WMO: İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ SAĞLIĞIMIZ İÇİN TEHLİKELİDİR.

tarafından gönderildi

İklim değişikliği sağlığımız için tehlikelidir ancak iklim ile ilgili hizmetler hayat kurtarır.

İklim değişikliği sağlık alanındaki kazanımları kaybetmek için risk oluşturuyor.

Tüm aşırı hava olayları/tehlikeleri arasında en yüksek ölüm oranına sahip olan aşırı sıcaklarlardır.

İklim bilgileri ve hizmetleri sağlık risklerinin öngörüsüne ve yönetilmesine yardımcı olur.

Vaka çalışmaları dünya çapındaki başarı hikayelerini gözler önüne seriyor.

Dünya, kayıtlı tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar hızlı ısınırken, insan sağlığı ön saflarda yer alıyor.

İklim değişikliği, özellikle en savunmasız toplumlarda, daha iyi sağlık ve refah yönünde onlarca yıldır kaydedilen ilerlemeyi tersine çevirme tehdidinde bulunuyor. Dünya Meteoroloji Teşkilatı (WMO) tarafından koordine edilen çok kurumlu yeni bir rapora göre, bilimsel bilgi birikimi ve kaynaklar dengeyi düzeltmeye yardımcı olabilir, ancak yeterince erişilebilir değildir yada yeterli düzeyde kullanılmamaktadır.

WMO’nun yıllık İklim Hizmetlerinin Durumu raporu bu yıl sağlık konusuna odaklanıyor. Rapor, daha aşırı hava koşulları ve kötü hava kalitesi, değişen bulaşıcı hastalık modelleri ve gıda ve su güvensizliği karşısında sağlık sektörünü desteklemek için özel iklim bilgileri ve hizmetlerine duyulan ihtiyacı vurguluyor.

WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas “Neredeyse tüm gezegen bu yıl sıcak hava dalgalarını yaşadı. El Niño’nun 2023’te başlaması, yeni sıcaklık rekorlarının kırılması olasılığını büyük ölçüde artıracak, dünyanın birçok yerinde ve okyanusta daha fazla aşırı sıcaklığı tetikleyecek ve yaşanan zorlukları daha da artıracaktır” diyor

Taalas, “Yatırımları yönlendirerek ve işbirliğini artırarak, iklim biliminin ve hizmetlerinin etkisini artırarak daha ileri ve daha hızlı gitmek için büyük bir potansiyel olduğu açıktır, böylece sağlık ortakları iklimimizde benzeri görülmemiş değişikliklerin artan bir etkiye sahip olduğu bir zamanda ihtiyaç duydukları desteği alabilirler” dedi.

30’dan fazla işbirliği ortağının katkılarını içeren raporda, iklim ve sağlık alanındaki entegre eylemlerin insanların günlük yaşamında nasıl gerçek bir fark yarattığını gösteren, dünyanın dört bir yanından vaka çalışmaları yer alıyor. Bunlar arasında aşırı sıcaklar için erken uyarı sistemleri, alerjisi olanlara yardımcı olmak için polen izleme ve iklime duyarlı hastalıklar için uydu gözetimi yer alıyor.

DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, “İklim değişikliği aynı zamanda da bir sağlık krizidir; daha şiddetli ve öngörülemez hava olaylarına yol açmakta, hastalık salgınlarını körüklemekte ve bulaşıcı olmayan hastalık oranlarının artmasına katkıda bulunmaktadır” dedi. “Yüksek kaliteli iklim hizmetlerini sağlık sektörü için daha erişilebilir hale getirmek için birlikte çalışarak, iklim değişikliğinin tehlikeleriyle karşı karşıya olan insanların sağlığını ve refahını korumaya yardımcı olabiliriz.”

Ulusal Meteoroloji ve Hidroloji Servislerinin (NMHS) yaklaşık dörtte üçü sağlık sektörüne iklim verileri sağlamaktadır, ancak bu verilerin kullanımı sınırlıdır. Sağlık Bakanlıklarının dörtte birinden azı, iklime duyarlı sağlık risklerini izlemek için meteorolojik bilgileri kullanan bir sağlık gözetim sistemine sahiptir.

Herkes İçin Erken Uyarılar

Orta veya büyük ölçekli afet olaylarının sayısının 2030 yılına kadar yılda 560’a – veya her gün 1,5’e – ulaşacağı tahmin edilmektedir. Raporda yer alan rakamlara göre, sınırlı erken uyarı kapsamına sahip ülkelerde afet ölümleri, önemli ölçüde geniş kapsama sahip ülkelere kıyasla sekiz kat daha fazladır.

Tüm aşırı hava koşulları arasında en fazla ölüme neden olan aşırı sıcaklara özel bir bölüm ayrılmıştır. Ancak, sıcağa bağlı ölümlerin şu anda kaydedilenden 30 kat daha fazla olabileceğinden, etkiler hafife alınmaktadır. Etkilenen ülkelerin sadece yarısında sağlık karar vericilerine sıcaklık uyarı hizmetleri sağlanmaktadır. Ancak uluslararası Herkes için Erken Uyarılar girişimi kapsamında 2027 yılına kadar bu hizmetlerin hızla artması beklenmektedir.

2000 ve 2019 yılları arasında, sıcaklığa bağlı tahmini ölümler yılda yaklaşık 489.000 olup, özellikle Asya (%45) ve Avrupa’da (%36) yüksek bir yük oluşturmaktadır. Aşırı sıcakların 2022 yazında 35 Avrupa ülkesinde 60.000’den fazla kişinin ölümüne yol açtığı tahmin edilmektedir.

Sıcak hava dalgaları, halihazırda her yıl tahminen 7 milyon erken ölümden sorumlu olan ve sağlık riski faktörü açısından dördüncü en büyük katil olan hava kirliliğini de şiddetlendirmektedir.

İklim değişikliği gıda güvensizliği risklerini daha da arttırmaktadır. 2012-2021 yılları arasında, 1951-1960 yıllarına kıyasla %29 daha fazla küresel arazi alanı, yılda en az bir ay süreyle aşırı kuraklıktan etkilenmiştir. Raporda aktarılan rakamlara göre, kuraklık ve sıcak hava dalgalarının bileşik etkileri, analiz edilen 103 ülkede 1981-2010 yılları arasında yıllık olarak bildirilene kıyasla 2020 yılında 98 milyon ek insanın orta ila şiddetli gıda güvensizliği bildirmesiyle ilişkilendirildi.

Değişen iklim koşulları, iklimsel olarak hassas birçok bulaşıcı vektör, gıda ve su kaynaklı hastalığın bulaşmasını da arttırmaktadır. Örneğin, dang humması dünyanın en hızlı yayılan vektör kaynaklı hastalığı olurken, sıtma bulaşma mevsiminin uzunluğu dünyanın bazı bölgelerinde artmıştır.

Rapora göre sağlığa yönelik en önemli zorluklardan bazıları su, gıda güvenliği ve beslenme bağlantısı, bulaşıcı hastalıklar bağlantısı (gıda, su, hava ve vektör kaynaklı hastalıklar) ve özellikle kentsel alanlarda aşırı hava koşulları ve hava kalitesi bağlantısıdır.

Anahtar mesajlar

İklim değişikliği, sağlık belirleyicilerini zayıflatmakta ve sağlık sistemleri üzerindeki baskıları artırarak, özellikle en savunmasız topluluklarda insan sağlığını ve refahını geliştirmek için onlarca yıldır kaydedilen ilerlemeyi tersine çevirme tehdidinde bulunmaktadır.

Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), çok yüksek bir güvenle, gelecekte yaralanma, hastalık ve ölümden kaynaklanan sağlık risklerinin daha yoğun ve sık aşırı sıcaklıklar, kasırgalar, fırtınalar, seller, kuraklıklar ve orman yangınları nedeniyle artacağı sonucuna varmıştır. İklim değişikliğinden kaynaklanan aşırı ölümlerin 2050 yılına kadar %50’den fazlasının Afrika’da gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

Sağlığın korunması neredeyse tüm ülkelerde bir önceliktir ve karar alma süreçlerini daha iyi bilgilendirmek için yüksek kaliteli bilgi gerektirir. İklim bilgileri ve hizmetleri, sağlık sistemlerinin ve nüfus sağlığının iklim aşırılıklarından ve değişen iklimden nasıl ve ne zaman etkilenebileceğini daha iyi anlamak ve iklimle ilgili riskleri yönetmek için temeldir.

İklim bilgileri ve hizmetleri, sağlık sistemlerinin ve nüfus sağlığının iklim aşırılıklarından ve değişen iklimden nasıl ve ne zaman etkilenebileceğini daha iyi anlamak ve riskleri yönetmek için temeldir. Özel iklim ürünleri ve hizmetleri, iklimle ilgili sağlık risklerini tespit etmek, izlemek, tahmin etmek ve yönetmek için sağlık ortaklarının elindeki kanıt ve bilgileri geliştirebilir.

Sağlık sektörü için iklim bilimi ve iklim hizmetlerinin faydalarının geliştirilmesi ve erişilebilirlik, uygunluk ve alımın artırılması için büyük bir potansiyel bulunmaktadır. Ulusal Sağlık Hizmetlerinin sadece %31’i iklim hizmetlerini ‘tam’ veya ‘ileri’ kapasite düzeyinde sağlamaktadır. Çok çeşitli akademik, özel sektör ve hükümet ortakları da bu boşluğu doldurmak için çalışmaktadır ve bunun sürdürülebilir ve koordineli bir temele oturtulması gerekmektedir.

Aşırı sıcaklar, tüm aşırı hava koşulları arasında en fazla ölüme neden olan durumdur, ancak etkilenen ülkelerin yalnızca yarısında sağlık karar vericilerine sıcak uyarısı hizmetleri sunulmaktadır. Lancet Sağlık ve İklim Değişikliği Geri Sayımı’na göre, artan sıcaklıklar ve 65 yaş üstü nüfusun artması, bu yaş grubunda sıcaklığa bağlı ölümlerde 2000-2004 yıllarına kıyasla 2017-2021 yılları arasında yaklaşık %68’lik bir artışı tetiklemiştir.

IPCC’ye göre, küresel sıcaklıktaki 1,5°C, 2°C ve 3°C’lik artışlar temel alındığında, 2100 yılına kadar Orta ve Güney Amerika, Güney Avrupa, Güney ve Güneydoğu Asya ve Afrika’nın sıcaklığa bağlı ölümler açısından iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgeler olacağına dair “yüksek ihtimal” bulunmaktadır.

IPCC ayrıca “çok yüksek güvenle” gelecekteki kentsel gelişim ve sıcak hava dalgalarının daha sık meydana gelmesinin birleşiminden önemli sıcaklık etkilerinin beklendiğini, daha sıcak günler ve sıcak gecelerin şehirlerde sıcaklık stresine katkıda bulunacağını belirtmektedir.

Hava kalitesi, iklim değişikliği ve sağlıkla ilgili endişeler birbiriyle bağlantılıdır. Hava kirliliğinin azaltılmasına yol açan iklim hafifletme eylemi hayat kurtarabilir. Buna rağmen, sağlık için en tehlikeli çevresel tehdit olmasına rağmen, gelişmekte olan ve yükselen ülkelerdeki uluslararası kalkınma fon sağlayıcıları tarafından yapılan iklim finansmanı taahhütlerinin sadece %2’si açıkça hava kirliliği ile mücadeleyi amaçlamaktadır (2015-2021’de).

2019 yılında hava kirliliği, küresel ölçekte ölüm için önde gelen risk faktörleri sıralamasında beşinci sıradan dördüncü sıraya yükselmiş ve obezite, kardiyovasküler hastalıklar ve yetersiz beslenme gibi kronik hastalıklar için yaygın olarak bilinen diğer risk faktörlerinin etkilerini aşmaya devam etmiştir.

Sağlık sektörünün kapasitesini geliştirmek için yeterli yatırım yapılmamakta, bu da sektörü en savunmasız kişileri korumak için yetersiz bırakmaktadır. Şu anda, toplam ikili ve çok taraflı uyum finansmanının sadece %0,2’si sağlığı birincil odak noktası olarak belirleyen projeleri desteklemektedir ve çok sektörlü ve etkili iklim bilimi ve hizmetleri kapasitesine yapılan yatırım çok azdır.”

Hidrometeorolojik yatırımların çoğu açıkça sağlık sonuçlarını desteklemek üzere tasarlanmamıştır. Bunun değişmesi gerekiyor.

Sağlık için iklim hizmetlerinin potansiyelinden tam olarak yararlanmak için, sağlık ve iklim sektörleri arasında kurumsal gelişim ve entegrasyonda dönüşümsel bir değişime ihtiyaç vardır.

Küresel COVID-19 salgınının ardından tüm ülkeler, toplumun sağlığı tehlikeye girdiğinde ortaya çıkabilecek sosyal ve ekonomik kayıpları ve zararları deneyimlemiştir. Sağlık camiasını iklim değişkenliği ve iklim değişikliğinin zararlı etkileri nedeniyle gelecekte yaşayabilecekleri şok ve baskılara hazırlamak için daha fazla şey yapılmalıdır.

2023’te düzenlenen Dünya Meteoroloji Kongresi, zorlukların üstesinden gelmek için DSÖ ve diğer sağlık ortaklarıyla işbirliği içinde Entegre İklim, Çevre ve Sağlık Bilim ve Hizmetlerinin Geliştirilmesi (2023-2033) konulu 10 yıllık bir stratejiyi onaylamıştır.

Başarı hikayeleri

İklim hizmetlerinin sağlık için faydalarına örnekler şunlardır:

Afrika’da gıda güvenliği ve şok müdahale sistemleri Moritanya ve Sahel’de sosyal korumayı desteklemektedir. İnsani yardım kuruluşları Kenya’da kuraklığı önleyici tedbirler yoluyla temiz su teminini ve beslenmeyi iyileştirmektedir

Avrupa’da, kentsel ortamlardaki sıcak hava dalgaları ve hava kirliliği riskleri hakkında bilgi sağlamak için bir mobil uygulama geliştirildi. Aeroalerjenlerin gerçek zamanlı gözlemleri, uygulama kullanıcılarına sunulan bilgilerde devrim yaratıyor ve milyonlarca Avrupalı alerji hastasının sağlığını iyileştiriyor. Yerel İklim Adaptasyon Aracı, Birleşik Krallık’taki yerel karar vericileri adaptasyon önlemlerini belirlemede destekliyor

Pasifik’te, geliştirilmiş entegre risk izleme ve iklime dayalı erken uyarı sistemleri, Fiji’deki insanların iklim değişikliklerine daha iyi hazırlanmalarına ve yanıt vermelerine yardımcı olarak iklime duyarlı hastalıklardan kaynaklanan morbidite ve mortaliteyi azaltmıştır. Avustralya, insanları zararlı UV seviyelerine karşı korumak için bir Sun-Smart Uygulamasının geliştirilmesinde öncü bir rol oynamıştır.

Pan-Amerika bölgesinde, Arjantin’de aşırı sıcak ve soğuk için erken uyarı sistemlerine sağlık ve sivil koruma sektörleriyle birlikte öncülük edilmiştir.

Güneydoğu Asya’da uydular, iklim ve çevre bilgilerinin Myanmar için sağlık gözetim sistemlerine entegrasyonunu, Vietnam’da dang humması için entegre bir erken uyarı sisteminin geliştirilmesini ve Lao PDR’deki en hassas yerleşimlerin dayanıklılığını artırmaya yönelik önlemleri desteklemektedir.

TMMOB

METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI

KAYNAK: WMO

Facebook
Twitter
YouTube
Instagram