KARA EKOSİSTEMLERİ YETERİNCE KARBONDİOKSİT ABSORBE EDEBİLİYOR MU?

tarafından gönderildi

Karbon Dioksit Absorbe etmek Konusunda Kara Ekosistemleri yetersiz kalıyor.

By Esprit Smith,
NASA’s Jet Propulsion Laboratory

A view of Siuslaw National Forest in Oregon.
Oregon’daki Siuslaw Ulusal Ormanı’nın bir görünümü. Kaynak: Steven Sobieszczyk, ABD Jeoloji Araştırması

Kara ekosistemleri iklim değişikliğinin ve etkilerinin azaltılmasında kilit bir rol oynamaktadır. Bitkiler ve ağaçlar kendi besinlerini oluşturabilmek için fotosentez sırasında ne kadar çok karbondioksit (CO2) emerse, atmosferde sıcaklıkların yükselmesine neden olabilecek CO2 miktarıda o kadar az olur.

Ancak bilim insanları bu konuda rahatsız edici bir eğilim belirlediler – atmosferdeki CO2 seviyeleri arttıkça, küresel ölçekte kara ekosistemlerinin % 86’sının onu absorbe etmede giderek daha az başarılı olduğunu fark ettiler.

CO2, bitkilerin büyümesi için ihtiyaç duyduğu ana “bileşen” olduğundan, yüksek konsantrasyonları fotosentezde bir artışa ve sonuç olarak da bitki büyümesine neden olur. Diğer bir ifade ile CO2 gübreleme etkisi veya CFE olarak adlandırılan bir etki yapar.

CFE, bitki örtüsünün sürekli yükselme eğilimindeki atmosferik CO2′ ye karşı kilit bir faktördür. Bu güçlü sera gazını atmosferimizden uzaklaştırmak için en önemli bir mekanizma olarak kabul edilir ancak bu artık değişebilir.

Science dergisinde 10 Aralık’ta yayınlanan yeni bir çalışmada araştırmacılar, artan CO2 seviyelerinin CFE üzerinde ne gibi bir etkiye sahip olabileceğini daha iyi anlamak için birden fazla alan için uydudan türetilmiş ve model tabanlı veri setlerini analiz ettiler.

Çalışmada elde edilen ilk bulgular, bitkilerin önümüzdeki yıllarda iklim değişikliğini ve etkilerini dengelemede oynamasıı beklenen rol için önemli sonuçlar olduğunu ortaya koydu.

“Bu çalışmada, uzaktan algılama ve son teknoloji kara yüzey modellerinden elde edilebilen en iyi uzun vadeli verileri analiz ederek, 1982’den beri küresel ortalama CFE’nin % 21’den % 12’ye düştüğü bulundu.”

” NASA’nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nde bilim insanı olan Ben Poulter, bu değerlerin atmosferdeki 100 ppm CO2 başına” dedi. ” Başka bir ifade ile , karasal ekosistemler, iklim değişikliğinin ve etkilerinin azaltılması konusunda daha az güvenilir hale geliyor.”

Buna ne sebep oluyor?

Poulter, fotosentez ve yüksek atmosferik CO2 arasındaki bu ilişki olmasaydı, iklim değişikliğinin çok daha hızlı gerçekleştiğini görebilirdik. Ancak bilim insanları, bitki büyümesi üzerindeki diğer sınırlamalar devreye girmeden önce CO2 Gübreleme Etkisinin ne kadar süreyle sürdürülebileceği konusunda endişeliler.

Su, besin veya güneş ışığı eksikliği – fotosentezin diğer gerekli bileşenleridir. Bu nedenle CFE’nin neden azaldığını belirlemek için, çalışma ekibi bu diğer unsurların mevcudiyetini de hesaba kattı.

Poulter, “Verilerimize göre, hem nem sınırlaması hem de besin sınırlaması devreye giriyor gibi görünüyor,” dedi. “Tropik bölgelerde, fotosentezi sürdürmek için genellikle yeterli nitrojen veya fosfor bulunmuyor ve yüksek enlemin ılıman ve kuzey bölgelerinde, son ısınma nedeniyle toprak nemi artık hava sıcaklığından daha belirleyici.”

Aslında, iklim değişikliği, bitkilerin gezegenin geniş alanlarında iklim değişikliğini daha fazla hafifletme kabiliyetini de zayıflatıyor.

Sonraki adımlar

Uluslararası bilim ekibi, uzaktan algılama gözlemleri dikkate alındığında – NASA’nın Gelişmiş Çok Yüksek Çözünürlüklü Radyometre (AVHRR) ve Orta Çözünürlüklü Görüntüleme Spektro radyometresi (MODIS) cihazlarından bitki indeksi verileri de dahil olmak üzere – CFE’deki düşüşün şu anki durumdan daha önemli olduğunu keşfetti.

Poulter, bunun, modelcilerin besin geri bildirimlerini ve toprak nem sınırlamalarını hesaba katmakta zorlandığını söylemektedir. Bu durum kısmen bunların küresel gözlemlerinin eksikliğinden kaynaklandığı söylenebilir.

“Burada yaptığımız gibi onlarca yıllık uzaktan algılama verilerini birleştirerek, bitki büyümesi üzerindeki bu sınırlamaları görebiliyoruz. Bu nedenle çalışmamız, özellikle önümüzdeki yıllarda bitki örtüsü özelliklerinin beklenen yeni uzaktan algılama gözlemleri ile model geliştirme için ileriye dönük net bir yol göstermektedir.” dedi.

“Bu gözlemler, ekosistem süreçlerini, iklim ve CO2 geri bildirimlerini daha gerçekçi bir şekilde sürece dahil etmek için modellerin ilerlemesine yardımcı olacak.”

Çalışmanın sonuçları aynı zamanda ekosistemlerin küresel karbon döngüsündeki rolünün önemini de vurguluyor. Poulter’a göre, ileriye dönük olarak, kara ekosistemlerinin azalan karbon absorbe verimliliği, fosil yakıtların yanması ve ormansızlaşmanın artmaya başlamasıyla atmosferde kalan CO2 miktarını görebileceğimiz ve kalan karbon bütçesini küçültebileceğimiz anlamına da geliyor.

“Bunun anlamı, 1.5 veya 2 ° C ısınmayı ve ilgili iklim etkilerinden kaçınmak için, kalan karbon bütçesini bitkinin CO2 Gübreleme Etkisinin zayıflamasını hesaba katacak şekilde ayarlamamız gerektiğidir” dedi. “Ve bu zayıflama nedeniyle, kara ekosistemleri önümüzdeki on yıllarda iklimin azaltılması için o kadar da güvenilir olmayacak.”

TMMOB

METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI

KAYNAK: NASA CLIMATE CHANGE

Facebook
Twitter
YouTube
Instagram