Esnekliği düşünün

Multi-Hazard Early Warning Conference, Bali (AdobeStock Photo)

BM düzenlediği bir forumda, dünya genelinde iklim değişikliği ve diğer afetlerden kaynaklanan artan sayıda riskleri azaltmak için daha fazla ülkenin acilen erken uyarı sistemlerini benimsemesi ve erken uyarı sistemlerine sahip olanların da güncellemesi gerektiği sonucuna varıldı. Bu sonuç; WMO’nun en önemli önceliklerinden birinin önümüzdeki beş yıl içinde erken uyarı hizmetlerine evrensel düzeyde erişim sağlamak olduğunu ortaya koymaktadır.

Küresel Afet Riskini Azaltma Platformu (GPDRR), ülkeleri “Dayanıklılığı Düşünmeye” ve önleyici tedbirleri arttırmaya ve “artan afet etki ve risk sarmalını durdurmaya” çağırdı.

Endonezya Meteoroloji, İklim ve Jeofizik Ajansı (BMKG) ve diğer çok çeşitli ortaklarla birlikte WMO’nun ortak sponsorluğunda, 25-27 Mayıs tarihleri ​​arasında Endonezya’nın Bali kentinde ” Çok Tehlikeli Erken Uyarı konferansı (MHEWC-III) düzenlendi. Hepimizin bildiği gibi; Endonezya volkanik patlamalar, depremler ve tsunamilerin yanı sıra hava ve iklimle ilgili tehlikelerle de karşı karşıya kalan bir ülke.

Amina Mohamed, Mami Mizutori join WMO and Indonesian representatives at close of Multi-Hazard Early Warning Conference, Bali

Çoklu tehlike erken uyarıları

MHEWC-III’e 750’den fazla kişi katıldı. Bu toplantı , BM Genel Sekreteri António Guterres’in beş yıl içinde gezegendeki her insanı kapsayacak erken uyarı sistemleri çağrısını tartışmak için ilk fırsatı yarattı. Toplantı sonunda WMO, Kasım ayında Mısır’da COP27 olarak bilinen, yaklaşan BM İklim Değişikliği müzakerelerinde sunulacak bir plan hazırlamakla görevlendirildi.

BM Genel Sekreter Yardımcısı Amina M. Muhammed, Çok Tehlikeli Erken Uyarı Konferansı’nın kapanış oturumunda yaptığı konuşmada ; Özellikle hiç bir şekilde erken uyarı sistemlerine sahip olmayan en savunmasız olanlar için “Yaşama, inşa etme ve yatırım yapma şeklimize afet riskini dahil etmek için daha fazlasını yapmamız gerekiyor dedi. Toplulukların çoklu risklere ve iklim değişikliği etkilerine uyum sağlamak ve direnç oluşturmak için gerekli şekilde donatılması gerekiyor diye ekledi.

“Erken uyarı sistemlerinin küresel ölçekte yaygınlaştırılmasındaki önemli başarılara rağmen, önemli boşluklar devam ediyor. Başta en az gelişmiş ülkelerde ve gelişmekte olan küçük ada devletlerinde olmak üzere dünya nüfusunun üçte biri hala erken uyarı sistemleri kapsamında değildir. Afrika’da rakamlar ise maalesef daha da kötüdür. Afrika’da yaşayan insanların yüzde 60’ı erken uyarı sistemlerinin kapsama alanından yoksun. Bu kesinlikle kabul edilemez. Herkes için tahmin gücünü artırmalı ve harekete geçme kapasitelerini geliştirmeliyiz” dedi.

On noktalı Eylem

MHEWC-III, Sendai Çerçevesinin uygulanmasındaki ilerlemeyi değerlendirdi ve bir dizi boşluk ile ilgili ihtiyaç ve öncelikleri belirledi:

  1. 2015’ten bu yana, Sendai Target G’ye karşı ilerleme bildiren 120 ülkeden 95’i, çoklu tehlike erken uyarı sistemlerine sahip olduklarını belirtti. Ancak, EAGÜ’lerin yarısından azı ve ABÖS’ün üçte biri çoklu tehlike erken uyarı sistemine sahip olduğunu bildirdi.
  2. İnsan merkezli erken uyarı sistemlerine erişim sağlamak ve etki tahminleri yoluyla ileriye dönük erken önlem alınmasını sağlamak için hükümetlerin hesap verebilirliği vurgulandı. Erken uyarının afet riskini azaltma planlamasına ve iklim değişikliğine uyum stratejilerine entegre edilmesinin yanı sıra kapsayıcı yönetişim mekanizmaları ve işbirliği gereklidir.
  3. Yeterli tehlike, maruz kalma, güvenlik açığı ve etki verilerine duyulan ihtiyaç birçok kez dile getirildi. Sendai Çerçeve Monitörü aracılığıyla rapor veren ülkelerin %53’ü, amaca uygun erişilebilir, anlaşılabilir ve kullanılabilir afet risk bilgilerine sahip olmadıklarını belirtmektedir. Verilerin bulunabilir, erişilebilir, birlikte çalışabilir ve yeniden kullanılabilir olması gerekir.
  4. Modern Bilgi İletişim Teknolojisi (BİT), önleyici ve ileriye dönük eylemi kolaylaştırabilecek erken uyarı verilerini ve hizmetlerini iyileştirme ve uyarlama fırsatları sunar. Ulusal Acil Telekomünikasyon Planına (NETP) bağlanan çok sayıda mesaj türü ve farklı formatlarda risk altındakilere ulaşmak için yeni BİT’lerin ve ortak uyarı protokolünün kullanımının faydaları hakkında farkındalığı artırmak için daha fazla çaba gösterilmesi gerekmektedir.
  5. Kamu-özel sektör katılımının gerekliliğini vurgulayarak, yerel işletmeler, KOBİ’ler ve sosyal girişimler dahil olmak üzere özel sektör aktörleriyle çalışmak için güçlü bir işbirliği taahhüt edilmelidir.
  6. Özellikle Afrika ülkelerinden katılımcılar, erken uyarı sistemlerini destekleyen sağlam gözlem ağlarının eksikliğine değindiler. Küresel Temel Gözlem Ağı (GBON) ve Küresel Okyanus Gözlem Sistemleri (GOOS) gözlem sistemlerini daha da geliştirebilirken, Sistematik Gözlem Finansman Tesisi veri üretimi ve alışverişini sürdürmek için teknik ve finansal destek sağlamayı amaçlar.
  7. Etkili, kapsayıcı ve toplumsal cinsiyete duyarlı erken uyarı sistemlerine ve eylemlerine sürekli artan ihtiyaç ve aciliyeti, “Kimseyi Geride Bırakma” hedefi doğrultusunda yinelendi.
  8. Erken uyarı sistemleri, yerelleştirildiklerinde ve insan merkezli olduklarında en etkili olur.. İdeal olarak, yerel ve özgün bilgi sistemlerini bütünleştirirler ve basamaklı riskler ve doğaya dayalı çözümler kavramlarını benimserler.
  9. Hedeflenen kalkınma ve insani işbirliği ile sürdürülebilir bir esnek finansman, erken uyarı sistemlerini güçlendirmek için esastır.
  10. Yapılacak yatırımları haklı çıkarmak için insani, ekonomik ve altyapı kayıplarını azaltmada erken uyarı sistemlerinin değerine dair kanıt sağlamak için daha iyi analitik araçlara ihtiyaç vardır.

İklim Riski ve Erken Uyarı Sistemleri Girişimi

Multi-Hazard Early Warning Conference, Bali

Yoksullar tehlikelere karşı özellikle savunmasızdır.

44’ten fazla En Az Gelişmiş Ülkede ve Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletinde erken hava uyarılarına ve risk bilgilerine artan erişim yoluyla hayatları, varlıkları ve geçim kaynaklarını kurtarmadaki ilerleme ve zorluklar, İklim Riski ve Erken Uyarı Sistemleri Girişimi’nin yıllık raporunda yer aldı.

CREWS Trust Fund, EAGÜ ve ABÖS projelerine 75 milyon ABD dolarının üzerinde yatırım yaptı ve diğer kalkınma ortaklarının kamu fonlarından 270 milyon ABD doları ek olarak seferber etti. WMO, CREWS Trust Fund aracılığıyla finanse edilen projeleri uygulamaktadır.

BM İklim Eyleminden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Selwin Hart, “İklim krizinin ön saflarında yer alanlara desteği artırmamız gerekiyor” dedi.

“CREWS gibi girişimler, en çok ihtiyacı olanlara somut katkılar sağlamaktadır. Günümüzde; SIDS veya LDC’deki her üç kişiden biri ve Afrika’daki on kişiden altısı erken uyarı sistemlerine erişemiyor. Daha önce hiç yapmadığımız şekilde işbirliği yapmalıyız” dedi.

Ölümler ve ekonomik kayıplar

Çoklu tehlike erken uyarılarına duyulan ihtiyaç, 2021’de bir hava, iklim veya su tehlikesiyle ilgili bir felaketin son 50 yılda ortalama her gün meydana geldiğini ve hergün 115 kişinin ölümüne ve günlük 202 milyon ABD dolarına neden olduğunu gösteren bir sonuç WMO raporunda vurgulandı.

Afet sayısı, iklim değişikliği, daha aşırı hava koşulları ve iyileştirilmiş raporlama nedeniyle 50 yıllık dönemde beş kat arttı. Ancak gelişmiş erken uyarılar ve afet yönetimi sayesinde ölüm sayısı neredeyse üç kat azaldı.

WMO Hava, İklim ve Su Aşırılıklarından Kaynaklanan Ölümler ve Ekonomik Kayıplar Atlası’na (1970 – 2019) göre; dünya genelinde bu tehlikelere atfedilen 11.000’den fazla rapor edilmiş afet vardı ve bunların 2 milyonun biraz üzerinde ölüm ve 3.64 trilyon ABD doları kayıp oluştu.

TMMOB

METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI

KAYNAK: WMO

Facebook
Twitter
YouTube
Instagram