WMO: SU DÖNGÜSÜ DAHA İYİ İZLENMELİDİR.

tarafından gönderildi

WMO giderek düzensizleşen su döngüsünün daha iyi izlenmesi için çağrıda bulunuyor.

Su kaynaklarının durumu raporu bağımsız bir küresel değerlendirme sunuyor

Su yönetimini güçlendirmek için daha fazla yatırım ve veri paylaşımı gerekiyor

İklim değişikliği sel ve kuraklık gibi ekstrem olayları yoğunlaştırıyor

Su kaynakları yönetimi iklim eyleminin merkezinde yer alıyor

Hidrolojik bilgiler Herkes İçin Erken Uyarıları destekler

Cenevre, 12 Ekim 2023 (WMO) _

Dünya Meteoroloji Teşkilatının küresel su kaynaklarına ilişkin kapsamlı bir değerlendirme sunan yeni raporuna göre, iklim değişikliği ve insan faaliyetlerinin bir sonucu olarak hidrolojik döngü dengesini kaybediyor.

Kuraklıklar ve aşırı yağış olayları, yaşamlara ve ekonomilere ağır bir darbe vuruyor. Eriyen kar, buz ve buzullar sel gibi tehlikeleri arttırmakta ve aynı zamanda da milyonlarca insan için uzun vadeli su güvenliğini tehdit etmektedir.

Yine de dünyadaki tatlı su kaynaklarının gerçek durumu hakkında çok az şey biliniyor. WMO Küresel Su Kaynaklarının Durumu 2022 raporu, ölçmediğimiz şeyi yönetemeyiz diyor ve temel bir politika değişikliği çağrısında bulunuyor.

Su kaynaklarının izlenmesi, veri paylaşımı, sınır ötesi işbirliği ve değerlendirmelerin iyileştirilmesi ve bunu kolaylaştırmak için yatırımların arttırılması gerekmektedir. Bu, toplumun artan çok fazla veya çok az su aşırılıklarıyla başa çıkmasına yardımcı olmak için hayati önem taşımaktadır.

WMO Küresel Su Kaynaklarının Durumu Raporu 2022, geçen yıl yayınlanan pilot raporun üzerine inşa edilmiştir. Yeraltı suyu, buharlaşma, akarsu akışı, karasal su depolama, toprak nemi, kriyosfer (donmuş su), rezervuarlara girişler ve hidrolojik afetler gibi önemli hidrolojik değişkenler hakkında daha geniş bilgiler içermektedir. Küresel ölçekte su kaynaklarını değerlendirmek için saha gözlemlerini, uydu tabanlı uzaktan algılama verilerini ve sayısal modelleme simülasyonlarını entegre etmektedir.

WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, “Bu WMO raporu, iklim, çevre ve toplumsal değişikliklerin etkisini vurgulayarak dünya genelindeki su kaynaklarına kapsamlı ve tutarlı bir genel bakış sunuyor. Buzullar ve buz örtüsü gözlerimizin önünde çekiliyor. Artan sıcaklıklar su döngüsünü hızlandırdı – ve aynı zamanda bozdu. Daha sıcak bir atmosfer daha fazla nem tutuyor. Çok daha yoğun yağışlar ve sel baskınları görüyoruz. Diğer uçta ise daha fazla buharlaşma, kuru topraklar ve daha yoğun kuraklıklar var” diyor.

WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, Felaketlerin ezici çoğunluğu suyla ilgilidir ve bu nedenle su yönetimi ve izleme, küresel Herkes İçin Erken Uyarılar girişiminin merkezinde yer almaktadır. Herkes İçin Erken Uyarılar’da öncelikli eylem için hedeflenen ülkelerin çoğu 2022’de büyük sel veya kuraklıklardan muzdarip oldu. Tek bir ülke bile kanıta dayalı karar alma ve erken eylemi destekleyecek zamanında ve doğru hidrolojik verilere sahip değildir.” diye ekledi.

Taalas,”Bu rapor, anlamlı erken uyarıları mümkün kılmak için daha fazla veri paylaşımı ve iklim eyleminin ayrılmaz bir parçası olan daha koordineli ve entegre su yönetimi politikaları için bir eylem çağrısıdır” diyor.

Rapor, düzinelerce uzmanın görüşlerini bir araya getirmekte ve politika yapıcılara entegre ve bütüncül bilgi sağlamak amacıyla WMO’nun amiral gemisi Küresel İklim Durumu raporunu tamamlamaktadır.

Şu anda 3.6 milyar insan yılda en az bir ay suya erişimde yetersizlik yaşıyor ve BM Su Raporu’na göre bu rakamın 2050 yılına kadar 5 milyardan fazla olması bekleniyor.

Önemli Bulgular:

1991-2020 dönemindeki tarihi ortalamaya kıyasla 2022 yılı için ortalama nehir deşarjını gösteren şekil

Hidrolojik değişkenler

Rapor, nehir deşarjı, yeraltı suyu, buharlaşma, toprak nemi, rezervuarlara giriş gibi çeşitli değişkenler için uzun vadeli ortalamayla karşılaştırmalı olarak büyük nehir havzalarındaki su kaynaklarının bağımsız ve tutarlı, küresel ölçekte nicel bir değerlendirmesini sunmaktadır.

2022 yılında, küresel havza alanlarının %50’sinden fazlası normal nehir deşarj koşullarından sapmalar yaşamıştır. Bu alanların çoğu normalden daha kurak olurken, havzaların daha küçük bir yüzdesi normalin üzerinde veya çok üzerinde koşullar sergilemiştir. Bu durum 2021 ile benzerlik göstermiştir. Büyük su rezervuarlarının %60’ından fazlasında normalin altında veya normalin çok üzerinde su girişi görülmüş olup, bu durum giderek daha değişken hale gelen iklim koşullarında tüm kullanıcılara su sağlamada zorluk yaratmaktadır.

2022 yılı boyunca, toprak nemi ve buharlaşmadaki anormallikler, nehir deşarj koşullarındaki anormallikleri yansıtmıştır. Bu nedenle, örneğin Avrupa’da yaz aylarında büyük bir sıcak hava dalgası ve kuraklık nedeniyle buharlaşma artmış, toprak nemi ve nehir akışları azalmıştır. Bu durum sadece tarımda zorluklara değil, aynı zamanda soğutma suyu eksikliği nedeniyle enerji planlarının durdurulmasına da yol açmıştır.

2022’de La Niña’dan 2023’te El Niño koşullarına geçişin hidrolojik döngü üzerinde gelecek yılki raporda analiz edilecek büyük bir etkisi olması muhtemeldir.

Kriyosfer

Tibet Platosu, Himalayalar, Karakurum, Hindikuş, Pamirler ve Tien Shan Dağlarını kapsayan Üçüncü Kutup, yaklaşık 2 milyar insanın su temini için hayati önem taşımaktadır. 2000 yılından 2018 yılına kadar toplam buzul kütle dengesi yüzde 4’ten fazla azalmıştır. Kar örtüsünde kayda değer bir azalma ve buzul göllerinin hacminde büyük bir artış olmuştur.

Bu durum İndus, Amu Derya, Yangtze ve Sarı Nehir havzalarındaki nehir akışlarını etkilemiş ve iklim değişikliğinin bölge üzerindeki etkisinin giderek arttığını göstermiştir.

2022 yılında, Ren, Tuna, Rhone ve Po gibi büyük nehirlerin beslenmesi için hayati önem taşıyan Alplerdeki kar örtüsü ortalamanın çok altında kalmıştır. Avrupa Alpleri daha önce görülmemiş düzeyde buzul kütlesi kaybına uğradı

Subtropikal And Dağları’nda 2009’dan bu yana kışın kar birikiminde istikrarlı bir düşüş yaşanmış ve bu durum Şili ve Arjantin’in batısındaki şehirlerin su kaynaklarını etkilemiştir. Her ne kadar 2022 yılında bazı bölgelerde ortalamanın biraz üzerinde kar görülmüş olsa da, özellikle Arjantin tarafında önemli su havzaları ortalamanın altında koşullar bildirmiş ve bu da kalabalık şehir merkezlerinde sürekli su kısıtlamalarına yol açmıştır.

Su ile ilgili felaketler

Şiddetli kuraklık 2022 yazında Avrupa’nın birçok bölgesini etkilemiş, Tuna ve Ren gibi nehirlerde ulaşımı zorlaştırmış ve Fransa’da soğutma suyu eksikliği nedeniyle nükleer santral elektrik üretimini aksatmıştır.

ABD’deki Mississippi Nehri’nde seyrüsefer, ABD’deki sürekli kuraklığın bir sonucu olarak aşırı düşük su seviyelerinden etkilenmiştir.

Güney Amerika’da La Plata nehir havzası 2020’den bu yana devam eden kuraklık koşullarına maruz kalmıştır. Bu durum, düşük nehir akışları nedeniyle 2022 yılında hidroelektrik üretiminde önemli bir düşüşe neden olmuştur. Paraguay’da 2022 yılı boyunca birkaç kez su tedariki yapılamamıştır.

Çin’deki Yangtze Nehri Havzası’nda yaşanan şiddetli kuraklık, nehir deşarjının, rezervuarlara girişin ve toprak neminin ortalamanın çok altında kalmasına yol açmıştır.

Uzun süreli kuraklık Afrika Boynuzu’nda büyük bir insani krize yol açmıştır. Buna karşılık, Nijer Havzası ve Güney Afrika’nın büyük bir kısmı, 2022’deki büyük sel olaylarıyla bağlantılı olarak ortalamanın üzerinde nehir deşarjı kaydetti.

Pakistan’daki İndus Nehri Havzası’nı vuran mega sel, en az 1700 kişinin ölümüne, 33 milyon kişinin etkilenmesine ve tahminen 30 milyar ABD dolarından fazla ekonomik kayba neden olmuştur. Yılın başlarında yaşanan sıcak hava dalgası buzullardaki su erimesini arttırarak nehir seviyelerini yükseltmiş, ardından Temmuz ve Ağustos aylarında ortalamanın iki katından fazla yağan şiddetli muson yağmurları ile nehirler kabarmıştır.

Şekil, 2022 yılında dünya genelinde kayda değer yüksek etkili hidrolojik olayları göstermektedir; daireler sel (mavi) ve kuraklık (kırmızı) olaylarını göstermektedir

TMMOB

METEOROLOJİ MÜHENDİSLERİ ODASI

KAYNAK: WMO

Facebook
Twitter
YouTube
Instagram