Değerli Konuklar, Sevgili genç meslektaş adayı arkadaşlarım; Öncelikle hepinizi şahsım ve Genel Sekreteri olduğum TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası Adına saygıyla, sevgiyle selamlarım.
Temeli 1981 yılına uzanan ve 2011 yılından beri her iki yılda bir olacak şekilde, İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümümüz tarafından periyodik olarak düzenlenen, TMMOB Meteoroloji Mühendisleri Odası tarafında da desteklenen 8. Atmosfer Bilimleri ATMOS 2017 Sempozyumuna hoş geldiniz, şeref verdiniz.
Bu sene, geçmiş yıllarda yapılan ATMOS Sempozyumlarında olduğu gibi konu yada konular belirlenmeden sadece “Atmosfer Bilimleri” temelinde düzenlenen ATMOS 2017 Sempozyumunda Atmosfer Bilimlerinin çok geniş bir yelpazede mühendislik çözüm ve önerileri ele alınacaktır. Sadece bu yönü ile bile ATMOS Sempozyumları Atmosfer Bilimleri ile ilgili olarak konularında yetkin kişi ve kurumların bir araya geldiği ülkemizdeki ilk ve tek organizasyondur.
Atmosfer Bilimleri bize göre; tıpkı vücudumuzun kalbi ve kan damarları gibidir. Nasıl ki vücudumuzdaki kan damarları, vücudumuzdaki tüm organların çalışması için gerekli olan temiz kanı, gerekli olan besin ve oksijeni bunlara ulaştırır, bu organları besler,sağlıklı ve efektif çalışmasını sağlar ise, Atmosfer bilimleri de hemen hemen tüm bilim dallarını besleyen, doğru sonuçların ortaya konulması için gerekli datayı sağlayan, sorunlara çözüm bulmaya yardımcı olan temel bilim dalıdır.
Bu sözlerimizi örneklemek gerekirse; Tarımdan adalete, sağlıktan eğitime, bina dizaynından şehirleşmeye, ulaşımdan enerjiye aklınıza ne gelirse mutlaka atmosfer bilimlerinin desteği ve işbirliği vardır. Diğer bir ifade ile; yediğimiz yiyeceklerden, içtiğimiz su, soluduğumuz havaya kadar aklınıza ne gelirse atmosfer bilimlerinin katkısı ve işbirliği vardır.
Hepimiz çok iyi biliyoruz ki; İnsanlar var olduğu ilk andan itibaren Atmosfer ile etkileşime girmiş ve Atmosferik olaylara karşı kendilerini korumak için çeşitli çareler aramışlardır. Bugünkü modern anlamda Meteoroloji Bilimi oluşuncaya kadar kimi zaman hayvanlardan, kimi zaman bitkilerden, kimi zaman güneş’in, kimi zaman ay’ın durumundan yararlanarak atmosferik olayların oluşum ve gelişimlerini anlamaya çalışmışlardır.
Bugün geldiğimiz noktada ise global boyutta olmak üzere teknolojinin sunduğu uydular, sodarlar, radarlar, rawinsonde ,otomatik istasyonlar, yıldırım detektörleri gibi cihazlarla sürekli ve daha hassas ölçümler yapabilen ve yaptığı ölçümleri hızla analiz ederek cep telefonlarımıza kadar ileten atmosferi mikro ölçekten global ölçeğe olmak üzere sürekli ve düzenli gözlemleyen bir bilim dalı oluşmuştur. Bu bilim dalının adı ise Meteorolojidir.
Sözümüzün bu noktasında kısaca Meslek Odamızdan da bahsetmek istiyorum. Aslında bu tanıtımı çeşitli defalar yapmış olmamıza rağmen hala dediklerimizi anlamamakta direnen ve bizimle aynı karede görünmek istemeyen kurumlar ve kurululuşlar olması nedeniyle bir kez daha söylemek zorunlu olmuştur.
Meteoroloji Mühendisleri Odamız, 1954 yılında çıkartılmış 6235 Sayılı TMMOB Kanunu çerçevesinde 1970 yılında kurulmuştur. Kamu Kurumu niteliğindedir. İlgili Yasa ve Yönetmeliklerine göre işleyişini ve işlevini yürütür, kamu adına mesleki denetimini yapar. Adına özel izinle darphanede basılmış ıslak ve soğuk damgalı ay yıldızlı mühür kullanır. Seçimleri kanunda belirtilen usul ve yöntemler ile Yüksek Seçim Kurulu tarafından yapılır. Bütün çalışmalarımız şeffaf ve denetime açıktır.
Meteoroloji Mühendisleri Odası olarak yaklaşık yarım asırdır bu ülkede Meteorolojinin multidisipliner bir bilim dalı olduğunu ve birincil temsilcilerinin Meteoroloji Mühendisleri olduğunu söylüyoruz. Görünen odur ki bir yarım asır daha bunu söylemeye devam edeceğiz.
Odamız çalışmalarını; yaklaşık olarak yarım asırlık bir süredir, bilimin yol göstericiliğinde, anayasal ve uluslararası sözleşmelerle tarif edilmiş mesleki uygulama alanlarında mühendisliğin gerektirdiği mesleki denetim, bilimsel-teknik kriterler ve çağdaş toplumsal gereklilikler doğrultusunda, haktan, halktan, ülkemizden, kısaca: ‘’insan ve insanlık’’ dan yana sürdürmektedir. Bizler Mühendisliği; “var olanı optimum fayda sağlayacak forma dönüştürme sanatı, marifeti”diye tanımlar ve doğanın kanunlarına boyun eğeriz.
Yaklaşık olarak yarım asır sonra gönül rahatlığı ile şunu söylememiz mümkündür. Eğer Odamız kendini daha iyi anlatabilseydi, kamu bizim söylediklerimize biraz kulak verebilseydi iklimin olumlu taraflarını olumsuz taraflarına karşı kullanıldığı, daha az enerji tükettiğimiz yerleşim alanlarında, iklime duyarlı binalarda yaşıyor olacaktık. Yağmur sularını bina çatılarından ve balkonlarından ayrı sistemle tahliye ettiğimiz sistemlerimiz ve bu suları tekrar yaşamımızda kullanıyor olacaktık. Her yağmurda göllere dönen yollarımız, alt geçitlerimiz olmayacaktı. Hakim rüzgarlara göre konumlandırılmış, gelişme aksları tanımlanmış, havası çok daha temiz yerleşim alanlarımız olacaktı. Yenilenebilir Enerjiyi daha çok kullanan ve çok daha az enerji kullanan daha çok güneş alan ve iklim koşullarına göre izolasyonları yapılmış binalarımız olacaktı. İklime duyarlı tarımsal üretimimiz ve bitki çeşitliliğimiz olacaktı.
Değerli Konuklar,
İnsanoğlunun Atmosfer ile olan etkileşimine baktığımız zaman neredeyse insanlık tarihi ile başlamış olan Meteoroloji Bilimi ne yazık ki hak ettiği yeri ancak gelişmiş ülkelerde bulan bilim dallarından bir tanesidir. Çünkü gelişmiş ülkeler sanayileşme ile birlikte emisyonların ve atıkların atmosfer içinde nasıl bir etkileşim gösterdiğini ödedikleri bedellerle anlamış ve gerekli dersleri yıllar önce almışlardır. Bilimin problemlerin çözümünde tek rehber olduğunu, siyasette bilimin yer bulması gerektiğini ama bilimde siyaset yapılamayacağını görmüşlerdir
Gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde, ne yazık ki bu bilim dalı olması gereken yerlerin çok uzağındadır. Ülkemizde ise bu kadar hayatın içinde olmasına rağmen bu kadar da hayatın dışında tutulmaya çalışılan başka bir bilim dalı yoktur.
Gelişmekte olan veya gelişmemiş toplumların fark edemedikleri ise şudur. Atmosferi analiz edebilmek, Atmosferik olayları önceden tahmin edebilmek ve gerekli erken uyarı sistemleri ile can ve mal kayıplarını azaltabilmek konusunda insanoğlunun başarısının her geçen gün artmaktadır. Bu gerçeği görüp gerekli bilimsel eğitimi almış insanlarınızı doğru yerde kullanmanız gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki dünyamızdaki afetlerin büyük bir bölümü meteorolojik ve hidrolojik karakterlidir. Ve bu afetleri gelişmiş ülkeler minimum can ve mal kaybı ile atlatırken gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkeler çok ağır bedeller ödemektedir.
Teknolojik gelişme sağlandıkça onun meydana getirdiği değişim kuşkusuz hep sürecektir. Bu bakımdan, insan ile doğa arasında denge kurarak doğal kaynakları tüketmeden, gelecek nesillerin haklarını da gözeten, bugünün ve geleceğin yaşamını planlamaya yönelik ”sürdürülebilirlik” ilkesine sahip çıkmak ve geliştirmek son derece önemlidir. Bu anlamda en fazla sorumluluğu olan meslekler içinde hiç şüphesiz Meteoroloji Mühendisliği yer almaktadır.
Sayın konuklar, sayın hocalarım, değerli bilim insanları, teknokratlar, değerli katılımcılar; Atmos – 2017 Sempozyumu vesilesiyle, Meteoroloji Mühendisleri Odası olarak bir kez daha ayrıca ifade etmek isteriz ki,
Ülkemizde, asırlardır bilim ve teknoloji meşalesini gururla taşıyan ve bizleri yetiştiren İstanbul Teknik Üniversitemizin çatısı altında, bir bilim ve teknoloji gününde bizleri destekleyen ve bizlerin yanında olan; herkese teşekkür ederiz.
Atmos 2017 Sempozyumuna madden ve bildirileri ile katkı sunan kamunun ve özel sektörün çok değerli temsilcilerine, bilimsel çalışmalarını bizlerle paylaşacak bildirilerini sunacak tüm katılımcılara, teknokrat ve bürokratlara, bizleri dikkatle izleyen genç meslektaş adaylarımıza katılımlarından dolayı teşekkürlerimizi sunarız.
ATMOS 2017 Sempozyumunun bilimsel ve teknik anlamda çözüm aranan pek çok soruya cevap olacağına, tarihe not düşmesi adına önemli mesajlar vereceğine inanıyor, Ülkemiz için, insanlık için faydalar getirmesini temenni ediyor ve başarılar diliyorum.
FIRAT ÇUKURÇAYIR
Son Yorumlar