toplantısında, iyileştirilmiş erken uyarıları, sıcak hava dalgaları ve sağlık için entegre kentsel hizmetler konusunda daha fazla eylemi benimseyen bir dizi karar kabul edildi. DSÖ’nün iklim değişikliği ve sağlık programı koordinatörü Diarmid Campbell-Lendrum, “İklim değişikliğinin insanları öldürdüğüne hiç şüphe yok. Bu, hayatta kalmak için ihtiyaç duyduğumuz temiz hava, güvenli su, yiyecek ve barınak gibi temel materyalleri etkiliyor. Daha da kötüsü; En kötü etkiler […]
ÖZET:Bilim insanlarının tozun iklimi nasıl etkilediğini anlamalarına yardımcı olmak için inşa ettikleri ” Dünya Yüzeyi Mineral Toz Kaynak Araştırması ” , aynı zamanda güçlü sera gazı emisyonlarını da belirleyebiliyor. Bu görüntü, NASA’nın Dünya Yüzeyi Mineral Toz Kaynağı Araştırma misyonunun Carlsbad, New Mexico’nun güneydoğusunda tespit ettiği 2 mil (3 kilometre) uzunluğunda bir metan bulutunu göstermektedir. Metan, atmosferdeki ısıyı tutmada karbondioksitten çok daha etkili olan güçlü bir sera gazıdır. Kaynak: NASA/JPL-Caltech NASA’nın Dünya Yüzeyi Mineral Toz Kaynağı Araştırması (EMIT) misyonu, gezegenin toz üreten çöllerindeki önemli mineralleri haritalıyor. Bu bilgiler havadaki tozun iklim üzerindeki etkilerine ilişkin anlayışımızı geliştirecek bilgilerdir. Ancak EMIT, önemli bir başka yeteneğini daha gösterdi: güçlü bir sera gazı olan metan varlığını tespit edebiliyor.. EMIT’in Temmuz ayında Uluslararası Uzay İstasyonuna kurulmasından bu yana topladığı verilerde, bilim ekibi Orta Asya, Orta Doğu ve Güneybatı Amerika Birleşik Devletleri’nde 50’den fazla “Süper Metan Yayıcı” tespit etti. Süper yayıcılar, tipik olarak fosil yakıt, atık veya tarım sektörlerinde yüksek oranlarda metan yayan tesisler, ekipman ve diğer altyapılardır. “Metan emisyonlarını dizginlemek, küresel ısınmayı sınırlamanın da önemli bir anahtarıdır. Bu heyecan verici yeni gelişme, araştırmacıların yalnızca metan sızıntılarının nereden geldiğini daha iyi belirlemelerine yardımcı olmakla kalmayacak, aynı zamanda nasıl hızlı bir şekilde ele alınabilecekleri konusunda fikir verecek.” Uluslararası […]
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte büyük Türk Milletinin kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin 99. yıl dönümünün heyecanını ve gururunu yaşamaktayız. Cumhuriyetimizin ilanının 99. yıl dönümü vesilesiyle, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, vatanımızın aziz topraklarını canları pahasına savunarak asil milletimizin küllerinden yeniden doğmasını sağlayan tüm şehit ve gazilerimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz. TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
Gezegenimiz için bir kötü haber daha: sera gazı seviyeleri yeni zirvelerine ulaştı WMO, ölçümlerin başlamasından bu yana metan konsantrasyonlarında en büyük artış kaydedildi. Cenevre/New York, 26 Ekim (WMO) – Dünya Meteoroloji Teşkilatı (WMO) yaptığı basın açıklaması ile ; iklim değişikliğinin en temel göstergelerinden olan üç ana sera gazı olarak bilinen karbondioksit, metan ve azot oksitin atmosferik seviyeleri 2021’de yeni rekor seviyelerine ulaştığını belirtti. WMO’nun Sera Gazı Bülteni, yaklaşık 40 yıl önce sistematik ölçümlerin başlaması ile birlikte ilk defa 2021’de metan konsantrasyonlarında yıldan yıla gözlenen en büyük sıçramanın kaydedildiğini ortaya koydu. Bu istisnai artışın nedeni henüz net değil, ancak hem biyolojik hem de insan kaynaklı süreçlerin bir sonucu olduğu söylenebilir. 2020’den 2021’e kadar karbondioksit seviyelerindeki meydana gelen artış, son on yılda ortalama yıllık büyüme oranından daha büyüktü. WMO’nun Küresel Atmosfer İzleme ağ istasyonlarından alınan ölçümler, bu seviyelerin 2022’de de tüm dünyada yükselmeye devam ettiğini göstermektedir. 1990 ve 2021 arasında, uzun ömürlü sera gazlarının iklimimiz üzerindeki ısınma etkisi (radyatif zorlama olarak da bilinir) yaklaşık %50 arttı ve bu artışın yaklaşık %80’ini karbondioksit kaynaklıdır.. 2021’deki karbondioksit konsantrasyonları milyonda 415.7 (ppm), metan milyarda 1908 (ppb) ve nitröz oksit (N2O) 334.5 ppb idi. Bu değerler, insan faaliyetleri ile birlikte atmosferdeki doğal dengenin bozulmaya başlanmasından önceki […]
BM, dünyanın yarısının afetlere hazırlıklı olmadığını açıkladı. Birleşmiş Milletler Afet Riskini Azaltma Ofisi (UNDRR) ve Dünya Meteoroloji Teşkilatı (WMO) tarafından hazırlanan yeni bir rapor, küresel olarak ülkelerin yarısının çoklu tehlike erken uyarı sistemleri tarafından korunmadığını ortaya koydu. Rakamlar, iklim değişikliğinin ön saflarında yer alan gelişmekte olan ülkeler için daha da kötü. En Az Gelişmiş Ülkelerin yarısından azı ve Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletlerinin yalnızca üçte biri çoklu tehlike erken uyarı sistemine sahip.. “ Erken Uyarı Sistemlerinin Küresel Durumu – Hedef G ” adlı rapor, yeni verileri analiz etmekte ve erken uyarı sistemlerinin olmadığı yada kapsamının sınırlı olduğu ülkelerde, erken uyarı sistemlerine sahip ülkelerden sekiz kat daha yüksek afet ölüm oranları olduğunu gösteriyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres bir video mesajında “Dünya, ön saflardakilerin hayatlarını ve geçim kaynaklarını korumaya maalesef yatırım yapmıyor, iklim krizine en az katkıda bulunanlar en yüksek bedeli ödüyor” dedi. Genel Sekreter, tüm ülkeleri erken uyarı sistemlerine yatırım yapmaya çağırdı, “Aşırı hava olayları elbette olacak. Ancak bunların ölümcül felaketlere dönüşmeleri gerekmiyor.” dedi Bay Guterres, WMO’dan önümüzdeki beş yıl içinde dünyadaki her insanın erken uyarı sistemleri tarafından korunmasını sağlamak için yeni eylemlere öncülük etmesini istedi. Erken uyarı sistemleri, fırtınalar, tsunamiler, kuraklıklar ve sıcak hava dalgaları dahil olmak üzere […]
İklim değişikliği enerji güvenliğini tehdit ediyor. Küresel sıcaklık artışını sınırlamak için temiz enerji kaynaklarından sağlanan elektrik üretiminin önümüzdeki sekiz yıl içinde en az iki katına çıkarılması gerekiyor. Dünya Meteoroloji Teşkilatı’nın (WMO) çok katılılmlı yeni bir raporuna göre; Bu artış sağlanamadığı takdirde , iklim değişikliği, daha aşırı hava olayları ve su stresi ile birlikte enerji güvenliğimizi tehdit etmesi ve hatta yenilenebilir enerji kaynaklarını da tehlikeye atması riski var. WMO’nun 26 farklı kuruluştan gelen girdileri içeren İklim Hizmetlerinin Durumu yıllık raporu, bu yıl enerjiye odaklandı. Çünkü Enerji ; sürdürülebilir kalkınma ve iklim değişikliği ile mücadele ve üzerinde yaşadığımız gezegenin sağlığına ilişkin uluslararası anlaşmaların anahtarını elinde tutuyor. Prof. Taalas.“Enerji sektörü, küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık dörtte üçünün kaynağıdır. Yirmi birinci yüzyılda çok daha fazla başarılı olmak istiyorsak, güneş, rüzgar ve hidroelektrik gibi temiz enerji üretim biçimlerine geçmek ve enerji verimliliğini artırmak zorunda olduğumuzu da unutmamalıyız. Hedef 2050’ye kadar net sıfır karbon. Ancak oraya varabilmek için önümüzdeki sekiz yıl içinde düşük emisyonlu elektrik üretimini de en az ikiye katlamak zorundayız. “dedi. Prof. Taalas “Zaman ne yazık ki bizden yana değil ve iklimimiz gözlerimizin önünde değişiyor. Bu yüzden küresel enerji sisteminin de tam bir dönüşümüne ihtiyacımız var” diyor Unutmamalıyız ki; Doğru ve Güvenilir hava, su […]
Yeni hazırlanan bir rapor, küresel iklim gözlemleri için öncelikleri ortaya koyuyor… Küresel İklim Gözlem Sistemi (GCOS) tarafından hazırlanan yeni bir raporda, mevcut iklim sistemimiz hakkında en gerekli temel bilgileri toplamak ve iklimin nasıl değiştiğine dair izleme ve toplumsal anlayışı geliştirmek için yapılması gereken acil eylemler özetleniyor. İklim gözlemleri artık hayati bir öneme sahiptir. Mevcut gözlemler, iklim değişikliğinin insan kaynaklı olarak meydana geldiğini kesin olarak ortaya koymaktadır. Oluşturulan projeksiyonlar iklim değişikliğine başarılı bir şekilde uyum sağlamak ve sera gazı emisyonlarını azaltmak için gerekenleri ortaya koymaktadır. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas ;”İklim değişikliğine uyum sağlamak veya iklim değişikliğini azaltmak için yapılan tüm başarılı eylemler, yalnızca küresel bir iklim gözlem sistemi tarafından sağlanabilecek sağlam ve doğru bilgilere dayanmalıdır. İklim değişikliğinin etkilerini planlamak ve azaltmak, gelecekteki riskleri tahmin etmek ve anlamak, savunmasız nüfusları ve altyapıları korumak , değişen iklim hakkında son derece detaylı küresel bilgi gerektiriyor. Küresel iklim izleme, atmosferden okyanuslara, kriyosferden biyosfere kadar tüm Dünya sistemini kapsamalı ve su döngüsü ile enerji ve sera gazı bütçelerini kapsamalıdır” dedi. WMO, GCOS’un ortak sponsorlarından biridir. GCOS düzenli olarak iklim gözlem sistemlerindeki ilerlemeyi ve karşılanamayan gereksinimleri değerlendiren durum raporları ve ardından iyileştirilmesi için eylemler öneren uygulama planları üretir. 2022 GCOS Uygulama Planı, Birleşmiş Milletler İklim […]
Küresel Okyanus Gözlem Sistemi raporu yayınlandı Yeni bir Okyanus Gözlem Sistemi Raporu – Küresel Okyanus Gözlem Sistemimizin (GOOS) durumu, kapasitesi ve değeri hakkında geniş bir fikir veren üst düzey bir yıllık rapor – yayınlandı. GOOS Okyanus Gözlem Sistemi Raporu, WMO, UNESCO Hükümetler arası Oşinografi Komisyonu (IOC-UNESCO) ve diğer GOOS ortakları, uzmanlar ile işbirliği içinde hazırlandı ve operasyonel merkezi Ocean ( OPS ) tarafından üretildi. Rapor; entegre bir gözlem ağının iklim, operasyonel hizmetler ve okyanus sağlığı gibi üç ana alanda topluma nasıl değer katılabileceğine odaklanıyor. Fiziksel, biyojeokimyasal ve ilk kez biyolojik gözlemlere atıfta bulunarak, okyanus gözlemlerinin durumu hakkında küresel bir görünümü ortaya koyuyor. Rapor aynı zamanda mevcut sistemi geliştirmek için ilerlemeyi, temel zorlukları ve fırsatları da tanımlıyor.. 2022 Rapor birkaç önemli alanı içermektedir. Küresel Okyanus Gözlem Sisteminin durumunun küresel görünümü,Daha doğru iklim modeli projeksiyonları oluşturabilmek için okyanusların karbon alımını izleme,İlerleyen kıyı su baskını tahminleri ve erken uyarılar,Fitoplankton gözlemleri ( besin ağlarındaki değişiklikleri ve deniz yaşamındaki değişimleri anlamak için hayati önem taşır),GOOS Ocean Decade Programları aracılığıyla yeni ülkelerin ve toplulukların sisteme katılımı,Okyanus gözlem ağının durumu Covid-19 Pandemisinin uzun vadeli etkilerine, gözlem ağının uygulanması ve sürdürülmesi için artan maliyetlere yol açan öngörülemeyen piyasa değişikliklerine rağmen, GOOS paydaşları pandemi öncesi gözlem seviyelerini eski haline […]
Fiona Kasırgası Porto Riko’yu etkisi altına alırken, Tayfun Nandamol ise Japonya’ya ulaştı Fiona Kasırgası Porto Riko’yu etkisi altına aldı. Bir Kuzey Atlantik kasırgası ve bir Batı Pasifik tayfunu, aynı hafta sonu büyük etkiler getirerek, dünya çapında erken uyarı sistemlerinin önemini bir kez daha ortaya koydu. Eylül ayı aynı zamanda, Atlantik ve Batı Pasifik siklon mevsiminin de zirvesidir. Geçen hafta sonu özellikle hareketli geçti. 18 Eylül Pazar günü Amerika’nın Porto Riko adasını vuran Fiona Kasırgası şiddetli yağışlar meydana getirdi. Yağışlar; elektrik kesintileri de dahil olmak üzere “önemli ölçüde” hasara neden oldu. Kasırga aynı zamanda özellikle heyelanlara oluşturdu, ağaçları ve elektrik hatlarını devirdi, yolları geçilmez hale getirdi ve dağlık bir bölgede bir köprünün çökmesine neden oldu. Fiona, saatte 140 km’ye kadar esen rüzgarlar oluşturdu. Porto Riko’da gece boyunca sağanak yağışlar bekleniyordu ancak “hayatı tehdit eden feci sel ile birlikte çamur ve toprak kaymaları” oluştu. Bölgesel İhtisas Meteoroloji Merkezi (RSMC) Miami Hurricane Center’ı da uyardı. Fiona nedeniyle, Dominik Cumhuriyeti ve adanın doğu kesiminde “hayatı tehdit eden ani ve kentsel sel” meydana gelmesi muhtemel. Pazar günü tropik bir fırtınadan Kategori 1 kasırgasına yükselen alçak basınç merkezinin , kuzeye Atlantik Okyanusu’na doğru ilerlemeden önce NHC’ye göre güçlenmesi ve “48 saat içinde önemli hale gelmesi” bekleniyor. […]
İklim değişikliği muhtemelen Pakistan’da meydana gelen yoğun yağışları artırdı. World Weather Attribution grubunun bir parçası olan ve önde gelen iklim bilimcilerinden oluşan uluslararası bir ekip tarafından yapılan hızlı ilişkilendirme analizine göre, çok büyük bir olasılıkla insan kaynaklı iklim değişikliği, Pakistan’ın büyük bölümlerini sular altında bırakan yoğun yağışları daha da artırdı. Bölgede aşırı yağışlar %50-75 oranında arttı. Bu duruma göre bazı iklim modelleri, bu artışın tamamen insan kaynaklı iklim değişikliğinden kaynaklanabileceğini öne sürüyor, ancak sonuçlarda halen tartışmalar ve önemli belirsizlikler var. Pakistan Hükümeti, ülke genelinde yaklaşık 33 milyon insanın yağmur, sel ve toprak kayması gibi olaylardan etkilendiğini, en az 1.100 kişinin öldüğünü ve altyapı, ev, tarım arazisi ve hayvancılığın ciddi ölçüde tahrip olduğunu açıkladı. Ülkenin barajları üzerindeki büyük baskı oluşumu nedeniyle sel seviyeleri ve olayları artmaya devam ettikçe insani ve sosyo-ekonomik zararların daha da artması bekleniyor. Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), muson yağışları nedeniyle oluşan sellerin kurbanlarına yardım etmek için 30 Ağustos’ta 160,3 milyon ABD doları tutarında flaş bir çağrı başlattı. Pakistan hükümeti 70’den fazla yerleşim merkezini “felaketin vurduğu” ilan etti. BM Sekreteri Antonio Guterres 9-10 Eylül’de ülkeye yaptığı ziyarette, “Bizler, hepimiz olağanüstü yıkımın medyaya yansıyan görüntülerini gördük. Köyleri, yolları, köprüleri ve yoluna çıkan her şeyi tahrip eden suyun […]
United in Science: Yanlış yöne gidiyoruz. Hazırlanan en son rapor; sera gazları, küresel sıcaklıklar, iklim tahminleri ve taşma noktaları, kentsel iklim değişikliği, aşırı hava etkileri ve erken uyarılara odaklanıyor, Cenevre, 13 Eylül 2022 (WMO) – İklim bilimi son derece açık: Dünya Meteoroloji Teşkilatı (WMO) tarafından koordine edilen ve “olması gerekenler ile gerçeklik ” arasındaki büyük uçurumu vurgulayan yeni bir çok kurumlu rapora göre, tamamen yanlış yöne gidiyoruz. Rapor çok daha iddialı eylemler olmadan, iklim değişikliğinin fiziksel ve sosyoekonomik etkilerinin giderek daha yıkıcı olacağı konusunda uyarıyor. United in Science adlı rapor, sera gazı konsantrasyonlarının rekor seviyelere yükselmeye devam ettiğini gösteriyor. Fosil yakıt emisyon oranları, karantinalar nedeniyle geçici bir düşüşün ardından artık pandemi öncesi seviyelerin daha da üzerinde. Paris Anlaşması’nın 1,5 °C hedefine uygun olması için 2030 için emisyon azaltma taahhütlerinin yedi kat daha yüksek olması gerekiyor. Son yedi yıl, dünyamızın kaydedilen en sıcak yılları oldu. Önümüzdeki 5 yıl içinde en az bir yıl boyunca yıllık ortalama sıcaklığın geçici olarak 1850-1900 ortalamasından 1,5°C daha yüksek olma olasılığı %48’dir. Küresel ısınma arttıkça, iklim sistemindeki “devrilme noktaları” kesinlikle göz ardı edilemez. Milyarlarca insana ev sahipliği yapan ve insan kaynaklı emisyonların %70’inden doğrudan sorumlu olan şehirler ve metropoller artan sosyo-ekonomik etkilerle karşı karşıya kalacak. Bu […]
Avrupa, kayıtlara geçen en sıcak yaz mevsimini yaşadı. Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi tarafından işletilen ,AB’nin Copernicus İklim Değişikliği Servisi’ne (C3S) göre, Avrupa rekor düzeydeki en sıcak yaz mevsimi ile birlikte en sıcak Ağustos ayını da yaşadı. ECMWF veri kümeleri, WMO’nun İklim Durumu raporlarına kaynak olmaktadır. Ağustos ayı sıcaklığı, Ağustos 2018’in 0,8°C üzerindeydi ve yaz, Haziran-Ağustos 2021’den 0,4°C daha sıcaktı. Avrupa’daki sıcak hava dalgalarına ek olarak, üç yaz ayı boyunca Çin’in orta ve doğusu üzerinde de sıcak hava dalgaları vardı. Fransa tarihin en sıcak ikinci yazını (2003’ten sonra) yaşadı. İngiltere, ortalama sıcaklık açısından 2018 ile aynı olan en sıcak yazını yaşadı. Copernicus Atmosphere Monitoring Service’e göre, bu yaz Avrupa genelinde yıkıcı orman yangınları yaşandı ve bu yangınlar 2007’den bu yana en yüksek emisyona neden oldu. Batı Avrupa’da Ağustos ayının sıcak hava dalgasının uzun süreli kuru koşullarla birleşmesi, orman yangını oluşumu, yoğunluğunun ve kalıcılığının artmasına neden oldu. Copernicus İklim Değişikliği Servisi’ne göre, geçtiğimiz Ağustos ayı küresel olarak kaydedilen en sıcak üçüncü Ağustos oldu. Çin’in büyük bir kısmı, ortalamanın çok üzerinde sıcaklıklar yaşadı. Sıcak hava dalgası koşulları, kuraklıktan etkilenen Sichuan Havzasında özellikle şiddetliydi. Kanada ve ABD’nin batı bölgeleri de alışılmadık derecede yüksek sıcaklıklar yaşadı. Antarktika, genellikle olduğu gibi, kıtanın üzerine ve […]
WMO Hava Kalitesi ve İklim Bülteninde, Orman Yangınlarının etkisi vurgulandı Kirlilik ve iklim değişikliğinden kaynaklanan “iklim cezası” riski artıyor. Sıcak hava dalgalarının sıklığı, yoğunluğu ve süresinde beklenen artış ve buna bağlı olarak bu yüzyılda gerçekleşen orman yangınlarındaki artış, hava kalitesini kötüleştirerek insan sağlığına ve ekosistemlere ciddi zarar verebilir. Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) yeni raporuna göre, kirlilik ve iklim değişikliği arasındaki etkileşim yüz milyonlarca insan için ek bir “iklim cezası” riskini de beraberinde getirecek. WMO Yıllık Hava Kalitesi ve İklim Bülteni, hava kalitesinin durumu ve iklim değişikliği ile yakın bağlantıları hakkında raporları içeriyor. Aynı zamanda yüksek ve düşük sera gazı emisyonu senaryoları altında bir dizi olası hava kalitesi sonucunu da araştırıyor. WMO Hava Kalitesi ve İklim Bülteni 2022, özellikle 2021’deki orman yangınlarının kaynaklanan dumanların etkisine odaklanıyor. 2020’de olduğu gibi, sıcak ve kuru koşullar, orman yangınlarının Kuzey Amerika’nın batısı ve Sibirya’da yayılmasını şiddetlendirdi. Bu yangınlardan kaynaklanan küçük partiküllerin (PM2.5) sağlığa zararlı düzeylerde yaygın artışlarına neden oldu. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, “Dünya ısındıkça, düşük emisyon senaryosu altında bile orman yangınlarının ve buna bağlı hava kirliliğinin artması bekleniyor. İnsan sağlığına etkilerine ek olarak, hava kirleticileri atmosferden Dünya yüzeyine yayıldığı için ekosistemleri de aynı şekilde etkileyecektir” diyor. Prof. Taalas, “Bu durumu bu yıl […]
WMO, yüzyılın ilk ” ardışık üçüncü ” La Niña’sının gerçekleşeceğini tahmin ediyor. Cenevre, 31 Ağustos 2022 Dünya Meteoroloji Örgütü’nün yeni bir Güncellemesine göre; Uzun süren La Niña etkinliğinin en azından yıl sonuna kadar sürmesi ve bu yüzyılın arka arkaya üç kuzey yarım küre kışını (güney yarım küre yazları) kapsayan ilk ” ardışık üçüncü” La Niña’sı olması muhtemeldir. WMO El Niño/La Niña Güncellemesine göre; mevcut La Niña’nın önümüzdeki altı ay boyunca devam etmesi beklenmektedir. Bu beklentide Eylül-Kasım 2022’de % 70’lik bir ihtimal ile, daha sonra azalarak Aralık-Şubat 2022/2023’te kademeli olarak %55 ihtimale düşeceği tahmin edilmektedir. Hatırlanacağı gibi La Niña etkisi Eylül 2020’de başladı. Tropikal Pasifik’teki La Niña koşulları, 2022 Temmuz ortasından Ağustos ortasına kadar yoğunlaşan ticaret rüzgarları, sıcaklık ve yağış modellerini etkileyerek ve dünyanın farklı bölgelerinde kuraklık ve sel baskınlarını artırdıkça güçlendi. La Niña, orta ve doğu ekvator Pasifik Okyanusu’ndaki okyanus yüzey sıcaklıklarının, rüzgarlar, basınç ve yağış gibi tropikal atmosferik dolaşımdaki değişikliklerle birleştiğinde büyük ölçekli soğumasını ifade eder. Genellikle El Niño Güney Salınımının (ENSO) sıcak aşaması olan El Nino gibi hava ve iklim üzerinde ters etkileri vardır. Ancak, doğal olarak meydana gelen tüm iklim olayları artık küresel sıcaklıkları artıran, aşırı hava ve iklimi şiddetlendiren ve mevsimsel yağış ve sıcaklık modellerini de […]
Pakistan Sel Felaketi Yaşıyor Pakistan, ülke tarihinin en kötü sel olaylarından biriyle karşı karşıya. Hükümet, ülke genelinde yaklaşık 33 milyon insanın yağmur, sel ve toprak kayması gibi meteorolojik karakterli doğal afetlerden etkilendiğini, en az 1.100 kişinin öldüğünü açıkladı. Ülkede ciddi anlamda altyapı, ev, tarım arazisi ve hayvancılığın tahrip olduğunu tahmin ediyor. Sellerin etkilediği alanlar artmaya devam ettikçe insani ve sosyo-ekonomik zararların da artması bekleniyor. Birleşmiş Milletler, İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA), Muson yağışlarından kaynaklı sellerin kurbanlarına yardım etmek için 30 Ağustos’ta 160,3 milyon ABD doları tutarında flaş bir çağrı başlattı. Pakistan hükümeti tarafından bugüne kadar, 72 yerleşim alanı “felaket bölgesi” olarak ilan edildi ve bu sayı her geçen gün daha da artıyor. 27 Ağustos itibariyle, ülkedeki yağış miktarı, ülkenin 30 yıllık ortalamasının 2,9 katına eşdeğerdi. Pakistan Meteoroloji Departmanı, ilgili ulusal paydaşlara ve yerel nüfusa yaymak için ulusal ve bölgesel analizlere ek olarak WMO Flaş Sel Rehberlik Sistemi uyarı ürünlerini kullanarak yağış, sel ve toprak kaymaları hakkında tekrarlanan doğru uyarılar yayınladı. Ulusal Afet Yönetim Otoritesi de nehir taşkınları hakkında düzenli güncellemeler yayınlamaktadır. Bu uyarılar olmasaydı, ölü sayısı büyük olasılıkla daha da yüksek olacaktı. WMO ayrıca insani yardım sektörüne brifingler ve tahminler de sağladı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres bir video mesajında, […]
TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
Büyük Afrika Boynuzu, 5. defa yağışsız bir mevsimle karşı karşıya. Afrika Boynuzunun kuraklık yaşayan bölgeleri, halen milyonlarca insanı etkilemekte olan krizi daha da kötüleştirecek. Afrika boynuzu art arda beşinci yağışsız mevsimine hazırlanıyor. Afrika Boynuzu Mevsimsel İklim Görünümü Forumu’nda yayınlanan Ekim-Aralık dönemi tahminleri, bölgenin çoğu yerinde ortalama koşullardan daha yüksek oranda kuraklık olasılığını göstermektedir. Özellikle Etiyopya, Kenya ve Somali’nin kuraklıktan etkilenen bölgelerinin yıl sonuna kadar ortalama yağış miktarlarının önemli ölçüde daha altında kalması bekleniyor. “Bölgedeki milyonlarca insan 40 yılın en uzun kuraklığını yaşarken, kötü haberin taşıyıcısı olmak beni üzüyor. Ne yazık ki, modellerimiz Afrika Boynuzu’nda art arda 5. normallerin altında kalacak yağışsız bir mevsime daha girdiğimizi gösteriyor. Modellerin yanılma payı ise son derece zayıf. Etiyopya, Kenya ve Somali’de eşi görülmemiş bir insani felaketin eşiğindeyiz” dedi. Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi (IGAD) Genel Sekreteri Dr. Workneh Gebeyehu tarafından durumun ciddiyeti tekrar vurgulandı. Dr. Workneh Gebeyehu ” Ulusal hükümetlere, bağışçılara, insani yardım kuruluşlarına ve kalkınma aktörlerine, pişmanlık duymayan bir strateji benimsemeleri ve bu krizin en kötüsünü atlatmamıza yardım etmeleri için çağrımızı ciddiyetle yeniliyorum.“dedi Ekim-Aralık mevsimi, Afrika Boynuzu’nun ekvator bölgelerinde, özellikle doğu Kenya’da, yıllık toplam yağışın % 70’ine kadar katkıda bulunur. ICPAC’ın tahminine göre, yağışlı mevsimin başlaması bölgenin doğu bölgelerinin çoğunda henüz söz konusu değil. […]
Çin’de yaşanan extrem hava koşulları, iklim değişikliğinin etkilerini ve erken uyarı sistemlerine olan ihtiyacını vurguluyor. Extrem hava koşulları – rekor kıran sıcak hava dalgaları, şiddetli kuraklık ve ölümlere yol açan şiddetli yağışlar – Haziran ayından bu yana Çin’i ciddi olarak hırpaladı. Avrupa’da olduğu gibi Çin’de de extremlerin yaşandığı bir yaz mevsimi, WMO topluluğunun Erken Uyarı ve Erken Eylem taahhüdünün önemini ortaya koydu. Önümüzdeki beş yıl içinde Herkes için Erken Uyarı imkanlarını sağlamak için devam eden kampanyaya duyulan ihtiyacı da güçlendirdi. Aşırı hava koşullarının yüksek sosyo-ekonomik ve çevresel maliyeti, dünyanın en kalabalık ulusunun iklim değişikliği etkilerine karşı savunmasızlığını ve sera gazı emisyonlarını azaltmak için acil eylem planlarına olan ihtiyacı da ortaya çıkardı. WMO Genel Sekreter Yardımcısı Dr Wenjian Zhang “Çin’deki hava koşullarının ve iklim durumunun şiddetli ve karmaşık olduğunu söyledi. Güney Bölgelerde aşırı sıcaklık ve kuraklık yaşanırken kuzeyde yüksek yağışlar kaydedildi. Bu durum İklim değişikliğinin etkilerini açıkça ortaya koymaktadır dedi .” Sıcak Hava Dalgası Çin Meteoroloji İdaresi’ne göre, Çin’in güneyinde 13 Haziran’da başlayan bölgesel sıcak hava dalgası, bu bölgede tam meteorolojik gözlem kayıtlarının tutulmaya başladığı 1961’den bu güne kadar yoğunluk, etki, ölçek ve süre açısından yaşanan, en güçlü sıcak hava dalgası olarak kayıtlara geçti. Sıcak hava dalgası 15 Ağustos’a kadar, 2013 […]
Gençler iklim ve su eylemlerini yönlendiriyor. Asya ve Pasifik bölgesinden 1.000’den fazla genç lider, Filipinler’de WMO’nun ortak sponsorluğunda düzenlenen ve gençlerin küresel su ve iklim sorunlarına yönelik katılımını artırmayı amaçlayan uluslar arası bir konferansta bir araya geldi. Nesiller Arası Dayanışma: Her Yaş İçin Bir Dünya Yaratmak temasıyla düzenlenen etkinlik , 12 Ağustos’ta düzenlenen Uluslararası Gençlik Günü’nün hemen arifesinde gerçekleşti. İklim değişikliği ve her geçen yıl daha fazla meydana gelen aşırı hava olayları, günümüz gençliğinin ebeveynlerinin yaşadığından farklı bir dünyada büyüyeceği anlamına da geliyor. Gençler, İklim Eyleminin merkezinde yer alır ve WMO, iklim değişikliğini hafifletmek ve buna uyum sağlamak için inovasyonu , ilhamı yönlendirmek ve yönetebilmek için Bilim İnsanları ve gençlik temsilcileriyle yakın bir şekilde çalışır. Bu ruhla, WMO ve BM Uluslar arası Su ve İklim Federasyonu (UN1FY), 9-13 Ağustos tarihleri arasında Filipinler’deki Ormoc ve Baybay şehir yönetimlerinin ev sahipliğinde düzenlenen Asya ve Pasifik Bölgesel Gençlik – 2022 Konferansı’nı düzenledi. WMO Hizmetleri Direktörü Dr Johann Stander, dünya liderlerinin ve politikacılarının, WMO’nun öncülük ettiği Su ve İklim Koalisyonu gibi girişimlere katılım da dahil olmak üzere gençleri ciddi şekilde dinlediklerini söyledi. Dr Stander konferansta yaptığı açıklamada, “Her bireyin kendi içinde sahip olduğu entelektüel bilgiyi bir şekilde kullanabiliriz, yapmamız gereken onları dinlemek ve onlarla […]
Dünyamız “kayıt altına alınmış en sıcak üç Temmuz ayından birini” yaşadı. 2022 Temmuz ayı ; Avrupa’nın bazı bölgelerini etkileyen uzun süreli ve yoğun sıcak hava dalgaları ile birlikte, dünyanın en sıcak üç Temmuz ayından birini yaşadı. Avrupa’nın Copernicus İklim Değişikliği Servisi’ne göre, Antarktika deniz buzu seviyesi Temmuz ayı için kaydedilen en düşük seviyeydi. 2022 Temmuz ayı, bazı ülkelerde kırılan düşük yağış rekorları ile yerel ekonomileri, tarımı olumsuz etkiledi. Aynı şekilde orman yangını riskini de artırmasıyla Avrupa’nın çoğu için ortalamadan çok daha kurak geçti. Bu alışılmadık derecede sıcak ve kuru hava koşulları Ağustos ayında da devam ediyor. Bildiğiniz gibi; Avrupa Orta Vadeli Hava Tahminleri Merkezi (ECMWF) tarafından yürütülen Copernicus İklim Değişikliği Servisi, küresel yüzey hava sıcaklığı, deniz buzu örtüsü ve hidrolojik değişkenlerde gözlenen değişiklikleri raporlayan aylık iklim bültenleri yayınlamaktadır. WMO ise , Küresel İklim Durumu raporları için ECMWF’den gelen verileri ve diğer uluslar arası kabul görmüş veri kümelerini kullanmaktadır.. Temmuz 2022 yüzey hava sıcaklığı: 1991-2020 referans dönemine göre ; Küresel olarak Temmuz 2022 ayı, ortalamaların 0,4°C daha üzerinde gerçekleşti. Temmuz 2019’dan marjinal olarak biraz daha düşük fakat Temmuz 2016’dan marjinal olarak biraz daha sıcak olan 2022 Temmuz ayı rekoru en sıcak üç Temmuz’dan biri olarak kayıtlara geçti. Kuzey yarımküre kara kütleleri […]
Doğu Akdeniz’de bir toz bulutu Yunanistan, Türkiye ve Kıbrıs’ın bazı bölgelerini kaplıyor. Bu görüntü Haziran 2020 tarihine ait bir görüntüdür. Kontrastı iyileştirmek için işlenmiş ve iyileştirilmiştir. NASA’nın EMIT misyonu, bilim insanlarının havadaki tozun iklimi nasıl etkilediğini daha iyi anlamalarına yardımcı olacaktır. Kaynak: NASA Her yıl, kuvvetli rüzgarlar, Dünya’nın çöllerinden ve diğer kuru bölgelerden atmosfere bir milyar metrik tondan fazla veya diğer bir ifade ile 10.000 uçak gemisinin ağırlığında mineral tozu taşır. Bilim insanları tozun çevreyi ve iklimi etkilediğini bilse de, bu etkilerin neler olduğunu veya gelecekte daha fazla olarak neler olabileceğini ayrıntılı olarak belirlemek için yeterli veriye sahip değildirler. En azından şimdilik . 14 Temmuz Perşembe günü saat 20:44’te bir SpaceX Dragon uzay aracında Uluslararası Uzay İstasyonuna fırlatılacak. NASA’nın Dünya Yüzeyi Mineral Toz Kaynağı Araştırması (EMIT) aracı olan EDT (17:44 PDT), bu bilgi boşluklarını doldurmaya yardımcı olacaktır. Ajansın Güney Kaliforniya’daki Jet Propulsion Laboratuvarı tarafından geliştirilen EMIT’in son teknoloji görüntüleme spektrometresi, bir yıl boyunca dünya çapında bir milyardan fazla toz kaynağı bileşimi ölçümü toplayacak ve bunu yaparken de önemli ölçüde bilim insanlarının, tozun Dünya sistemi üzerindeki etkisini anlamalarını geliştirecektir TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI KAYNAK: NASA
WMO Genel Sekreteri, “Bu sıcak hava dalgası yeni normal” diyor Bu Salı gününden itibaren, Avrupa kıtasında yaşanan yaygın aşırı sıcaklıklar, orman yangınları ve sağlık sistemi üzerindeki stres ile Birleşik Krallık’ta 40.3°C’lik bir rekor kaydedildi. WMO Genel Sekreteri Petteri Taalas, “Birleşik Krallık’ta tüm zamanların rekorunu kırdık” dedi. “İklim değişikliği nedeniyle sıcak hava dalgaları daha sık yaşanacak. Bunun nedenleri IPCC tarafından açıkça gösterilmiştir”. Kararlı yüksek basınçlar ve dolayısıyla sıcak hava dalgası birkaç gün daha etkisini sürdürecek. Bu Salı, Fransa’da şimdiye kadar yılın en sıcak günü olması bekleniyordu. Météo France’a göre, beklenen sıcaklıklar 36°C ile 40°C arasında değişiyor ve ülkenin neredeyse tüm bölgeleri sıcak hava dalgası alarmında. WMO Uygulamalı İklim Hizmetleri şefi Bob Stefanski, “Sıcak hava dalgası, Batı Avrupa’nın çoğunda devam eden yüksek sıcaklıklarla en azından önümüzdeki haftanın ortasına kadar devam edecek” dedi. “Meteorolojik olarak belirlenen yaz aylarında 40 günden fazla bir süre sıcak hava dalgası alarmı verilmesi endişe verici.” Avrupa’da şimdiye kadar kaydedilen en yüksek sıcaklık 48°C idi (Yunanistan, 1977). 2021’de (Sicilya’da 48.8°C) olarak ölçülen bu değer WMO tarafından inceleniyor ve henüz onaylanmamış bir değer. Yeni normal “Gelecekte, bu tür sıcak hava dalgaları normal olacak. Çok daha güçlü uç noktalar göreceğiz. Atmosfere o kadar çok karbondioksit pompaladık ki, bu olumsuz eğilim onlarca […]
Bildiğiniz gibi oldukça yavaş hareket eden yüksek basınçlı bir bölge, uzun zamandır Kuzey Afrika’dan batı ve orta Avrupa’nın bazı bölgelerine sıcak hava taşıdı ve hala da taşımaya devam ediyor. Sıcak hava kuzeye doğru hareketine devam etti, önce Portekiz, İspanya, Fransa ve son olarak da İngiltere’yi etkiledi. Hafta içinde Benelüks ülkeleri ile Batı Almanya, İsviçre ve Kuzey İtalya’ya ulaşması beklenmektedir. Bu hafta sıcak hava dalgası yaşanan yerlerde yerel/bölgesel sıcaklık rekorlarının kırılması bekleniyor. Peki ülkemiz için nasıl bir durum olacak. Bunun için ECMWF ( Avrupa Orta Vadeli tahmin Merkezi) nin tahminlerine bakalım. Sıcak Hava dalgasından etkilenen ülkelerin her birinin ulusal meteoroloji servisleri gerekli bilgi ve uyarıların yapılmasından ve yayınlanmasından sorumludur. Aşağıdaki açıklamalar ECMWF den alınmış ve sadece mevcut duruma genel bir bakış sağlamayı amaçlamaktadır. 20 Temmuz 00.00 GMT 500 hPa jeopotansiyel yükseklik (konturlar) ve 850 hPa sıcaklık 20 Temmuz 12.00 GMT 500 hPa jeopotansiyel yükseklik (konturlar) ve 850 hPa sıcaklık 21 Temmuz 00.00 GMT 500 hPa jeopotansiyel yükseklik (konturlar) ve 850 hPa sıcaklık 21 Temmuz 12.00 GMT 500 hPa jeopotansiyel yükseklik (konturlar) ve 850 hPa sıcaklık 22 Temmuz 00.00 GMT 500 hPa jeopotansiyel yükseklik (konturlar) ve 850 hPa sıcaklık 22Temmuz 12.00 GMT 500 hPa jeopotansiyel yükseklik (konturlar) ve 850 hPa sıcaklık 23 […]
18 Temmuz 2022 Avrupa sıcak hava dalgası güncellemesi. Bu harita, 18 Temmuz 2022’de 00 UTC’den itibaren 18 saatlik 500 hPa jeopotansiyel yükseklik (konturlar) ve 850 hPa sıcaklık tahminini göstermektedir. Bir sıcak hava dalgası şu anda Avrupa’nın büyük bir kısmını farklı ölçeklerde ama yine de çok yüksek yoğunluk seviyelerinde etkiliyor. Etkilenen ülkelerin her birinin ulusal meteoroloji servisleri kendi ülkeleri için gerekli bilgi ve uyarıların yayınlanmasından sorumludur. Aşağıdaki açıklama sadece mevcut duruma genel bir bakış sağlamayı amaçlamaktadır. Yavaş hareket eden yüksek basınçlı bir bölge, Kuzey Afrika’dan batı ve orta Avrupa’nın bazı bölgelerine sıcak hava taşıdı ve hala da taşımaya devam ediyor. Sıcak hava kuzeye doğru hareket ediyor, önce Portekiz, İspanya, Fransa, şimdi de Birleşik Krallık’ı etkiliyor. Yakında Benelüks ülkeleri ile batı Almanya, İsviçre ve kuzey İtalya’ya ulaşacak.. Bu hafta boyunca etkilenen alanlarda yerel/bölgesel sıcaklık rekorlarının kırılması beklenmektedir. Bu alanların çoğunda son birkaç haftadaki gözlenen düşük yağış oranlarının da etkisi ile birlikte, İber Yarımadası ve Fransa’da da gözlemlendiği gibi yüksek bir orman yangını riskine yol açmıştır. ve açmaya devam etmektedir. Sıcak hava dalgası ayrıca çok yüksek ozon seviyeleri ile de ilişkilidir. Söz konusu sıcak hava dalgası en az üç hafta önceden tahmin edildi, ancak geçen haftaya kadar sıcak hava dalgasının kapsamı ve şiddeti […]
WMO’nun sıcak hava dalgalarını adlandırmak için acil bir planı yok Dünya Meteoroloji Teşkilatı ve Üyelerinin en büyük önceliği, doğru tahminler ve erken uyarılarla hayat kurtarmaktır. Bunun son yıllardaki çok başarılı bir örneği, meteoroloji, sağlık, afet yönetimi ve bilimsel topluluklar arasındaki güçlü işbirlikleri ile desteklenen Sıcaklık-Sağlık Erken Uyarıları ve Sıcaklık Eylem planlarındaki iyileştirmelerdir. WMO, sıcak hava dalgası sıralama ve adlandırma sistemlerinin geliştirilmesine yönelik mevcut ilginin ve talebin farkındadır. Birleşmiş Milletlerin Hava, iklim ve sudan sorumlu uzman kuruluşu olarak WMO, küresel olarak tanınan extrem hava durumu adlandırma sözleşmelerini koordine etmede liderlik rolü üstlenir. WMO Hizmetleri Komisyonu bu nedenle şu anda sıcak hava dalgalarını adlandırmanın avantajlarını ve dezavantajlarını değerlendirmektedir.. Şu anda, sıcak hava dalgası olaylarının adlandırılması veya adlandırılmasını koordine etmek için üzerinde anlaşmaya varılmış bir uluslar arası sistem veya protokol bulunmamaktadır. Tropikal siklonlar da dahil olmak üzere farklı türdeki fırtınaların risk yönetimini desteklemek için uluslar arası ve bölgesel adlandırma protokolleri kullanılır. Yanlış adlandırmayı önlemek ve sınır aşan veya bölgesel ölçekli olayların adlandırılmasını koordine etmek için fırtına adlandırma protokolleri ve üzerinde anlaşmaya varılmış hükümetler arası koordinasyon mekanizmaları gereklidir. Bununla birlikte, tropikal siklon olayları için oluşturulanlar, mutlaka sıcak hava dalgalarına kolayca dönüşmeyebilir. Fırtınaların ve sıcak hava dalgalarının fiziksel yapısındaki ve etkilerindeki önemli farklılıklar nedeniyle, bir […]
İngiltere, Yüksek hava sıcaklıklarına karşı Batı Avrupa’da ilk “Kırmızı ” uyarı yayınlayan ülke oldu. İngiltere’de ilk kez 40°C’lik sıcaklıklar tahmin edildi ve Met Office, olağanüstü sıcaklık için ilk Kırmızı uyarıyı yayınladı. Portekiz, İspanya ve Fransa’da sıcaklıklar 46 santigrat derece civarındaki değerlere ulaştı. Olağanüstü sıcaklıkların bu hafta başlarında İngiltere’nin büyük bir bölümünü etkilemesi bekleniyor. Hava sıcaklıkları bazı yerlerde 30’lar , hatta 40°C’ ler civarında olacak. Kırmızı Uyarı (Red Extreme Sıcaklık) ulusal düzeyde olmak üzere , İngiltere’nin orta, kuzey, doğu ve güneydoğu bölgeleri için Pazartesi ve Salı (18 ve 19 Temmuz) günlerini kapsayacak. Met Office Baş Meteoroloğu Paul Gundersen, “Önümüzdeki haftanın başlarında, Pazartesi günü kırmızı uyarı bölgesinde oldukça geniş bir alana yayılan olağanüstü, belki de rekor kıran sıcaklıklar gözlememiz muhtemel. Salı günü biraz daha doğu ve kuzeye odaklanacak.. Şu anda 40°C’nin üzerindeki sıcaklıkları görme şansımız %50 ve yeni maksimum sıcaklıklara ulaşmamız ise %80 ihtimal ” dedi. “Gecelerin, özellikle kentsel alanlarda, son derece yüksek sıcaklıklarda olması muhtemeldir. Bunun insanlar ve altyapı üzerinde yaygın olumsuz etkilere yol açması muhtemeldir. Bu nedenle, insanların sıcağı planlamaları ve günlük yaşam rutinlerini değiştirmeyi düşünmeleri önemlidir. Bu sıcaklık seviyesinin sağlık üzerinde olumsuz etkileri olabilir.” Uyarı seviyesinin kırmızıya yükseltilmesi, Birleşik Krallık Sağlık Güvenliği Ajansı tarafından İngiltere için mevcut Sıcaklık Sağlığı […]
Ortalamadan daha sıcak. Ama ortalama nedir? WMO bilim insanları İngiltere’nin Met Office tarafından yayınlanan bir blog yazısında küresel iklim izlemenin önemini ve karar vermedeki değerini açıkladı.. Yaz sıcaklarını yoğun olarak yaşadığımız bu günlerde özellikle, Avrupa’nın pek çok bölgesinde hava sıcaklıklarının ortalamalardan daha sıcak olduğu konusunda çok şey konuşuluyor. Peki o zaman ortalama nedir? Tamam biraz karmaşık gibi. İşte bu yüzden küresel koordinasyona ve desteğe ihtiyacımız olacak. Dünya Meteoroloji Teşkilatı, karar vermeyi desteklemek ve mümkün olan en iyi bilimsel desteği sağlamak için Dünya’nın iklimini küresel ölçekte izlemeye çalışmaktadır. Belirli bir günün, haftanın, ayın veya yılın ortalamalardan daha sıcak mı yoksa daha yağışlı mı olduğunu değerlendirmek için “İklimsel Standart Normaller” olarak bilinen 30 yıllık bir temel kullanılır.. Bunlar, 1 Ocak 1981–31 Aralık 2010, 1 Ocak 1991–31 Aralık 2020 ve benzeri gibi daima en az 30 yıllık bir süre boyunca klimatolojik verilerin ortalamalarıdır. İklimimizdeki doğal değişkenlik nedeniyle uzun vadeli bir ortalama kullanmak çok önemlidir. Sera gazlarının artan atmosferik konsantrasyonları, Dünya’nın iklimini eskisinden çok daha hızlı değiştirmektedir. Bu nedenle WMO, değişen iklimi ve günümüze olan etkisini daha iyi yansıtmak için standart 30 yıllık referans döneminin her on yılda bir güncellenmesi gerektiğine karar vermiştir. Bu, su yönetimi, enerji, tarım ve bağcılık (üzüm üretimi) gibi iklime […]
Haziran Ayı, “kayıtlardaki en sıcak 3. Ay ” oldu. Avrupa’nın Copernicus İklim Değişikliği Servisi’ne göre, dünyamız, yaygın aşırı sıcak dönemleriyle rekor düzeydeki üçüncü en sıcak Haziran’ı yaşadı. Antarktika deniz buzu ise Haziran ayı için kaydedilen en düşük seviyesindeydi. Copernicus/ECMWF (Avrupa Orta Menzilli Hava Tahminleri Merkezi) tarafından hazırlanan aylık rapor, WMO topluluğu tarafından WMO’nun Küresel İklimin Durumu raporlarını destekleyen uluslararası iklim izleme faaliyetleri ağının bir parçasıdır. Haziran ayında küresel iklim: Kayıtlardaki en sıcak 3.Haziran Ayı Avrupa için Haziran ayı, aylık ortalama sıcaklık rekoru açısından ikinci en yüksek sıcak ayı oldu. Kıtanın güney kısımları, Fransa genelinde İber Yarımadası’ndan ve İtalya’ya kadar en çok etkilenen bölgeler oldu. İspanya, Fransa ve İtalya’da günlük maksimum sıcaklıklar 40°C’nin üzerine çıktı ve aşırı sıcaklıklar Po nehri havzasında devam eden kuraklık koşullarını daha da kötüleştirdi. Fransa ve İspanya’da çok sayıda Haziran sıcaklık rekoru kırıldı, Biarritz, Fransa ve San Sebastián, İspanya iki önemli örnek olarak verilebilir. Bu sıcaklıklar, Tunus’un aylık sıcaklık rekorunu egale ettiği Kuzey Afrika’ya da yayıldı. Ayrıca, kuzey Norveç’teki Banak’ta günlük maksimum 32,5 °C sıcaklık kaydedildi. Bu değer doğrulanması halinde bulunduğu ilçe için yeni bir Haziran ayı sıcaklık rekoru olacak. Orta ve kuzey Çin’deki sıcak hava dalgaları artan elektrik talebine yol açtı. Sibirya ve Asya’nın büyük bölgelerinde […]
Tüm meslektaşlarımızın kurban bayramlarını kutlar, sağlık ve mutluluk dolu nice kurban bayramları dileriz. TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI
İklim eylemi için yeni finansman mekanizması devreye giriyor Sistematik Gözlem Finansman Sistemi Erken uyarı ve adaptasyonu destekleyecektir. Helsinki, 30 Haziran 2022. Hava ve iklim gözlemlerini güçlendirmek ve hayat kurtarmak için erken uyarıları iyileştirmek; geçim kaynaklarını korumak ve uzun vadeli dayanıklılık için iklim adaptasyonunu desteklemek amacı ile için yeni bir finans mekanizması kapılarını iş dünyasına açtı. Sistematik Gözlem Finansman Kolaylığı (SOFF), erken uyarı hizmetlerinin önümüzdeki beş yıl içinde herkese ulaşmasını sağlamak için Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres’in öncülük ettiği yeni bir girişimin temel yapı taşıdır. SOFF, En Az Gelişmiş Ülkeler ve Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri’nde uzun süredir gündemde olan eksik hava ve iklim gözlemleri sorununu çözmeyi amaçlamaktadır. Paris Anlaşmasını da desteklemek için, iklim anlayışımızı sınırlayan ve zora sokan veri boşluklarını yeni gözlemlerle doldurarak iklim değişikliğine karşı uluslararası dayanışmayı güçlendirecektir. Halen mevcut olan gözlem boşlukları , sel, kuraklık ve sıcak hava dalgaları gibi aşırı hava olaylarını tahmin etme ve bunlara uyum sağlama kapasitemizi olumsuz etkilemektedir. Üç kurucu ajans, Dünya Meteoroloji Teşkilatı (WMO), Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve BM Çevre Programı (UNEP) başkanları, bağış yapan ülkelerden bakanlar, En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC) Grubu ve Küçük Ada Devletleri (AOSIS) ve kalkınma ortakları, SOFF kapılarını açmak için Helsinki’de ,Finlandiya Meteoroloji Enstitüsü’nde gerçekleştirilen […]
Okyanus sıcaklığı, oksijensizlik ve asitlenme “endişe verici” İklim değişikliği, giderek “sıcak, asidik ve nefes nefese” hale gelen dünya okyanusuna yıkıcı bir zarar veriyor. 2022 BM Okyanus Konferansı’nda bugün yapılan duyuruya göre, rekor okyanus sıcaklığı, asitlenme ve oksijensizleşmenin deniz yaşamı, ekosistemler, gıda güvenliği ile sosyo-ekonomik kalkınma üzerinde önemli etkileri var. ABD Başkanlığı İklim Özel Temsilcisi John Kerry, “Okyanuslar olmadan iklim sorunuyla başa çıkmanın ve iklim olmadan okyanus sorununu çözmenin hiçbir yolu yok” dedi. Okyanus asitlenmesi, oksijensizleşme ve okyanusların ısınması üzerine bir İnteraktif Diyalog’da konuşan Kerry, değişim hızının “en tarafsız bilim adamlarını bile endişelendirdiğini” söyledi. Kerry, “Bu sonuçlar gezegendeki her bir insanı derinden etkileyecek” dedi. Jamaika bakanı Matthew Samuda, Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletlerinin varoluşsal bir tehditle karşı karşıya olduğunu söyledi. Lizbon’daki Konferansın teması “Hedef 14’ün uygulanması için bilime ve yeniliğe dayalı okyanus eylemini büyütmek: envanter sayımı, ortaklıklar ve çözümler.” oldu. Bu, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma için Okyanus Bilimi On Yılı ile de uyumludur ve okyanus direncini oluşturmak için bilimsel bilgi ve deniz teknolojisine olan kritik ihtiyacı vurgulamaktadır. Okyanuslar, sera gazları tarafından tutulan fazla ısının yüzde 90’ından fazlasını emer; karbondioksit emisyonlarının yüzde 23’ünü absorbe eder; ve soluduğumuz oksijenin ise yarısından fazlasının kaynağıdır. Dünya Meteoroloji Örgütü’nün 2021 Küresel İklim Durumu raporuna göre, deniz […]
WMO COVID-19 Araştırma Görev Ekibi önerilerini yayınladı Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) Görev Ekibi, Meteorolojik ve Hava Kalitesi Faktörleri ile COVID-19 arasındaki etkileşim hakkında öğrenilen derslerin ve kazanılan deneyimin, gelecekteki halk sağlığı acil durumlarına ve pandemilerine yapılacak küresel müdahaleleri bilgilendirmek için bir veri tabanı olarak hizmet edebileceği sonucuna varmıştır. COVID-19 salgını sırasında, birçok Ulusal Meteoroloji ve Hidroloji Servisi (NMHS), pandemiyi ve pandemi ile ilgili kararları anlamaya ve yönetmeye yardımcı olmak için yararlı ve uygulanabilir bilgiler sağlamaya çalıştı. Çevresel faktörlerin hastalık bulaşması üzerindeki etkisi hakkında çok az şey bilindiği için, pandeminin başlangıcında WMO, COVID-19 için meteorolojik, iklim ve hava kalitesi bilgilerinin uygun kullanımı konusunda bir COVID-19 Araştırma Görev Ekibi oluşturdu. Bu eylem; Dünya Sağlık Örgütü ve WMO arasındaki mevcut ortak programlama, küresel meteoroloji ve sağlık uzmanları arasındaki işbirliğinin hızla kurulmasına yardımcı oldu. Araştırma Görev Ekibi şimdi bilgi, yansımalar ve öğrenilen dersler hakkında bir genel bakış sağlayan tavsiyeler yayınladı. WMO topluluğunun bir pandemi veya yerel salgınlar ile halk sağlığı acil durumları sırasında sağlık sektörünü desteklemek için yararlı bilgiler sağlayabileceği göz önüne alındığında, WMO’nun bu yayını COVID-19 için hizmetlerin sağlanması konusunda NMHS’ye tavsiyede bulunmak üzere tasarlandığı görülmektedir.. WMO COVID-19 Görev Ekibinin İlk Raporundan SARS-COV-2 bulaşmasını ve COVID-19 şiddetini etkileyen meteorolojik ve hava kalitesi (MAQ) […]
SunSmart Global UV Uygulaması kullanıma sunuldu. Cenevre, 21 Haziran 2022 – Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından ultraviyole (UV) radyasyon seviyeleri hakkında yerelleştirilmiş bilgi sağlayan cep telefonları için yeni bir uygulama başlatıldı. ) . SunSmart Global UV uygulaması, beş günlük UV ve hava tahminleri bilgilerini sağlamaktadır. UV den kaynaklı Cilt kanseri ve göz hasarlarının küresel yükünü azaltmak amacıyla, dünyanın dört bir yanındaki insanların güneşten ne zaman korunacaklarını bilmelerine yardımcı olmak amacıyla güneşten korunmanın gerekli olduğu zaman dilimlerini vurgular. SunSmart Global UV uygulaması, hem Apple App hem de Google Play mağazalarında ücretsiz olarak mevcuttur. Kullanıcıların, cilt kanserinin ve diğer UV ile ilgili başta göz olmak üzere diğer hastalıkların ana nedeni olan uzun süreli, aşırı UV maruz kalmaktan korunmak için önlem alabilmelerini sağlayacak kişiselleştirilmiş seçenekler sunar. Uygulama, ulusal ve yerel veri akışlarının dahil edilmesini ve birden çok dile uyarlanmasını sağlamaktadır. Şu anda Çince, İngilizce, Fransızca, Rusça, Felemenkçe ve İspanyolca dillerinde kullanım imkanı mevcuttur. Dünya Sağlık Örgütü, Çevre, İklim Değişikliği ve Sağlık Departmanı Direktörü Dr Maria Neira.”Kanıtlar, UV’ye aşırı maruz kalmanın cilt kanserinin ana nedeni olduğunu göstermektedir. Bu nedenle insanların kendilerini ne zaman ve nasıl koruyacaklarını bilmeleri hayati önem taşıyor” […]
Uluslararası Uzay Ajansları, meteorolojik uydular ile ilgili 50 yıllık işbirliğini kutladı. Büyük uzay ajanslarından oluşan küresel bir konsorsiyum, hava tahminleri, hayat kurtaran erken uyarı hizmetleri ve giderek artan bir şekilde etkisini arttıran iklim değişikliğini izleme ve diğer uygulama alanları için hayati önem taşıyan meteorolojik uyduların hizmetinde 50 yıllık bir işbirliğini kutluyor. Meteorolojik Uydular için Koordinasyon Grubu (CGMS); Çin, Avrupa, Hindistan, Japonya, Kore Cumhuriyeti, Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri’nden çeşitli uydu ajanslarının yanı sıra Dünya Meteoroloji Teşkilatı (WMO) ve Hükümetlerarası Oşinografi Komisyonu (IOC). da dahil olmak üzere tamamen uluslararası kuruluşlardan oluşmaktadır. Uzay ajansı başkanları, 17 Haziran’da WMO merkezindeki 50. yıl dönümü törenleri için tebrik mesajları verdi. Etkinlik, birlikte çalışma prensibine dayanan koordineli, uzay tabanlı gözlemlerin faydalarını sergileyecektir. Katılımcılar süper bilgisayarlar, BT bulut teknolojisi ve Yapay Zeka tarafından sağlanan fırsatların yanı sıra , güneşle ilgili olarak “uzay havası”ndan kaynaklanan bozulma tehditleri ve meteorolojik amaçlar için kullanılan sınırlı radyo frekansları üzerinde artan baskı ve zorluklar konusunda da bilgi sahibi olacaklar.; EUMETSAT Genel Direktörü ve CGMS Sekreterliği başkanı Phil,Evans ; “Hükümetlerden, endüstriden ve vatandaşlardan kısaca toplumun her kesiminden daha kaliteli hava tahminleri ve şiddetli hava olaylarının erken uyarılarına ilişkin beklentileri karşılamak için, CGMS’nin temel önceliği, uzaydan sürekli olarak yüksek kaliteli ve giderek daha doğru […]
Kuraklık sürdürülebilir kalkınmayı tehdit ediyor Kuraklık, tarım ve gıda güvenliği başta olmak üzere, ekosistemler, insan sağlığı ve su kaynakları üzerindeki etkileri açısından en yıkıcı doğal afetlerden biridir. Arazi bozulumu ve iklim değişikliği nedeniyle şiddetlenen kuraklıkların sıklığı ve şiddeti 2000 yılından bu yana % 29 artarak her yıl 55 milyon insanı etkiliyor. 2,3 milyardan fazla insan zaten su stresiyle karşı karşıyayken, bu gerçek çok büyük bir sorundur. Hiçbir ülke kuraklığa karşı bağışıklık kazanmamıştır. 17 Haziran Uluslararası Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü’nün bu yılki teması “Kuraklıktan Beraber Kurtulmak” olarak belirlendi. Bu tema; İnsanlık ve gezegenimizin ekosistemleri için daha feci sonuçlarla karşılaşmamak için erken bir eylemin gerekliliğini vurgulamaktadır. WMO, proaktif ve entegre bir şekilde kuraklıkla mücadele girişimlerinin ön saflarında yer almaktadır. WMO ve Küresel Su Ortaklığı (GWP), Entegre Kuraklık Yönetim Programının (IDMP) ortak sponsoru ve yaklaşık 40 ortak kuruluşla çalışmaktadır. IDMP, entegre kuraklık yönetiminin üç ayağını geliştirmiştir: 1) Kuraklık Erken Uyarı ve İzleme, 2) Kuraklık Hassasiyeti ve Risk Değerlendirmeleri ve 3) Risk Azaltma, Hazırlık ve Müdahale. Daha genel ifade ile; WMO, ani sel, kuraklık ve kum ve toz fırtınaları dahil olmak üzere erken uyarı hizmetlerinin kapsamını genişletmek ve daha geniş bir Su ve İklim Koalisyonunun parçası olarak da hidrolojik gözlem sistemini güçlendirmek için […]
Sıcaklık Eylem Günü, erken gelen yüksek sıcaklıklar ile çakıştı. Kuzey Afrika’dan Avrupa’ya doğru alışılmadık derecede erken ve yoğun bir sıcak hava dalgası yayılıyor. Amerikan nüfusunun yaklaşık üçte biri bu tür bir sıcaklık etkisi altındadır. Henüz Haziran ayı ortası olmasına rağmen, sıcaklıklar daha çok Temmuz veya Ağustos aylarında görülen sıcaklıklar düzeyindedir. Sıcaklıklar, Mart ve Nisan aylarında Hindistan ve Pakistan’da uzun süreli bir sıcak hava dalgasını takip eder gibiler. İklim değişikliğinin bir sonucu olarak, sıcak hava dalgaları daha erken başlıyor ve sıcaklığı tutan sera gazlarının rekor konsantrasyonları nedeniyle daha sık ve şiddetli hale geliyor. WMO’nun ortak sponsor olduğu Küresel Isı Sağlığı Bilgi Ağı ve Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC), bu nedenle # Beat The Heat’in ( Sıcaklıklarla Başa Çıkın ) nasıl yapılacağı konusunda farkındalığı artırmak için 14 Haziran’ı Sıcaklık Eylem Günü olarak kutluyor. Kampanya, evde, işte, spor ve boş zamanlarınızda sıcaklığa bağlı sağlık risklerinin neler olduğu, nasıl anlaşılacağı ve önleneceği gibi konuları ele alıyor. Serin ve nemli kalmanın ve ailenizin, arkadaşlarınızın ve komşularınızın güvenliğinin nasıl sağlanacağı konusunda açıklamalar ve tavsiyeler vermektedir. “İklim değişikliği nedeniyle, sıcak hava dalgaları küresel olarak artıyor. Hem daha yüksek sıcaklıklar hem de daha uzun süre olarak. Ama bu durumun istenmeyen trajedilere de yol açmaları gerekmiyor. Hepimizin […]
Esnekliği düşünün BM düzenlediği bir forumda, dünya genelinde iklim değişikliği ve diğer afetlerden kaynaklanan artan sayıda riskleri azaltmak için daha fazla ülkenin acilen erken uyarı sistemlerini benimsemesi ve erken uyarı sistemlerine sahip olanların da güncellemesi gerektiği sonucuna varıldı. Bu sonuç; WMO’nun en önemli önceliklerinden birinin önümüzdeki beş yıl içinde erken uyarı hizmetlerine evrensel düzeyde erişim sağlamak olduğunu ortaya koymaktadır. Küresel Afet Riskini Azaltma Platformu (GPDRR), ülkeleri “Dayanıklılığı Düşünmeye” ve önleyici tedbirleri arttırmaya ve “artan afet etki ve risk sarmalını durdurmaya” çağırdı. Endonezya Meteoroloji, İklim ve Jeofizik Ajansı (BMKG) ve diğer çok çeşitli ortaklarla birlikte WMO’nun ortak sponsorluğunda, 25-27 Mayıs tarihleri arasında Endonezya’nın Bali kentinde ” Çok Tehlikeli Erken Uyarı konferansı (MHEWC-III) düzenlendi. Hepimizin bildiği gibi; Endonezya volkanik patlamalar, depremler ve tsunamilerin yanı sıra hava ve iklimle ilgili tehlikelerle de karşı karşıya kalan bir ülke. Çoklu tehlike erken uyarıları MHEWC-III’e 750’den fazla kişi katıldı. Bu toplantı , BM Genel Sekreteri António Guterres’in beş yıl içinde gezegendeki her insanı kapsayacak erken uyarı sistemleri çağrısını tartışmak için ilk fırsatı yarattı. Toplantı sonunda WMO, Kasım ayında Mısır’da COP27 olarak bilinen, yaklaşan BM İklim Değişikliği müzakerelerinde sunulacak bir plan hazırlamakla görevlendirildi. BM Genel Sekreter Yardımcısı Amina M. Muhammed, Çok Tehlikeli Erken Uyarı Konferansı’nın kapanış oturumunda […]
İnatçı La Niña ısrar ediyor Cenevre, 10 Haziran 2022 – Dünyanın farklı bölgelerinde sıcaklık ve yağış düzenlerini etkileyen, kuraklık ve sel olaylarını artıran ve halen devam eden uzun süreli La Niña olayının Kuzey yarımkürede devam etme olasılığı halen çok yüksek. Bu açıklama Dünya Meteoroloji Örgütü’nün yeni bir Güncellemesine göre yapılmıştır. Açıklamaya göre; Sonbahar ve Kış başlangıcına kadar olmasa da en azından Ağustos ayına kadar ve muhtemelen etkisini görmeye devam edeceğiz.. Bazı uzun vadeli La Lina tahminleri, 2023’e kadar sürebileceğini bile öne sürüyor. Eğer öyleyse, WMO’ya göre, 1950’den bu yana yalnızca üçüncü “üç-dip La Niña” (La Niña koşullarında üç ardışık kuzey yarımküre kışı) olacak. La Niña, Pasifik Okyanusu’nun orta ve doğu ekvator bölgesindeki okyanus yüzey sıcaklıklarının büyük ölçekli soğuması ile birlikte tropikal atmosferik dolaşımda, yani rüzgarlar, basınç ve yağış değişiklikleri anlamına gelir. Genellikle hava ve iklim üzerinde, El Niño Güney Salınımının (ENSO) sıcak aşaması olan El Nino gibi zıt etkilere sahiptir. Afrika Boynuzu’nda ve Güney Güney Amerika’da devam eden kuraklık, Güney-Doğu Asya ve Avustralasya’daki ortalamanın üzerinde yağış ve ortalamanın üzerinde bir Atlantik kasırga sezonu için tahminlerde olduğu gibi La Niña’nın ayırt edici özelliklerini taşıyor. Ancak, doğal olarak meydana gelen tüm iklim olayları artık küresel sıcaklıkları artıran, aşırı hava ve iklimi şiddetlendiren […]
YEREL YÖNETİMLER BAŞTA OLMAK ÜZERE TÜM HALKIMIZIN DİKKATİNE; SEL VE TAŞKINLARI KENDİ ÇIKARLARINA ALET ETMEYE ÇALIŞANLARA DİKKAT! YAŞANANLARI BİREYSEL VE TİCARİ ÇIKARLARI İÇİN KULLANMAYA ÇALIŞANLARA DİKKAT EDİNİZ LÜTFEN. BU YAŞANANLAR YILLARIN BİRİKİMİDİR. BURADAN GERİ DÖNÜŞ İSE HALEN MÜMKÜNDÜR Her dönemde toplum etkileyen olaylarda, bilim dışı yaklaşımlar ile toplumun duyarlılıklarından ve zaaflarından faydalanmaya çalışanlar olmuştur. Bundan sonrada olacaktır. Son günlerde ülkemizde etkili olan yağışlar sonucu yaşanan sel ve taşkınlar konusunda meteoroloji alanında eğitimi olmayan bir çok kişi, meteorolojik ürünler ürettiklerini belirterek özellikle yerel yönetimlerden maddi çıkar sağlamaya çalışmasının yanı sıra basın yayın kuruluşları ve sosyal medya aracılığı ile toplumu da yanlış bilgilenmektedir. İklim değişimini krize çevirmeye çalışan bazı kesimler şirketleşerek yerel yönetimlere meteorolojik ürünler adı altında hizmet satmaya çalıştığına ilişkin duyumlar alınmaktadır. Meteorolojik ürünler, meteorolojik parametrelerin ölçümü ile elde edilen parametrelerin, amacına göre ilgili meslek insanları tarafından değerlendirilerek elde edilmektedir. Ülkemizde, meteoroloji alanında geniş bir ölçüm ağına sahip olan ve Dünya Meteoroloji Teşkilatı üyesi ülkelerin ürettiği ürünleri de kullanan tek kurum Meteoroloji Genel Müdürlüğüdür (MGM). Bu verilerden kimlerin ne şekilde nasıl ürün üretilebileceği ise mevzuatlar ile belirlenmiştir. Meteorolojik parametrelerin nasıl ölçüldüğünü bile bilmeyen kişi ve şirketlerin bu tür girişimleri konusunda çok dikkatli olmak gerekmektedir. Bazı “uyanık” kişiler oluşturdukları yapılar ile özellikle […]
YAŞANAN SEL VE TAŞKINLAR İLK OLMADIĞI GİBİ SONDA OLMAYACAKTIR ANKARA’DA 11 HAZİRAN 2022 TARİHİNDE YAŞANAN SEL VE TAŞKINI ANLAYABİLMEK İÇİN, 11 EYLÜL 1957 TARİHİNDE YAŞANAN SEL VE TAŞKINI İYİ ANLAMAK GEREKİR. SEL VE TAŞKINLARIN ŞİDDET VE SAYILARININ ARTMASI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDEN DEĞİL, METEOROLOJİK PARAMETRELERİN DİKKATE ALINMAMASINDAN KAYNAKLANMAKTADIR. YAŞANAN SEL VE TAŞKINLARI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE BAĞLAMAK, OLAYI ÇARPITMAKTIR VE SORUNUN ÇÖZÜMÜNÜ DE ZORLAŞTIRAN BİR YAKLAŞIMDIR. SOKAKLARIN DERE HALİNE GELMESİ İSE YAĞIŞLARDAN DAHA ÇOK YAPILAŞMADAN KAYNAKLANAN BİR DURUMDUR. Ülkemizde birçok yerde yaşanan sel ve taşkınlar konusunda, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından iller bazında olmak üzere gerekli erken uyarılar günler öncesinden yapılmıştır. Uyarılar yapılmasına rağmen hiçbir şey yapılmadığı ya da yapılamadığı gerçeğini de ne yazık ki yaşayarak görmekteyiz. Sel ve taşkınlar konusunda erken uyarılar tabiki çok önemlidir. Ancak bu alt yapılarla erken uyarılar olsa bile ne yapılabilir? Önemli olan kentleri sel ve taşkına teslim etmeyecek, meteorolojik olayların afete dönüşmesini önleyecek yapılaşmanın gerçekleştirilmesidir. Erken uyarılar iyi algılanabilir ise mal kayıpları kısmen , can kayıpları ise tamamen önlenebilir. Erken uyarı yapılmasına rağmen can ve mal kayıpları önlenemiyorsa sorun nerede diye bakmak zorundayız. Ülkemizde her yıl birçok defa meydana gelen sel ve taşkınlar sonucunda can ve mal kayıpları yaşanmaktadır. Tüm olaylardan sonraki yaklaşımlarımız ise birbirinin tekrarından başka bir şey […]
Dünya Okyanuslar Günü: Canlandırma ve Ortak Eylem Okyanuslar hepimizi birbirine bağlar, besler ve destekler. Ancak okyanusların sağlığı ise artık bozulmuş ve bir devrilme noktasındadır. Bu durum başta ekosistemleri, gıda güvenliğini, geçim kaynaklarını ve kıyı güvenliğini tehdit ediyor. 2022 Birleşmiş Milletler Dünya Okyanuslar Günü’nün teması bu nedenle “Yeniden Canlandırma: Okyanus için Ortak Eylem” olarak belirlenmiştir.. Üzerinde yaşadığımız gezegenimizin toplam yüzeyinin yaklaşık %70’ini kaplayan okyanuslar, dünyanın sahip olduğu hava ve ikliminin önemli bir itici gücüdür. Dünya ticaretinin % 90’ından fazlasını taşır ve kıyıdan 100 km uzaklıkta yaşayan insanlığın % 40’ını besler. Okyanus, insan faaliyetlerinden kaynaklanan aşırı ısınmanın yüzde 90’ından fazlasını tek başına absorbe eder.. Bu nedenle 8 Haziran’daki resmi Birleşmiş Milletler Dünya Okyanus Günü (UN WOD) kutlaması, okyanusu ve sürdürdüğü her şeyi yeniden canlandırmak için birlikte çalışan toplulukları, fikirleri ve çözümleri ön plana çıkaracaktır. Dünya Okyanuslar Günü, Haziran sonundaki ikinci Birleşmiş Milletler Okyanus Konferansı’nın arifesinde gelmektedir. Bu sayede; Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi 14 (SDG14) – Sürdürülebilir kalkınma için okyanusları, denizleri ve deniz kaynaklarını korumak ve sürdürülebilir bir şekilde kullanmak hedeflerine ulaşılıp ulaşılmadığını değerlendirmek mümkün olacaktır. “Gezegen üçlü bir krizle karşı karşıya – iklim bozulması, biyolojik çeşitlilik kaybı ve kirlilik. Okyanuslar tüm bu sorunlar yükünün büyük bir çoğunluğunu tek başına omuzlar. BM Genel Sekreteri […]
Sevgili Meslektaşlarımızın dikkatine… İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanlığından alınan aşağıdadır. 26 Haziran 2022 Pazar günü düzenlenecek olan 249. İTÜ Günü Etkinlikleri çerçevesinde; Meslekte 40. Yıl, 30. Yıl ve 20. Yıl Törenleri gerçekleştirilecektir. Bu nedenle Fakültemizin tüm mezunlarına ulaşmaya çalışıyoruz. İletişim halinde olduğunuz meslekte 40 yıl, 30 yıl, 20 Yıllarını tamamlayan meslektaşlarımıza 26 Haziran 2022 Pazar günü 249. İTÜ Günü Etkinliklerinin olacağı bilgisini paylaşmanızı istiyoruz. İlginiz ve desteğiniz için şimdiden teşekkür eder, iyi çalışmalar dileriz. İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanlığı Meslekte 40-30-20 Yıllarını tamamlayan meslektaşlarımızla İstanbul’da İTÜ’de görüşmek üzere.. TMMOB METEOROLOJİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ
DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ (MÜ?) ELLİ YIL SONRA YENİDEN 1972 yılında İsveç’in Stockholm kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre Konferansında 5 Haziran Dünya Çevre günü olarak kabul edilmiştir. Günümüzde çevre konusunda yaşadığımız sorunlar ise Dünya Çevre Gününün kabul edildiği 1972 yılında yaşanan sorunlar ile karşılaştırılamayacak kadar fazladır. Çevre Günü ilan edilmesi bir işe yaradı mı? “Çevre ” sadece Çevre Kanunu ile korunamıyor maalesef. Dünya Çevre günü, Çevre konusunda farkındalık yaratılması amaçlanarak “Tek Bir Dünya” sloganı ile her yıl farklı bir temada kutlanmaktadır. 2022 yılı için belirlenen ana tema “sürdürülebilir, doğa ile uyumlu, daha temiz, daha yeşil yaşam” olarak belirlenmiştir. Her yıl belirlenen temalar dikkate alındığında, aynı şeylerin farklı şekilde ifade edilmeye çalışıldığı görülmektedir. Bu yapılanların çevreyi koruma konusunda bir katkısı olup olmadığı da ayrı bir tartışma konusudur. Dünya çevre günü için yapılan vurguların dünya su, ormancılık, şehircilik, toprak günleri gibi BM önceliğinde belirlenmiş olan tüm günler için aynı amaçlarla kutlandığını görmekteyiz. Bu günlerin hepsinde sorunların oluşmasında katkısı olanların mesajları okunmaktadır. Etkinliklerde hükümetlerin ve hükümetlerde etkili olan şirketlerin ağırlığını rahatlıkla görebilmekteyiz. Çevre gününde uygulamalardan en fazla etkilenen kesimlerin sözlerinin duyulabildiğini söyleyebilmek ise mümkün değildir. Çevre; toprak, su ve hava bütünü ile ele alınmak ve bu üçlünün etkileşimi ve etkilenişi şeklinde değerlendirilmek zorundadır Mevzuat […]